Doğan Şentürk... 

Ülkemiz güzelliklerle dolu, bu ülke vatandaşları benzerine az rastlanır hasletlerle bezelidir. Ama aynı şekilde bize çok da hoş olmayan hasletlerimiz de yok değil. İşte bu kötü hasletlerden biri de başarılı olan birileri olduğu zaman onun başarısını takdir etmek yerine o başarıyı cezalandırmaya çalışmaktır. 

Bu girizgah şunun için… Medya dünyası dışındakilerin ismini çok da bilmediği Doğan Şentürk hakkında çirkin bir kampanya başlatıldı. Çirkinlik öyle bir boyutta, seviyesi o kadar düşük ki içeriğine değinip sayfayı da sizin zihninizi de kirletmek istemeyiz.
Bizim asıl dikkat çekmek istediğimiz mevzu şu: Doğan Şentürk bu çirkinliği hak edecek neyi başardı? Öyle ya; bu topraklar hiçbir başarının cezasız bırakılmadığı topraklardı ve Doğan Şentürk’e atılan çamurdan ziyade Doğan Şentürk’e odaklanmak daha doğru olur.

NASIL OLUR DA OLUR? OLDU…

Düşünün… Ekranda görünmek için her türlü rezilliğe razı olan, sırf birkaç kişi beni tanısın diye kılıktan kılığa giren, kuyruklara doluşan, olmadık numaralar yapan, içeriği önemsemeyip sadece ve sadece görünmeyi tercih eden ünlüler ya da ünlü olma heveslilerinden oluşan bir toplumda Türkiye’nin en çok izlenen televizyonlardan birinin yayın yönetmeni olarak istese her gün “kendini gösterebilecek” imkânlara sahipken dönüp bakmayan biri…

Hayal gibi değil mi?

Belki öyle ama değil. Çünkü bu inanılması zor durum Doğan Şentürk özelinde gerçeğe dönüşmüş durumda yıllardır. FOX TV’nin genel yayın yönetmeni, koca kanalın dümenini elinde tutuyor ama o dümeni asla kendine doğru çevirmiyor.

BİTMİŞ BİR KANALDAN ZİRVEYE GİDEN YOL…

2007 yılı. Artık her şeyi bitme noktasına gelen TGRT’nin isim ve yayın hakkını FOX TV’ye devretmesi ile FOX TV döneminin başladığı yıl. Ve o bitmiş kanalı toparlaması, ayakta tutması ve büyütmesi için seçilen isim: Doğan Şentürk.

Şimdi olduğu gibi o zaman da görünür olmaktan kaçan, başında olduğu kanalı büyüttükçe kendi isminin de büyüyeceğini bilen, büyüklüğü şöhrette değil,  işindeki başarı ile bir tutan Şentürk’ün bunu başarıp başaramadığının yanıtını reyting listeleri veriyor.

STARLARIN ARDINA SAKLANMAK YERİNE KENDİ STARINI ÜRETEN YÖNETİCİ

Kanal D, Star TV gibi köklü büyük kanallar, Uğur Dündar, Mehmet Ali Brand gibi efsane anchormanler uzun süre televizyon dünyasında prestijin simgesi olan ana haber bülteni yarışında zirveyi paylaştı. Hem kanalların bilinirliği, hem de sunucuların yıldızlığı o haber bültenlerini rakipsiz yaptı. Birçok kanal star transferleri ile rekabete girmeyi denedi ama olmadı. Ama Doğan Şentürk bu ezber yerine kendi starını üretmeyi seçti. Ve biz Nazlı Tolga’dan Fatih Portakal’a starlaşan birçok haber spikerini FOX ile tanıdık.  İyi haberi koklayan usta gazeteci gibi star ışığını yakalayabilen bir yönetici olarak hazır starlara umut bağlamak yerine kendi starlarını yaratmayı tercih ederek “Böyle de olur…” dedi. Ve oldu. Ve Şentürk’ün ürettiği starlar ile FOX Ana Haber o yıkılmaz armada kanalların arasında önce zirve havasını solumaya başladı şimdi ise zirvenin en üstüne yerleşti.  Keza İsmail Küçükkaya örneğinde olduğu gibi daha önce televizyon sunuculuğu ile ilgisi olmayan bir gazeteciyi ekran önüne taşıma kararı ile herkesi şaşırtırken Küçükkaya’nın sabah haberlerinin vazgeçilmez ismi olduğu düşünüldüğünde seçimlerindeki isabet oranının tesadüf olmadığını bir kez daha kanıtladı.

Şimdi…

Ben yerine “onlar” diyen, kendini parlatmak yerine hep başkalarına ışık olmayı seçen, işini kendinden önde tutan ve bunu da her geçen gün yükselen bir çıtayla başarabilen bir isimseniz… 1’e 500 iddiasına giriyoruz birileri sizi karalayacaktır. İspatı Doğan Şentürk örneğidir. Ve o çirkin kampanyanın bundan başka bir izahı yoktur.

Ama Stendhal’in o veciz sözüyle dile getirdiği bir hakikat de vardır ki; bu hakikat her türlü çabaya galebe çalar. Der ki usta yazar: “Bir yol, etrafında dikenli teller var diye güzelliğinden bir şey kaybeder mi? Yolcu yürür, dikenler ise kendi kötülükleri ile kala kalır.”