Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi sanık Güray Tekin Öz meslek hayatına 1970 yılında başladığını belirterek "Laik, demokratik bir Cumhuriyet için çaba gösteren gazetecilik ilkelerine ömrü boyunca sadık kalmış bir gazeteci olarak şeriatçı, darbeci terör yöntemlerini benimseyen örgütleri desteklediğim, ’üye olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım ettiğim’ iddiasını şiddetle reddediyorum. Soruşturmayı açan savcının FETÖ ile ilişkili bir davadan yargılanıyor olmasını da iddianın mesnetsizliğinin önemli bir kanıtı sayıyorum. Hiçbir zaman bir terör örgütüne üye olmadım. Herhangi bir terör örgütüne yardım olarak sayılabilecek bir eylem içine girmedim. İddianamede terör örgütleri ile ilişkili olduğuma dair tek bir somut kanıt bulunmamaktadır" dedi
İddianamede, bir ByLock kullanıcısıyla irtibat kurduğu iddiasına yönelik sanık Öz, "ByLock kullanıcısına telefon etmedim. Sözü edilen kayıt telefon numarasının benden önceki kullanıcısına aittir. 2015 yılından sonra abone olduğum numaranın eski sahibinin iletişimidir. Benimle hiçbir ilgisi yoktur" diyerek abonelik belgesini sundu. Öz, hakkında FETÖ’den ÿsoruşturma yapılan bir kişiyle iletişim kurduğu iddiasına yönelik ise "Bu iddia birazdan fazla komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım. Arada bir, en son da doğum günümde bir pide ısmarlamışız. Tüm suçlamaları reddediyorum. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim" diye konuştu.
Daha sonra Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinden Önder Çelik’in savunmasına geçildi. Çelik, "Rejimler ne zaman temel değerlerinden uzaklaşsa, her baskı döneminde Cumhuriyet hep hedef alınmış ve hırpalanmıştır. Cumhuriyete 12 Mart’ta, 12 Eylül’de de baskılar uygulanmış, kapatılmış ve toplatılmıştır. Birçok yazarı öldürülmüştür. Çok yakın geçmişte Ergenekonculukla suçlanmıştır. Şimdi ise FETÖ’cülükle suçlanmaktadır. Cumhuriyet Gazetesi öncesinde olduğu gibi bugün de laik, çağdaş, demokratik hukuk devleti ve ÿAtatürkçü ilkeleri korumanın bilinci içerisinde yayınını sürdürmektedir. Cumhuriyet Gazetesi yayın hayatına başlamasından itibaren çok cesur bir gazete olmuştur, cesaretini her zaman için sürdürmüştür, sürdürecektir" diyerek suçlamaları reddetti.
Bu arada gazeteci Ahmet Şık söz aldı. Şık, "Cezaevinde hak kısıtlması var. Bizim bu hafta ailelerimizle açıkgörüş hakkımız vardı. Ancak buradayız. Mevzuat diyor ki, haklı gerekçelerle bunu telafi edemiyorsa cezaevi bu sorunu çözer. Bunun için dilekçe yazdık. Olumlu yanıt alamıyoruz. Diyorlar ki ’duruşmaya gitmeyin, burada kalın, o zaman görüş hakkınızı kullanırsınız’. Yani diyor ki ’ya benimsin, ya 27. ağır ceza mahkemesinin’. Bu sorunu sizin çözebileceğinizi düşüyoruz. Önümüzdeki hafta ailelerimizle görüşme hakkını kullanmak istiyoruz" dedi. Bunun üzerine izleyiciler "Tahliye, tahliye" diye bağırdı.
Daha sonra sanık avukat Mustafa Kemal Güngör savunmasını yaptı. Güngör, "Ben 43 yıllık bir Cumhuriyet okuru olarak Fetullah Gülen’i 35-40 sene önce Hikmet Çetinkaya’nın yazılarından öğrendim. Öğrenmekle kalmayıp, Fetullah Gülen’in hakkındaki yazılarla ilgili olarak Cumhuriyet Gazetesi aleyhine açtığı onlarca davada gazetenin ve Hikmet Çetinkaya’nın avukatlığını yaptım. İroniye bakınız ki, şimdi Cumhuriyet Vakfı’nın Yönetim Kurulu üyeleri olarak Hikmet Ağabey ile, yani kelimenin tam anlamıyla FETÖ’nün kitabını yazan Hikmet Çetinkaya ile birlikte FETÖ’ye yardım etmekle suçlanıyoruz. Türkiye’yi tanıyan, gazete okuyan, güncel olayları takip eden, objektif ve iyi niyetli davranan hiç kimse bu absürd iddiaya inanmaz" dedi. Duruşma bugün saat 13.30’a bırakıldı.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...