MHP'nin dün Konya'da başlayan, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumu kampanyasına ilişkin toplantı devam ederken Genel Başkan Devlet Bahçeli, bugün toplantıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, El Bab'ta askerlerimizin Rus uçağının saldırısında şehit edilmesini gündeme getirerek şunları söyledi:
'Şimdi Rusya askerimizi şehit ediyor. Sonra da ‘pardon’la geçiştiriyor. Hatta pişkince üste çıkıp Türk Silahlarını suçluyor. Bu yanlıştır, ayıptır. Uluslararası hukuk kurallarını hiçe saymaktır. Rusya'nın maksadı nedir, ne yapmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin saldırılar karşısında sesini çıkarmaması, alttan alması bir şey olmamış gibi davranması nasıl beklenecektir. PKK- PYD'yi terör örgütü olarak görmeyen kaldı ki Moskova'da ofis açmasına müsaade eden Rus yönetiminin art niyeti, gizli gündemi, sahne gerisinde beslediği emelleri doğrultusunda ülkemizin karşısında husumet odağı olmada adeta talip ve isteklidir. Rus hava saldırısı sonucu şehit olan evlatlarımızın hesabı bir kaç özürle, telafi edemez, örtbas edilemez. Dahası şehitlerimizin hesabı mutlaka sorulmalıdır. Suçlular ortaya çıkarılmalı, hak ettiği cezayı bulmalıdır. Karşımızdaki muhatap Rusya Federasyonu ise biz de Türkiye Cumhuriyetiyiz. Kendimize güvenmeli, gücümüzün farkında olmalıyız. Bu coğrafyada var olmanın ve ilelebet yaşamının sırrı 'aman sorun çıkmasın' diye uğraşmak değil. Bilakis çıkan sorunların üzerine milletçe kilitlenip, cesaretle gideceğiz."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin çok çetin, çok çetrefilli, çok çekişmeli günlerden geçtiğini belirterek 'İç ve dış sorun alanlarımız gittikçe karmaşıklaşmakta" dedi.
İngiltere ve Almanya başbakanlarının ziyaretinin ardından ABD’nin de CIA Başkanı’nı Türkiye’ye gönderdiğini kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:
"ABD yönetiminin istihbarat başkanını muhatap olarak göndermesi tartışması gereken bir tasarruf olsa da Türkiye ve Ortadoğu’nun ilerleyen günlerde kritik gelişmelere gebe olduğunu bilmek lazım. Nitekim yapılan temaslardan çıkardığımız kadarıyla Ortadoğu’da son olaylar masadadır. Küresel siyasetin nabzı Türkiye’de atmaktadır. Ülkemizin içinde olmadığı, onay vermediği, desteklemediği küresel ve bölgesel siyaset planlamalarının yaşama şansı yok denecek kadar zayıftır. Bunu taraflı tarafsız herkes görmelidir. ABD’nin yeni Başkanı Trump tarafından PKK- PYD-YPG’ye zırhlı araç hatta tank verilmesi, Rusya- ABD arasındaki dar alandaki paslaşmalar ebetteki soğukkanlılıkla ve milli duygularla yorumlanmalıdır. Trump’ın, 7 Müslüman ülkeyi hedef alan ve sonrasında yargı kararıyla durdurulan sorunlu kararnamesi, Almanya Başbakanı’nın İslam ve terörizmi yan yana getiren bozuk ve gaflet yaklaşımı sadece bölgemizi değil tüm dünyayı etkileyecek kırattadır.”
Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlü olması ve hızlı kararlar alması gerektiğini ifade ederken de "Altını kalın olarak çiziyor ve diyorum ki, bu kadar sorun içinde, devlet güçlü olmadığı, seri kararlar alamadığı, yönetimde fiili-hukuki karmaşa sürdüğü müddetçe Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 ruhuyla devamı bu şartlar altında mümkün görülmemektedir. Diğer yandan, ekonomideki durgunluk ciddi boyutlarda, işsizlik ve enflasyonun yanında dövizdeki fren tutmayan artışlar çığ gibi vatandaşlarımızı hedef almaktadır ” dedi.
Bahçeli, Türkiye Varlık Fonu ile ilgili de, ”Ne getirip, ne götüreceği belirsiz olan Türkiye Varlık Fonu’na bazı kurum ve kuruluşlarının devri ve bu doğrultuda cereyan eden tartışmaların seyri de önemli hal almıştır” diye konuştu.
MHP’nin ülke için yemini olduğunu, bu yemini bir kere daha ettiklerini belirten Devlet Bahçeli, "Bizim için yeminler bozulmak, çiğnenmek için değil; tutulmak, uğruna gerekirse kendimizi feda etmek içindir" dedi. Bahçeli, bu yemini de şöyle açıkladı:
"Yemin, Türkiye’nin tarihsel hak ve çıkarlarıdır. Yemin, Türklüğün bekası, Ötüken’in buyruğu, Söğüt’ün hatıralarıdır. Yemin, Türk milletinin birliği ve sağlam iradesidir. Yemin, bağımsız yaşama ülküsü, esarete yıldırım gibi inmiş tokattır. Yemin, 19 Mayıs 1919’daki ilk adım, 23 Nisan 1920’deki ilk açılış, 29 Ekim 1923’deki ilk ilanın namusudur” dedi.
Devlet Bahçeli, konuşmasında 16 Nisan günü yapılacak referanduma da değinirken de sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık kalıcı nitelikli bir milli mutabakatın şart olduğunu görüyor, fiili durum ve açmazın bir an önce sonlanarak, töreye uygun devlet düzenin devamını ertelenemez bir hedef görüyoruz. Uzlaşmanın, sorumluluk ruhuyla milli şuuru buluşturmuş, siyasi bir vicdanda vasat ve varlık bulacağına inandık, inanıyoruz. Bizim uzlaşacağımız alan milli ve manevi değerlerle sınırlıdır. Bilhassa 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne soluk aldırmanın, hukuksuzluğa ve devlete musallat olmuş yanlışlığa engel olmanın kaçınılmaz olduğunu mütalaa ettik. Bunu yaparken tarihimize baktık. Buna karar verirken milletimizin beklentilerine ve Yenikapı’da doğmuş birliktelik hukukuna müzahir hareket ettik. Türkiye’nin toparlanması, milli bekanın muhafazası için Türk milliyetçiliğinin devreye girmesi lazımdı.”
2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimine değinen Devlet Bahçeli, ”2007 yılında, TBMM’nde yapılması gereken Cumhurbaşkanı seçiminin önüne 367 toplantı yeter sayısı takozu koyan sorumsuz ve ahmaklar aslında sistemsel değişimin önünü açmışlardır. Bugünlerde, ortalıkta görünmeyen emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, cumhuriyet mitinglerini kaldıraç olarak kullanan CHP, eli kanlı aydınlıkçılar, askeri müdahale için açık veya örtülü çağrı yapan demokrasi dışı gruplar kanayan yara haline gelmiş fiili sancının bir numaralı failleri olarak tarihe geçmişlerdir” diye konuştu.
Kanun Hükmünde Kararname ile 4 bin 464 kişinin meslekten ve memuriyetten çıkarılmasını da savunan Devlet Bahçeli, "Bunların aralarında da 330 akademisyenin bulunmasından dolayı üniversiteler önüne nöbetçi protestocu olarak katılanların alayı birden geçmişte Meclis’in Cumhurbaşkanı seçmesine mani olmuşlardı. Şimdi bunlar demokrasi bezirganı olarak üniversitelerin önünde tezgh açmışlardır" dedi.
Devlet Bahçeli, milliyetçi ve ülkücü öğrenciler üniversitelerde eziyet görürken kimsenin sesinin çıkmadığını ileri sürerek, "Evlatlarımız, mesela Fırat Yılmaz Çakıroğlu göz göre göre, üniversiteye konuşlanmış katil PKK’lıların bıçaklı saldırısıyla şehit olurken, bu gafil ve namertlerin numune de olsa birisinin tepkisini duymaz, protestosuna şahitlik etmezsiniz. Nasıl olsa ölen onlardan birisi değildir. Nasıl olsa mağduriyet onlardan hep uzak kalmıştır. Atalarımız boşuna söylememiş; alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Nitekim olan budur" dedi.
Referandumla ilgili konuşmasını sürdüren Bahçeli, ”Rejim değişiyor diye yaygara koparan süfliler, önce kendilerinin vurgun yemiş ve de hiçbir şeye benzemeyen ahlaklarını değiştirmeyi denemelidirler. Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle, Türkiye’nin yönetim yapısı netleşirken, kuvvetler arasındaki ayrım da doğal ve olması gereken kulvarına gelmektedir” diye konuştu.
Bahçeli, 18 maddelik Anayasa değişiklik paketinin demokrasiyi güçlendireceğini ifade ederken de şunları söyledi:
"’Yani Anayasanın ilk dört maddesi üzerinde artık tartışma yapılmasına, akademik gevezeliklere bile hoşgörüyle bakmamız düşünülemeyecektir. Bu bahis kapanmıştır. Bugün karşımızda hayırcı mevzi oluşturup, evet diyenlerin ihanet ettiğini iddia edenler; bugünün Türkiye’si ile Cumhuriyetin kuruluş yılları arasındaki sosyal, siyasal ve hukuksal bağları ve kökleri kopartma tehlikesini bünyelerinde bir virüs gibi taşıdıklarını göremeyecek kadar cehaletin kayalıklarına toslamışlardır.”
Bahçeli, ”CHP’sinden HDP’sine; ÖDP’sinden Perinçekgillere; PKK’sından FETÖ’süne kadar kim ne yaparsa yapsın, Türk milletinin kendi kaderine sahip çıkma hakkına operasyon yapamayacaklardır” dedi
Bahçeli, partisindeki hayırcı milletvekilleri için de, şöyle konuştu:
”Aramızda bulunuyorken miskin miskin yatıp partimizin lehine hiçbir saygıdeğer çalışma ve gayret göstermeyenlerin, şimdilerde hayır koalisyonuna katılıp çıldırmış gibi gezmeleri, bir bakıma kara mizahtır. Şahsımla ilgili ’bir haftada ne değişti de evet dedi’ dedikodusunu üretenlerin, ’Saray- Çankaya- Bahçeli arasında kırmızı hat kuruldu’ diyenlerin itham ve tariz dolu imaları ise yalnızca ayaklar altında kalmaya layıktır.”
Devlet Bahçeli, referandumda niçin evet diyecekleriyle ilgili de şunları söyledi:
"’Evet diyecek, gazi Meclis’in yasama yetkisini güvenceye alacak, daha da etkinleştireceğiz. Evet diyecek, Meclisimizin denetim fonksiyonlarını güçlendireceğiz. Evet diyecek, devlet yönetimindeki fiili zorlama ve açmazı bitirecek, siyaseti toplum sözleşmesinin sınırlarına çekeceğiz. Evet diyecek, yasama, yürütme ve yargı arasındaki hatları kalın olarak çizeceğiz. Evet diyecek, ilk kez Cumhurbaşkanı’na cezai sorumluluk getireceğiz. Evet diyecek, yürütmeyi tek elde toplayıp devletteki karmaşa ve kafa karışıklığını sonlandıracağız. Her evet birliğimize katkı ve yemindir. Her evet esenlik ve selametimize destek ve yemindir. Her evet milletin istiklaline, devletin istikbaline, bayrağın iffetine, vatanın izzetine duadır ve yeminimizdir. Her evet bekamızın hisarlarına koyulmuş tuğla olup bizim için yemindir.”
Devlet Bahçeli, partililere de " Bizim şahsa veya partiye değil, Türkiye’ye evet dediğimizi söyleyiniz" diyerek evet kampanyasını sürdürmeleri talimatını verdi.
MHP Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Milletvekilleri Toplantısı sona erdi. Toplantıların ardından başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere partinin bazı yöneticilerine hediyeler takdim edildi.
MHP'nin resmi Twitter adresinden yapılan açıklamada, MHP Konya Teşkilatı, partinin ileri gelenlerine çeşitli hediyeler verdi. Tüfekle poz veren Bahçeli, "Şimdi El Bab'a girebiliriz" ifadelerini kullandı.
Silah sanayicileri de kampın son günü evsahipliği yapan MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'ya pompalı tüfek hediye etti.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...