MB Başkanı Durmuş Yılmaz’ın açıklamalarına göre, önemli bir kısmının kaynağı için bir açıklama artık var. Yılmaz’ın ve bankanın açıklamalarına göre bu paranın 4.4 milyar doları “yurtiçinde yerleşiklerin yurtdışı mevduatı”ndan gelen para.
Dövizin fırladığı ay
Söz konusu mevduatta, 2008 yılı son çeyrekte 4.4 milyar dolarlık bir azalış olmuş. Dolayısıyla, yılın son çeyreğinde görülen 11.3 milyar dolarlık net hata ve noksan rakamı 6.9 milyar dolara düşmüş oluyor.
Başka bir ifadeyle, Türkiye vatandaşlarına ait, yurtdışı bankalarda bulunan mevduat getirilerek bozdurulmuş.
Fakat bu takdirde bile geriye 14 milyar dolarlık bir rakam kalıyor. Uzmanlara göre bazı yurtiçi yerleşik kişiler de döviz fiyatlarındaki fırlama ve TL ihtiyacı nedeniyle döviz birikimlerini bozdurdu. Bu kapsamda bir miktar yastık altı dövizin de piyasaya girmiş olması muhtemel.
Çünkü 7.6 milyar dolarlık en yüksek giriş görünen ay, doların 1.26’dan başlayıp 1.69’a tırmandığı ay. Dolar, izleyen aylarda daha yüksek rakamlar gördü ancak en sert yükseliş Ekim 2008’de gerçekleşti. Bu da dolar yükselirken, yastık altında bekleyen bir miktar doların satıldığını düşündürüyor.
Nereden geldiği, nereye gittiği belirsiz döviz
Ülkeye döviz giriş çıkışı ‘Ödemeler Bilançosu’ndan izlenir. Bu bilanço 2 bölümden oluşur. Birinci bölümde olağan döviz gelir giderleri gösterilir. Giderler ithalat harcamaları, dış borç faiz ödemeleri gibi giderlerdir. Olağan gelirler ihracat, turizm geliri, müteahhitlerin getirdiği para gibi gelirlerdir.
Olağan giderle gelir fark ülkenin döviz açığını veya fazlasını gösterir. Açık varsa buna teknik deyimi ile ‘cari açık’, fazla varsa ‘cari fazla’ denilir. Bizim giderlerimiz fazla oluyor. 2002’den buyana sırasıyla 626 milyon dolar, 7.6 milyar dolar, 14.4 milyar dolar, 32 milyar dolar, 38.2 milyar dolar ve nihayet 2008’de 41.5 milyar dolar açık verdik.
Ödemeler Bilançosu’nun ikinci bölümü ‘sermaye hesabı’dır. Buradan belli dönemde, doğrudan yabancı sermaye yatırımı (satın almalar dahil), portföy yatırımı (bono-tahvil, hisse senedi) ve kredi olarak giren-çıkan döviz izlenir.
Sermaye hareketi ile giren net döviz, cari açıktan fazla ise, bu fazlalık ülkenin döviz rezervine eklenir. Az ise, bu defa, açığı kapatmak için döviz rezervinden ekleme yapılır. Böylece döviz hesabı kapatılır. Kapatılan hesaba da ‘ödemeler dengesi’ denilir. Çünkü şu veya bu şekilde açık kapatılmış olur. (Bu denge sağlanamadığında ülke döviz açığı nedeniyle iflas durumuna düşer.)
Giriş-çıkışı izlemek zor
Döviz girişi çıkışı kontrol altında ise, izinsiz döviz girmiyor ve çıkmıyor ise bu hesapları tutmak kolay olur. Ama günümüzde döviz giriş çıkışı serbest. Her ne kadar bu giriş çıkışlar mali aracı sistemden gerçekleşiyor ise de ülkeye ‘sermeye hareketi’ ile giren-çıkan paranın nereden geldiğini ve nereye gittiğini kısa sürelerde tam olarak izleyebilme şansı olamıyor.
İşte o zaman toplam gelir ve gider kalemlerini tutturabilmek için ‘Nereden geldiği ve nereye gittiği belli olmayan döviz’ler ‘net hata noksan’ adında bir hesapta gösteriliyor. Bu yıllardır süre gelen bir uygulama.
Önemli olan bazı aylarda nereye gittiği belli olmayan döviz çıkışının, bazı aylarda nereden geldiği belli olmayan döviz girişinin görülmesidir. Örneğin 2008 yılının 12 ayı boyunca 7 ay döviz çıkışı 5 ay girişi olmuş. Haziranda 3.6 milyar dolar gibi büyük bir çıkış, ekimde 7.5 milyar dolar gibi büyük bir giriş görülmüştür. Ama sonunda, 12 aylık giriş çıkış hesabı net olarak 1.9 milyar dolar olarak kapanmıştır. Demek ki aylık giriş çıkış rakamlarının büyüklüğü yanıltıcı olabilmektedir.
2009’da ekonomi duraklayınca cari açığımız azaldı. Geçen yıl ilk 5 ayda 22.2 milyar döviz açığımız varken bu yıl aynı dönemde açık 4.5 milyar dolara indi. Geçen yıl ilk 5 ayda ‘sermaye hareketi’ olarak ülkeye 21.3 milyar dolar girmişti. İlk 5 ayda ‘net hata noksan’ kaleminden (Nereye gittiği belli olmayan) 2.9 milyar dolar döviz çıkışı vardı.
Bu yıl ilk 5 ayda net olarak 4.2 milyar dolar döviz çıkışı oldu. Fakat bu yılın ilk 5 ayında nereden geldiği belli olmayan ‘net hata noksan’da gösterilen) 6.9 milyar dolar döviz girişi sayesinde cari açığı bir ölçüde kapatmak mümkün olabildi.
Giriş olması iyidir
Şimdi tartışılan 2009 yılının ilk 5 ayında bu 6.9 milyar doların nereden geldiği? İlk 5 ayda net hata noksan kaleminde toplam 6.9 milyar dolar görülmesi olağan-dışı (görülmemiş) bir gelişme değildir. Krizdeki döviz çalkantısında Merkez Bankası’nın döviz hareketini izlemesi güçtür.
- Büyük olasılıkla kriz döneminde, iç finansman sorunlarını çözmek isteyen yurt içi yerleşiklerin bazıları yurtdışlındaki birikimlerini getirmektedir.
- Döviz fiyatlarındaki dalgalanma ve de TL ihtiyaçları nedeniyle bazı yurt içi yerleşiklerin (finans sitemi dışındaki) nakit döviz birikimlerini TT’ye çevirmeleri bu hesap karışıklığına yol açabilir.
Son söz: Döviz olmasa dertleniyoruz, olsa dertleniyoruz. Döviz geliyor. Nereden geliyor ise gelsin!.. Önemli olan bizim gelen bu dövizi ne yaptığımız. Yiyecek miyiz, yoksa üretim artışı için mi kullanacağız?
Merkez Bankası ne diyor?
Konuyu Merkez Bankası’na sorduk. Aşağıdaki açıklama gönderildi:
“Net hata ve noksanın sermaye hareketlerinin yoğunlaştığı kriz dönemlerinde birçok ülkede sorun yaratabiliyor.
Bizde net hata ve noksan kalemindeki artışta etkili olan nedenler arasında, 12 Ocak 2009 tarihli açıklamamızda sayılan yurtiçinde yerleşiklerin yurtdışı mevduatına yönelik 2008 yılı çalışmaları tamamlandı. Bu mevduatta, 2008 son çeyreği için yaklaşık 4.4 milyar dolarlık azalış gözlendi. Dolayısıyla, yılın son çeyreğinde görülen 11.3 milyar dolarlık net hata noksan 6.9 milyar dolara düşüyor.
Bu doğrultuda, 2008 yılına ilişkin hesaplanan tutarlar çıkarılarak sermaye ve finans hesapları içerisinde varlık kalemleri arasında gösterilecek. 10 Ağustos 2009’da yayımlanacak ödemeler dengesi istatistiklerinde yer alacak.”
‘İranlı parası’ meselesi
Ankaralı bir avukat, İran’dan Türkiye’ye bir TIR’da 7.5 milyar dolar nakit ve 20 ton altın olmak üzere 18.5 milyar doların getirildiğini, TIR’a gümrüğün el koyduğunu söyledi. Bu iddia Sayın R.T. Erdoğan’ın Düzce’de 23 Mayıs 2009’da AKP kongresindeki konuşması ile alevlendirildi. “Başbakan’ın da bu dövizlerden haberi vardı” denildi.
Sayın R.T. Erdoğan’ın Düzce konuşması şöyledir: “Son 6 yıldan önce her yıl ortalama 1 milyar dolar çekebilen bir ülke iken son 6 yılda sürekli artış kaydederek 2007’de 27 milyar dolar küresel sermaye çekebilen bir ülke olduk. 2008’de de 18.5 milyar dolar sermaye çekebildik.”
Sayın R.T. Erdoğan’ın değindiği ‘sermaye’ girişi, 2008’de resmi kanallardan gelen ‘doğrudan yabancı sermaye’ girişidir. Merkez Bankası kayıtlarına göre de 18 milyar 12 milyon dolardır.
Bu arada, Devlet Bakanlığı da bir açıklama yaparak, TIR’la para geldiği, el konulduğu iddialarının mesnetsiz olduğunu açıkladı.
Krizle birlikte fırladı
Global krizin hissedildiği 2008 yılı ortalarında, ‘net hata noksan’ kalemi aylar itibariyle (yandaki tablo) genellikle eksi vermiş. Giriş değil, çıkış var. 2008 mayıs, haziran ve temmuzda 8 milyar dolara yakın çıkış dikkati çekiyor. Ağustosta 938 milyon dolarlık giriş, izleyen ayda 1 milyar 958 milyon dolar çıkış var.
Bu aydan sonra durum dikkat çekici biçimde değişiyor ve Ekim 2008’de 7.6 milyar dolarla en yüksek giriş gerçekleşiyor. 2008 yılı son çeyreğinde 11.3 milyar dolar kaynağı açıklanamayan döviz girişi var.(Bunun 4.4 milyar doları MB Başkanı’nın son açıklamasına göre artık açıklanabilir durumda ve bu rakamdan düşülecek!) 2009’da giriş devam ediyor.
Nisandaki 143 milyon dolarlık eksi bakiye hariç bütün aylarda yüksek giriş gerçekleşiyor. Sonuç olarak Ekim 2008- Mayıs 2009 arasında toplam 18.3 milyar dolarlık giriş dikkati çekiyor. (milliyet)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...