E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

'Son Sürat Gaza Basılmış Bir Üretim Değil' 

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, sanayi üretiminde aylık bazdaki yavaşlamanın bir anlamda yatay bir gidiş ve kontrollü bir büyüme olduğunu belirterek, ''Son sürat gaza basılmış bir büyüme değildir, bu kontrollü bir büyümedir'' dedi.

9.08.2011 - 12:42
 Son Sürat Gaza Basılmış Bir Üretim Değil

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, NTV televizyonunda katıldığı bir programda Türkiye ve dünyadaki son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.Dünyada zaman zaman hem siyasi atmosferde hem de ekonomik atmosferde beklenmeyen veya istenmeyen gelişmeler olabileceğini belirten Ergün, bu durumlarda ülkelerin kendi iç dinamiklerinin nasıl koruduğunun önemli olduğunu söyledi.

Bakan Ergün, Türkiye'nin hem dünyadaki tüm bu gelişmeleri yakın takip eden hem de bu gelişmelerin kendisi üzerindeki olumsuz etkilerini büyük çapta bertaraf edebilecek iç dinamiklere sahip bir ülke olduğunu kaydetti. Avrupa ve ABD'deki gelişmelerin konjonktür olarak Türkiye üzerinde bazı olumsuz etkileri olabileceğine işaret eden Ergün, bu etkileri sınırlı tutmaya çalıştıklarını vurguladı. Bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yapılacak toplantıda Türkiye ve dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerin değerlendirileceğini de belirten Ergün, ''Bugün saat 15.30'da parti genel merkezindeki ekonomiden sorumlu arkadaşlarımızın da katılacağı bir şekilde toplantıyı icra edeceğiz'' dedi.


'Döviz kuru rahatsız edici düzeyde değil'

Döviz kurunun şu anda bulunduğu düzeyin çok rahatsız edici bulunmadığını fakat bunun üzerindeki düzeylerin rahatsız edici olabileceği yönünde piyasada bir algılama bulunduğunu anlatan Nihat Ergün, ''Kurla ilgili çok uzun tartışmalar yaptı Türkiye. 'Çok yüksek' denildi 'cari açığın en önemli nedenlerinden bir tanesi' denildi. Merkez Bankası da bazı tedbirleri aldı biliyorsunuz. Tüm bunlar dövizle alakalı bir yükseliş trendini de karşımıza çıkardı. Bu sefer de 'belli bir noktanın ötesine geçir mi' diye endişeler ortaya çıktı. Ona dair Merkez Bankası elindeki argümanları kullanıyor'' şeklinde konuştu.

Döviz geliri olanların dövizle iş yapmalarının bir sorun teşkil etmediğini kaydeden Ergün, zaten şu anda dövizle borçlanan işletmelere bakıldığı zaman bunların neredeyse tamamının döviz geliri olan işletmeler olduğunun görüldüğünü söyledi. Bakan Ergün, ''Her zaman şunu tavsiye ediyoruz; döviz geliriniz yoksa TL ile alışverişinizi yapın, borçlanmasını TL ile sürdürün. Döviz geliri olanlar dövizle borçlansınlar, dövizle alışveriş yapsınlar'' diye konuştu.


Sanayi üretiminde aylık bazdaki yavaşlama

Sanayi üretiminde aylık bazdaki yavaşlamayı değerlendiren Ergün, şunları söyledi: ''Sanayi üretiminde aylık bazdaki yavaşlama bir anlamda yatay gidiş. Çok minik yavaşlamalardır bunlar. Bir taraftan ayağımızın da frende olması gerektiğini her zaman konuşuyorduk. Her zaman bu kontrollü gidiş, yani kontrollü bir büyüme stratejisinin olması icap ediyordu. O kontrol mekanizmaları devreye girdi ve bu kontrollü gidiş devam ediyor. Ama buna rağmen yıl sonu itibariyle baktığımızda, Türkiye'de sanayi üretiminin bir önceki yıla göre önemli bir artış göstermiş olacağını ve büyümenin öncü göstergelerinden biri olan sanayi üretimiyle birlikte değerlendirdiğimizde, Türkiye ekonomisinin 2011 yılını yüzde 7 veya üzerinde bir büyüme ile kapatabileceğini şimdiden söylemek mümkün. 2010 yılında yüzde 8,9 oranında büyümüştük. 2011'in ilk çeyreğinde yüzde 11'lik bir rakamla karşılaştık. İkinci çeyrek rakamları önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak. Ama gidişata baktığımızda ne görüyoruz? Gidişat bize Türkiye ekonomisinin bugünkü dünya şartlarında 2011 yılında yüzde 7'ler civarında bir büyüme göstereceğini ortaya koyuyor. Sanayi üretimindeki gelişmeleri bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Bu kontrollü bir büyümedir. Yani işte son sürat gaza basılmış bir büyüme değildir. İyice fren yapılmış bir fren de değildir. Mekanizmalar devrededir.''


Merkez Bankası'nın aldığı kararlar

Merkez Bankasının dünyadaki gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki muhtemel etkilerini analiz ederek kararlar aldığını anlatan Ergün, Bankanın son aldığı kararların dış pazarlardaki gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerinde durgunluğa yol açabilecek olumsuz bir tablo karşısında aldığını söyledi. Ergün, ''Merkez Bankası biraz da proaktif davrandı diye eleştiriler oldu. Ama ABD'deki not indirimi ortaya çıktıktan sonra bu yorumlardan bir kısmı terse döndü. 'İyi olmuş bunlar, demek ki bazı şeyler öngörülmüş' diye düşünülmeye başlandı'' dedi.



'Bu trend devam edecek'

Merkez Bankasının aldığı tedbirlerin, iç pazarı genişletici etkiler oluşturmayı amaçladığını belirten Bakan Ergün, ABD ve Avrupa'daki gelişmelerin dünya pazarlarında bir durgunluğa yol açması halinde o zaman iç pazarı genişletmek gerekeceğini kaydetti. Türkiye'nin sanayi üretiminde olumsuz gelişmeleri, esnek bir yapıyla olumluya çevirebilme potansiyeli bulunduğunu ifade eden Bakan Ergün, ''Bu alınan tedbirler, dışardaki daralmayı içeride genişleten nitelikteki tedbirler. Türkiye'deki sanayi üretimi, Türkiye ekonomisinin, GSYH'nin yaklaşık yüzde 7'ler civarında büyümesine yol açacak istikamette ilerleyecek. Bir düşme ya da aşırı bir yükselme tablosuyla karşı karşıya kalmayacağız. Bu trend devam edecek. 2011 sonunda büyümeye ciddi manada katkısı olan önemli unsurlardan birisi sanayi üretimi olacak. Büyük bir dalgalanma, yükselme, kırılma beklemeyelim, mevcut istikamete devam edecek'' diye konuştu.

Türkiye'de faiz oranlarının hala çok yüksek olduğunu ifade eden Bakan Ergün, şunları kaydetti: ''Keşke daha düşük olsa bizim faiz oranlarımız. Bugün itibarıyla buna imkan olmayabilir. Bugün en büyük problemi yaşayan Avrupa ülkelerine, ABD'ye bakalım, faiz oranları ne? Yüzde 1 bile değil bir kısmında. Ama nasıl problem yaşıyorlar. Bu problemin içinden çıkmak için faiz temel argüman değil. Bir unsur ama temel unsur değil. Bizde yıllarca faiz en temel unsur olarak görüldü. Para politikasında en belirleyici unsur olarak görüldü ama dünya ekonomisine baktığımızda, iyi ekonomiler sorun yaşadıkları zaman hemen faiz argümanına sarılmıyorlar. Biz de dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak, iyi ekonomilerden biri olmak istiyorsak, bu istikamette ilerliyorsak, bu faiz oranlarıyla olmaz. O ekonomilerle mukayese ettiğimizde çok yukarılarda bir yerde duruyor. Bu faiz oranları ile 10 büyük ekonomiden biri olma şansı elde edemeyiz. Faiz paradan para kazanma yoludur ama bizim gibi ekonomiler, hatta dünya ekonomisi ağırlıklı olarak üretimden kazanmalıdır. Doğrusu budur zaten. Dünya ekonomisi mal ve hizmet üretimi üzerinden dönmelidir.''

Orta Vadeli Programın ne zaman açıklanacağına ilişkin bir soru üzerine, Orta Vadeli Program'ın bütçenin hazırlanışı ile yakın ilişki içerisinde bulunduğunu belirten Bakan Ergün, bu nedenle bütçe rakamlarını gördükten sonra Orta Vadeli Programın revize edilmiş halini Eylül sonu gibi kamuoyuyla paylaşmayı planladıklarını anlattı.


'Döviz büyük çapta tasarruf aracı olmaktan çıktı'

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, Merkez Bankası döviz rezervlerinin 100 milyar dolar seviyelerine ulaştığını belirterek, döviz rezervlerini kriz zamanlarında devreye girdiğini kaydetti. Muhalefet partilerinin seçim döneminde ''Madem Merkez Bankasında para var dağıtsanıza millete'' dediğini ifade eden Ergün, ''Merkez Bankası döviz rezervleri güvenlik rezervleridir. Böyle zamanlarda devreye girer. Zaman zaman ülkeler ekonomik operasyonlarla karşılaşabilirler. Bunun en önemli unsurlarından biri döviz meselesidir. Yalnız operasyonlar değil, dünyadaki bazı gelişmeler de olabilir. Bu gelişmelerde elinizde ne var, Merkez Bankanız güçlü mü? Bunları görmeniz gerekiyor. O gün bu kaynakları devreye sokmanız gerekiyor'' dedi.

Dövizin bir tasarruf aracı olmaktan büyük çapta çıktığını ifade eden Bakan Ergün, geçmişte çocukların bayram harçlıklarını, memurların maaşlarını dövize yatırdıkları zamanlar olduğunu, artık bu tabloların geride kaldığını söyledi. Dövizin bir tasarruf aracı olarak algılanmaması gerektiğine işaret eden Ergün, ''Dövizdeki gelişmeler önümüzdeki günlerde çok daha farklı bir seyir de izleyebilir. O zaman tasarruf aracı görenler büyük bir hayal kırıklığına da uğrayabilirler. TL geliri olan TL ile harcama yapsın, borçlanacaklarsa TL ile borçlansınlar ve çevirebilecekleri kadar kadar borçlansınlar. Dünya ekonomisinde işler çok iyi gitse de gitmese de böyle olması lazım aslında'' diye konuştu.

Türkiye'nin ihracata dönük bir büyüme stratejisini devam ettirmesi gerektiğini belirten Ergün, dışarıya satılacak ürünlerinde de orta ve yüksek teknolojili ürünlere dönüşmesi gerektiğini kaydetti. Son yıllarda orta teknoloji ürünlere odaklanmanın arttığını dile getiren Bakan Ergün, önceden ihracatın yüzde 60'ını düşük teknolojili ürünler oluştururken, şimdi düşük teknolojili ürünlerin oranının yüzde 30-35'e indiğini belirtti. Ergün, ileri teknoloji ürünlerin payının ise hala yüzde 5'ler seviyesinde olduğunu, bunun AB ülkelerindeki gibi hem üretimde hem de ihracatta yüzde 20'ler seviyesine çıkarılması gerektiğini söyledi. Bunun için de ARGE'ye, inovasyona, markalaşmaya, ileri teknolojiye ve yüksek katma değerli ürünler üretmeye ihtiyaç bulunduğuna işaret etti.

İhracat içerisinde önemli yer tutan ara mal ve yatırım mallarının ithalatını da masaya yatırdıklarını anlatan Ergün, şunları söyledi: ''Bu ithal ettiğimiz malların çok önemli bir bölümünü burada yapma imkanına sahibiz. Bunun için bazı destekler, bazı organizasyonlar gerekiyor. Şimdi bunları oluşturan bir mekanizma içerisindeyiz. Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun ağırlıklı gündem maddelerinden biri de bu. Bu konuda Dış Ticaret Müsteşarlığı güzel bir çalışma yaptı, 'hangi sektörde ne kadar hammadde, aramalı, yatırım malı ihtiyacı var. Bunların hangilerinin üretim gücüne sahibiz, hangilerine odaklanalım' şeklinde. Bu konuda önemli bir çalışma var. Bunların destek mekanizmaları, organizasyonel unsurları üzerine çalışıyoruz. Hatta önümüzdeki dönemde kamunun yüksek satın alma gücünü bazı sanayi kollarının gelişmesinde, bazı teknolojilerin hem gelişmesi hem transfer edilmesi üzerinde kullanacağız. Kamu alımlarını yerli ürün, Türkiye'de üretilen ürün tercihi meselesinde sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Teşvik sisteminde bir gözden geçirme söz konusu olacak. Yerli malı kullanımında yüzde 15 fiyat avantajı var zaten. Eğer kamu, Türkiye'de üretilen ürünü tercih ediyorsa, yüzde 15 pahalı bile olsa herhangi bir sorun ortayla çıkmıyor. Savunma Sanayisinde epeydir uyguladığımız offset yöntemini de ilaç, bilgi teknolojileri, tıbbi cihaz üretimi gibi alanlarda kullanmaya başlayacağız. İlaçta tek müşteri var; SGK. Bu kadar yüksek satın alma gücünün sadece ilacı ucuza alma pazarlığı için kullanılmaması lazım. Bazı ilaç türlerinin Türkiye'de üretimini teşvik ve temin için de kullanılması lazım. Bu yönde bir çalışmamız var. Bunlar cari açık açısından da önemli argümanlar olarak önümüzdeki dönem devreye girecek.''


'Mikro ve sektörel bazda reformlara yöneleceğiz'

Türkiye'nin makro reformlarda önemli mesafeler aldığını ifade eden Bakan Ergün, önümüzdeki dönemde mikro reformlara, sektörel bazda ve işletmeler bazında reformlara yöneleceklerini kaydetti. KOBİ Strateji Belgesiyle KOBİ'lerin yapısal dönüşümünü ve reformlarını destekleyen mekanizmaları devreye soktuklarını anlatan Bakan Ergün, firmaların da kendilerini önümüzdeki döneme göre hazırlaması, hangi konuda eksiklikleri varsa bunları gidermesi gerektiğini söyledi. Bakan Ergün, ''Belki yıl sonu itibarıyla bir KOBİ finansman desteğini elimizdeki kaynaklara göre devreye sokmamız mümkün olabilir'' dedi. Yatırımcılara bedelsiz arsa konusundaki yönetmeliğin dün Bakanlar Kurulu'nda imzada olduğunu belirten Ergün, bir kaç gün içerisinde yönetmeliğini Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gireceğini ve Türkiye'nin bir çok bölgesindeki organize sanayi bölgelerinde atıl kalan arazilerin yatırımcılara bedelsiz olarak tahsissin gerçekleştirilmiş olacağını kaydetti.

AA

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Petrol Fiyatları 75 Dolara Geriledi
ABD ham petrolünün varil fiyatı bugün Eylül 2010'dan bu yana en düşük seviyesini gördü.
Döviz Düşüşe Geçti
İstanbul serbest piyasada alınıp satılan dövizde, sabah saatlerindeki ...
Erdemir'de Gecekondu Tesis
Erdemir'de kaçak yapılaşma ihbarını alan belediye ve kaymakamlık ekibi ...
 
Altından Yeni Rekor
Uluslararası piyasada altının ons fiyatı 1.772,20 dolara çıkarak rekorunu yeniledi.
Aldı Başını Gidiyor
İstanbul serbest piyasada dövizdeki yükseliş bugün de devam ediyor.
Neler Oluyor?
2008'de Lehman Brothers'ın batışıyla başlayan yeni ekonomik düzen içinden ...
 
Tutsat Devlerinin de Kredi Notu Düşürüldü
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), ABD'nin ...
Memura Zam Müjdesi!
Hükümetle memur sendikaları arasında her yıl 15 Ağustos'ta başlayan pazarlığın ...
KRİZ KAHİNİ UYARDI:
Gelişmiş ülkeler çift dipli resesyona sürükleniyor" diyen Kâhin'den iddialı çıkış...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
dolar
Acun Ilıcalı
MHP
AB
TCMB
big ben
Murat Yıldırım
survivor
Sayıştay