E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

İngiliz üsleri Brexit masasında 

AB'den ayrılma süreci işleyen İngiltere, Kıbrıs'la Brexit sonrası dönem için müzakerelere başladı. İngiltere, iki askeri üssü aracılığıyla Ada topraklarının yüzde 3'ünde egemenlik haklarına sahip.

12.10.2017 - 23:38
İngiliz üsleri Brexit masasında

Britanya'nın AB'den ayrılma süreci (Brexit) çerçevesinde İngiltere ile Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsilen Rum yönetimi arasında görüşmeler Çarşamba günü Brüksel'de başladı. Müzakerelerin başlıca konusu Ada'daki iki İngiliz üssünün durumu.
 
DW'nin haberi şöyle;

İngiltere üsleri yoluyla Kıbrıs'ta sadece garantör değil "egemen" devlet statüsünde. Toplamda Ada'nın yüzde 2.76'lık bölümünü oluşturan Ağrotur (Akrotiri) ve Dikelya'daki üsler, "egemen İngiliz üsleri" statüsüne sahip ve İngiliz hukukunun geçerli olduğu İngiliz toprağı sayılıyor. Yaklaşık 254 kilometrekarelik alana yayılan iki üste yaklaşık 3 bin İngiliz askerinin görev yaptığı tahmin ediliyor.
 
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, Kıbrıs'ın Britanya'nın Ortadoğu ve Uzakdoğu'daki üslerine geçiş güzergahı işlevi gördüğünü ve eskiden İmparatorluk Yolu olarak adlandırıldığını hatırlatarak "Bu iki üssün konumlandırması çok önemli. Biri Ortadoğu'nun tam karşısında, diğeri Mısır kanalının karşısında. Demek ki İngiliz aklı burada stratejik bir akılla idame ettirmiş. Nitekim 1960 hukukunda üsler konusundaki hakların devredilemeyeceği, hakların zaman dilimiyle sınırlandırılamayacağı ve ebedi müddette gideceği görüşünden hareket edilmiştir" diyor.
 
"Brexit üsleri etkilemez"
Kıbrıs'ın güneyinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsilen 2004 yılında AB üyesi olmasıyla Kıbrıs ve İngiltere arasında AB müktesebat hukukunu dışarıda bırakan ve İngiltere'nin üslerdeki egemenlik hakkını teyit eden yeni bir anlaşma yapıldığını belirten Tamçelik, bu nedenle Brexit'in İngiliz üslerinin statüsü konusunda bir değişikliğe yol açmasının beklenmediğine dikkat çekiyor.
 
AB, üsler konusunda Britanya ile ayrı görüşmeler yürütmesi için Kıbrıs yönetimine yeşil ışık yakmış ve Britanya ile Kıbrıs arasında varılacak anlaşmanın, Birlik ile İngiltere arasındaki Ayrılma Antlaşması'na dahil edileceğini bildirmişti. Ancak İngiltere'nin Ada'daki varlığının AB'yi ve Kıbrıs yönetimini aşan küresel bir boyutu da bulunuyor.
 
Ortadoğu'ya çıkış noktası
Kıbrıs'taki "egemen" İngiliz üslerinin İngiltere ve NATO müttefiklerince Irak'taki iki savaş, Süveyş, Libya ve Suriye'deki askeri operasyonlarda da kullanıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Tamçelik,  İngiltere'nin Ada'daki çıkarlarını kendisinin ya da Kıbrıs'ın AB üyesi olup olmadığına endekslemediğini ve stratejik planları açısından önümüzdeki  50-100 yıllık stratejik planlar içinde değerlendirdiğini belirtiyor. Cebelitarık Boğazı'ndan Süveyş Kanalı'na İngiliz varlığının Akdeniz'deki stratejik konumlanmasına dikkat çeken Tamçelik, "Bu bölgesel ve küresel çıkarlar içerisinde Kıbrıs'ın da bir karakol, bir lojistik destek ve dinleme istasyonu olarak işlev gördüğünü" belirtiyor.
 
Kıbrıs'ın güneyinde, Limasol yakınındaki Ağrotur (Akrotiri) Üssü, IŞİD'le mücadelede Irak ve Suriye'ye yapılan uçuşların kalkış noktasını oluşturuyor. İngiltere'nin Ortadoğu'nun yanı sıra Asya'daki askeri misyonlarının da başlangıç noktası Kıbrıs'taki üsler. Askeri uzmanların tahminlerine göre İngiltere Kıbrıs'taki üslerindeki tesisler yoluyla Afganistan'a kadar uzanan dinleme faaliyetleri yürütüyor.
 
İngiltere'nin Kıbrıs taktiği
Kıbrıs görüşmelerinde en pürüzlü noktalardan biri olan garantörlük ve Ada'nın askerden arındırılması konularında İngiliz üslerinin konumu gündemde ön planda yer almadı. İngiliz hükümeti, iki tarafın bir anlaşmaya varması durumunda kendisinin de üzerine düşeni yapacağını belirtiyor. Peki İngiltere, kendisi açısından bu kadar büyük stratejik önem taşıyan Kıbrıs'tan çekilir mi? Türkiye ve Kuzey Kıbrıs hükümetlerinde danışmanlık görevi yürütmüş ve Kıbrıs görüşmelerinde teknik komitelerde yer almış olan Prof.Dr. Tamçelik, Londra'nın bu söyleminin zekice bir taktik olduğu görüşünde. Ada'da çözümsüzlüğün İngiliz egemen üslerinin tartışılmaması sonucu doğurduğuna dikkat çeken Tamçelik, "İngiliz hükümeti iki aktör arasındaki gelgitleri en iyi değerlendiren taraf. 'Siz ikiniz anlaştıktan sonra ben nihai karara tabi olacağım' diyor. Türkçesi şu: Siz ikiniz anlaşamadıktan sonra benim bugünkü cari hukukum devam eder. Ada'da iki aktörün anlaşamayacağı ve iki anavatanın anlaşmasının zor olduğunun bilindiği bir konuda bunu ileri sürmesi zımnen kendi egemen üslerinin hukukunun aynen devam ediyor olmasını beraberinde getirecektir, yani çok akıllıca bir yöntemdir" diyor.
 
 Kıbrıslı Türk ve Rum liderler Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis, Haziran ayında New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile.
 
Kıbrıslı Türk ve Rum liderler Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis, Haziran ayında New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile.
 
Straw'un "bölünme" çıkışı
İngiltere'nin eski dışişleri bakanlarından Jack Straw'un Independent gazetesinde 1 Ekim'de yayımlanan makalesinde Kıbrıs'ta iki toplum temelinde tek bir devlet kurulması için yapılan görüşmeleri "maskaralık" olarak nitelendirmesi ve sorununun çözümünün bölünmeden geçtiğini söylemesi dikkat çekti. Kıbrıs işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın bir hafta kadar sonra "Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'ye bağlanma isteğiyle ilgili Türkiye ile KKTC'nin oturup siyasi bir çözüme karar vereceği" şeklindeki açıklaması da yeni senaryoların gündemde olup olmadığı sorularını doğurdu.
 
"Top Kıbrıslı Rumlarda"
Ada'da iki toplumu birleştirmeye yönelik federasyon ve konfederasyon seçeneklerinin mevcut şartlar altında başarı şansının bulunmadığını belirten Tamçelik, üçüncü ve son senaryonun ise Kuzey'in uluslararası toplumdaki tanınmışlık düzeyinin artırılması suretiyle mevcut durumun sürdürülmesi olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Eğer bu anlaşmalar birleşik Kıbrıs devletine dönüşemeyecekse gidilecek yol bugünkü yol olmamalıdır. Bugünkü yolun sonu, kuzeyde bağımsız bir devlet olmalıdır. İşte İngiltere bunu söylemeye çalışıyor."
 
İngiltere'nin şu an itibarıyla ulusal çıkarları gereği kuzeyin bağımsızlığını resmi olarak tanımayacağını, ancak Kuzey Kıbrıs'ın uluslararası tanınmışlık düzeyinin artırılması yoluyla Kıbrıslı Rumlar üzerinde baskı kurabileceğini belirten Tamçelik, "KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması" söylemini de bu baskıyı artırma stratejisinin bir parçası olarak görüyor.
 
Akdağ'ın açıklamasını retorik analiz olarak okuduğunu belirten Tamçelik, "Optimumla minimum nokta arasında bir çizgi çekersiniz. Ama en akıllıcası orta yoldur. Türkiye'ye bağlanmaktan ziyade asıl tartışılması gereken, bugünkü durumun sürdürülemez oluşudur. Ada'da egemen unsurların, yani Kıbrıslı Türkler ve Rumların bir araya gelip yapıcı bir şekilde birleşik bir devlete dönüştürmesi gerek. Dönüştüremezlerse bunun yolu artık ayrılık olmalı. Çünkü 50 yılda birleşemeyen toplumların tekrar birleşmesi ve bunun bedelini Kuzey Kıbrıslı Türklerin ve KKTC'nin ödemesi hem ahlaki değil, hem doğru değil, hem de hukuki değil." 

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Beklentimiz tansiyonun düşmesi'
ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert "Türkiye'nin ABD'yle arasına mesafe ...
'Yanlış işlerin düzeltilmesi lazım'
Başbakan Yardımcısı Akdağ "Amerika'yla aramızdaki duruma düşmanlık demeyelim. ...
Avrupa’ya “IŞİD soykırımını tanı” çağrısı
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) IŞİD’in Irak ve Suriye’de “özellikle ...
 
İsrail de UNESCO'dan çekiliyor
ABD'nin ardından İsrail de kısa adı UNESCO olan BM Eğitim, Bilim ve Kültür ...
'Savaş ilanı sayarız'
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Salihi, DMO'nun ABD tarafından terör ...
287 yargı mensubunun görev yeri değiştirildi
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSK) 1. Dairesi, 267’si adli yargı ...
 
Haber yalan çıktı
Sosyal medyayı karıştıran bir haber ortaya atıldı. Haberde iddia edilen; ...
Irak ve IKBY'ye arasında gerginlik
Irak merkezi hükümetinden Kuzey Irak'taki referandum sonrası gerginliklerle ...
15 öğrenci parfümden zehirlendi
Mersin’in Tarsus ilçesinde 15 öğrenci parfümden zehirlendi, hastaneye ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
yangın
İstanbul Başakşehir
kardeş
Chloe Loughnan
Binyamin Netanyahu
Microsoft
savcı
chp
Siyaset