KIBRIS’ı Yunanistan’a ilhak etmek için Makarios’u deviren askeri cuntanın lideri Albay Dimitris Yuannidis tam 36 yıldır Atina yakınlarındaki Koridalos hapishanesindeki hücresinde ölümü bekliyor. Günde 12 saatini hücresinde kilitli geçiren ve yıllardır birkaç yakını dışında kimseyle konuşmayan “Yunanistan’ın gölge diktatörü” Yuannidis, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’yla ilgili suskunluğunu bozdu. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile Dışişleri müsteşarı Joseph Sisco için “Türkiye’nin Kıbrıs’taki niyetleri konusunda beni aldattılar” diyen Yuannidis, Yunan ordusundaki kuvvet komutanlarının da ihanetine uğradığını öne sürdü. Yunan gazetesi Adesmeftos Tipos, 89 yaşındaki eski diktatörle cezaevindeki hücresinde Temmuz 2009’da Yorgos Franko tarafından yapılan röportajı yayınladı. “Yoannidis ABD Dışişleri’nin o zaman takındığı tavır konusunda öfkeli görünüyordu” yorumunu yapan gazete, harekatın başladığı 20 Temmuz 1974 sabahı Atina’da yaşananları darbeci albayın ağzından şöyle aktardı:
“Ankara’ya savaş açarız”
“20 Temmuz sabahı Silahlı Kuvvetler Komutanlığı’nda Yunan Cumhurbaşkanı Fedonas Gizikis; Başbakan Adamandu Andrutsopulu; Dışişleri ve Savunma Bakanları Kiprianu ve Latsudi; kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanlarıyla toplandık. Toplantıya ABD’nin Atina Büyükelçisi Hanry Taksa ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sisco da katıldı. Amerikalılar Türk istilası devam ederken Atina’yı uyutmaya çalıştı. Toplantıya girer girmez söz alan Sisco bizden kendimize hakim olmamızı istedi. Kendisinin ve Kissinger’in Türkler’i önümüzdeki 24 saat içerisinde Kıbrıs Türk Alayı’nı (TURDİK) takviye ve Kıbrıslı Türklerin maneviyatını yükseltmek amacıyla 1500 asker bırakarak Kıbrıs’tan çıkmaya ikna edecekleri vaadinde bulundu. Bu nedenle bizden her türlü savaş faaliyetinden kaçınmamızı istedi. Bu noktada araya girdim ve masaya yumruğumu vurarak Amerikan tarafına ‘bir Türk çıkarma harekatını engellemek amacıyla 6’ncı Filo’nun Mersin açıklarında devriye gezeceğini vaat ederek bizi aldattınız’ diye bağırdım. Gerek Gizikis gerek Kiprianos da derhal kalktı ve iki Amerikalı’ya İngilizce olarak ‘Türkler derhal çekilmezse Yunanistan NATO’dan çıkacak ve Ankara’ya savaş ilan edecek’ uyarısında bulundu. Hemen Silahlı Kuvvetler Komutanı General Grigorios Bonanos’a genel seferberlik ilan etme emri verdim. Buna paralel olarak aynı gece BM Güvenlik Konseyi’nden de bütün taraflara Kıbrıs’ın bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme çağrısı yapan 353/74 sayılı kararı çıkarttırmaya karar verdik.
“Uçaklar kalksın”
Donanma Kurmay Başkanı Petros Arapakis’e de Oniki Adalar’daki denizaltılarımızın yarısını Türk gemilerini vurmak üzere Kıbrıs’a göndermesini emrettim. Ayrıca Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesini de önerdim. Ancak Amerikalıların arabuluculuğuna halen güvenen Genelkurmay Başkanı Grigorios Bonanos ve Sisco tereddüt etti. Ancak o zaman Hava Kuvvetleri Komutanı Papanikolau kendisinden elimizdeki fantomları Türk istilacının üzerine göndermemiz istendiğinde söz konusu uçaklarımızın gerçek olanaklarıyla ilgili analiz yapmaya başladı. 21 Temmuz sabahında Gizikis’in bürosunda yapılan toplantıda Arapakis’e Girne limanı açıklarındaki bütün Türk gemilerini batırmasını, Papanikolau’ya da ilk 6 fantomu Ada üzerinde Türk olan her yeri bombalamak üzere Girit’ten kaldırmasını söyledim.
Ancak Kurmay başkanları ve Gizikis bize ihanet etti, bunu gizlemiyorum. Daha sonradan öğrendiğimize göre gerek 3 kuvvet komutanı gerek Bonanos ve Gizikis kendi aralarında görüşüp Türkiye’yle çatışmaya girmemeye karar verdi. Arapakis ise denizaltılara geri dönmeleri ve tek bir uçağın bile kalkmaması emrini verdi.
‘Türk ordusunu kolayca yenerdik’
Yuannidis, şu ifadeleri de kullandı: “Türk ordusu ile karşı karşıya gelseydi, Yunanistan kazanırdı. Özellikle hava ve deniz kuvvetlerinde silah kalitesi oranı bizim lehimizdeydi. Türkiye’nin 1’e 3 oranında daha güçlü olduğu kara kuvvetlerinde bile Meriç’teki cephenin darlığından dolayı sorunumuz yoktu. Kritik anlaşmazlık iki halkın psikolojik yapısıydı. O dönemde Yunan askeri Türk askerinden çok daha eğitimliydi ve daha yüksek morale sahipti. O zamanlar sadece bizim elimizde bulunan 22 fantom havada üstünlük sağlayacak ve Türk uçaklarını düşürecekti. Aynı ezici fark iki ülkenin deniz kuvvetleri için de geçerliydi. Türklerin elinde olandan 2-3 daha fazla destroyerimiz vardı ancak oyunu henüz satın aldığımız 8 Alman denizaltımız ve Fransız torpidobotlarımız kazanacaktı.”(vatan)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...