Çelik şöyle dedi:
"Bu iddiayı ortaya atanların kafa bulandırmak yerine ellerindeki belge ve bilgileri açıklamaları gerekmektedir. Ama biz biliyoruz ki bu tür iddialar Cumhurbaşkanı seçimine gidilen bu dönemde kafa bulandırma amacıyla yapılıyor. Bunlar kafa karıştırma çalışmalarıdır. Bunlar sayın Başbakanımızla ilgili imaj bozmaya yönelik çalışmalardır. Bu süreçte bu tür başka girişim ve çabalar olacağını da biliyoruz."
CUMHURİYET'İN İDDİALARINDA NELER VARDI? iŞTE...
Cumhuriyet Gazetesi'nde bugün yer alan bir haberde Başbakan Erdoğan'ın, Avustralya'da yayın yapan bir radyo programında 7 yıl önce yaptığı konuşmada, Öcalan'dan 'Sayın Öcalan' diye söz ettiği, "Türklüğe farklı tarifler getirerek Kürt'ü de Türk kabul etmek yanlış olur" sözleriyle alt kimlik-üst kimlik tartışmasını o günlerden başlattığı iddia edildi.
Fırat Kozok'un haberine göre, Erdoğan, program sırasında bir dinleyicinin kendisiyle Öcalan'ı karşılaştırması üzerine itiraz ederek "Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncemden dolayı hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük" ifadelerini kullandı.
Gazetede yer alan haber şöyle:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın, 14 Ocak 2000'de konuk olduğu Avustralya'nın SBS Radyosu'nda terörist Abdullah Öcalan için iki kez "Sayın Öcalan" ifadesini kullandığı ortaya çıktı. Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde, "Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, şu anda, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncemden dolayı 4 ay hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük" diyor. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk 'ün, 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına neden olan "Sayın Öcalan" ifadesini Başbakan Erdoğan'ın da kullandığı ortaya çıktı. Buna göre, Erdoğan, 14 Ocak 2000'de Avustralya'da yayın yapan SBS Radyosu'nda bir programa katıldı. Programda o günlerin gündem maddelerini değerlendiren Erdoğan, telefonla programa katılan yurttaşların da sorularını yanıtladı. Program sunucusunun Abdullah Öcalan'ın idam kararının Başbakanlık'ta tutulduğunu anımsatarak "Siz Tayyip Erdoğan olarak bu olay konusunda ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine Erdoğan şöyle konuştu:
"Ben hukuku kişiselleştirmeyi doğru bulmuyorum. Hukuk sadece kişiler için yoktur, hukuk bir toplum için vardır. İnsanlık için vardır ve hukukun üstünlüğü sadece bireylere, tek tek şu bireye karşı uygulanır, bu bireye karşı uygulanamaz. Ben şimdi burada bir defa mağdurum, nedir benim mağduriyetim, hapis dediler girdim yattım. Ne yaptım da hapise girdim yattım? Düşüncemden dolayı girdim yattım. Şimdi buradan ben Sayın Öcalan'ın durumuna gelmek istiyorum. Şimdi, Türkiye'de bir sıkıntı var. O sıkıntı da şu; muhalefetteyken partilerin konumuyla, iktidardayken partilerin konumu çok farklı oluyor. Bu tabii siyaset bilimi açısından çok anlamlı ve bu yeni bir tespit, yeni bir gelişme."
'Sayın Öcalan'la farkımız çok büyük'
Programa katılan bir dinleyicinin, Öcalan'ın Kürtçülük düşüncesiyle kendisinin şeriat düşüncesinin özde aynı olduğu yönündeki tespitine ve "Türkiye'de Türkiye vatandaşları var. Bunların hepsi Türk'tür, bunun dışında başka bir şey yok" sözlerine tepki gösteren Erdoğan, o günlerde de altkimlik-üstkimlikten söz ediyor. Erdoğan daha sonra şunları kaydediyor: "Siz köpeklerin çektiği kızakların üstünde, hamile kadınların taşındığı bir Doğu'da, Güneydoğu'da o insanları inandıramazsınız. Kaldı ki, ben şunu da söyleyim, arkadışımız, Suudi Arabistan'dan şurdan burdan ifadeler kullanıyor. Benim 4.5 yıllık 5 yıllık yönetimimi takip etmiş olsaydı böyle bir korkunun izlerinin bile olmadığını görürdü. Bir diğeri de Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, şu anda almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncemden dolayı 4 ay hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...