Başkent'ten Barroso Geçti 

Başkent’te gün boyu Barroso rüzgarı eserken, AB Komisyonu Başkanı’nın Meclis’te siyasi parti liderleriyle yaptığı görüşmelerde de, Türkiye’nin gündemine damgasını vuran AKP hakkındaki kapatma davasından, Meclis’e sunulan 301’nci maddeye, laiklikten partilerin AB’ye bakışına kadar pek çok konu değerlendirildi. Barroso en uzun görüşmeyi DTP Grup Başkanı Ahmet Türk’le yaparken, görüşmelerde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uyarılarda bulundu. Ahmet Türk ise Barroso’nun Meclis Genel Kurulu’ndaki PKK, KONGRA-GEL’e yönelik sözlerini göz önünde bulundurarak “Bizim PKK’ya terör örgütü dememiz sorunu çözmez. Kültürel, siyasal haklar verilirse zaten PKK’ya gerek kalmaz” dedi.

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso Meclis’te ilk görüşmeyi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la yaptı. Görüşmenin ardından kulislere yansıyan bilgiler ise Baykal’ın, özellikle laiklik konusunda Barroso’ya uyarılarda bulunduğunu ortaya koydu. Baykal’ın Barroso’ya Türkiye’nin gerçeklerini kapsamlı bir şekilde anlattığı ve CHP’nin Avrupa Birliği’ne bakışını aktardığı belirtilirken, “CHP’nin Avrupa Birliği’ni desteklediği”ni söylediği kaydedildi. Baykal’ın bu yöndeki sözlerini ise “Avrupa Birliği’nin CHP’ye yönelik kuşkularına cevap olması” açısından dile getirdiği belirtildi. Barroso ile yaptığı görüşmede, laikliğin Türkiye açısından önemini uzun uzun anlatan Baykal’ın “laiklik olmazsa demokrasi olmaz” mesajı verdiği bildirildi. Baykal’ın, konuşmasında Türkiye’nin laiklikle demokrasi arasında bir seçim yapmak durumunda olmadığını söylediği öğrenilirken, Barroso’nun da kendileri açısından üç önemli unsur olduğunu dile getirdiği ve bunları da “anayasal düzene saygı, demokrasiye saygı ve laikliğe saygı” olarak sıraladığı ifade edildi.

-BAHÇELİ: AB ÇİFTE STANDART UYGULUYOR-

Barroso, Meclis’te ikinci görüşmeyi ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdi. Görüşmede Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin genel seyri de ele alınırken, Bahçeli’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım için 49 yıldır samimi bir çaba içinde olduğunu dile getirdiği ve AB’nin Türkiye’ye karşı çifte standart uyguladığı yönünde genel bir izlenim olduğunu söylediği bildirildi. Bahçeli’nin AB’nin Türkiye’ye yönelik tavrının hayal kırıklığı yarattığını vurguladığı belirtilirken “Türkiye’nin samimi gayretleri Avrupa Birliği nezdinde karşılık bulmamıştır” dedi. Barroso’nun Bahçeli’den gelen bu sözlere yanıtının da “düş kırıklığını anlıyorum, belli kesimlerden kaynaklanan sıkıntılar var ama bu aynı zamanda Türkiye’nin önemli olduğunun göstergesi, küçük ülke olsaydı böyle sıkıntı olmazdı” şeklinde olduğu öğrenildi. Barroso’nun ayrıca sıkıntıların diyalogun artırılması ile aşılabileceğine dikkat çekerek önyargılardan kurtulunmasını istediği de bildirildi. Bahçeli’nin Türkiye’nin
AB üyeliği için 49 yıldır sabırlı ve kararlı olduğunu dile getirirken “Bundan sonra da sabır ve kararlılığımız devam eder”dediği ifade edildi.

“KAPATMA DAVASI SÜRECİNE SAYGILI OLUNMALI” UYARISI

Barroso-Bahçeli görüşmesinde AKP hakkındaki kapatma davası da gündeme geldi. Bahçeli kapatma davasıyla ilgili sürece saygılı olunmasını isterken anayasada var olan yetki ile kapatma davasının açıldığını bildirdi. Bahçeli’nin “Bu sürece saygılı olunmalıdır. İçerden ve dışarıdan yargı sürecine müdahaleyi asla kabul etmeyiz” diyerek Barosso’ya üstü kapalı eleştiride bulunduğu bildirildi. MHP’nin yaşanan süreçte siyasi parti kapatmaları konusunda anayasa değişikliği önerisinde bulunduğunu hatırlatan Bahçeli’nin “siyasi parti kapatmaları siyasi kültürü tahrip ediyor. Siyasi birikimi yok ediyor. Doğru değil ancak şiddete karışan partiler ayrı tutulmalı” görüşünü Barroso’ya da aktardığı kaydedildi. Barroso’nun ise Bahçeli’nin bu sözlerine karşılık, anayasal sürece ve hukuk sistemine saygılı olduklarını belirterek Avrupa Birliği’nde parti kapatmalarının çok ekstrem bir durum olduğunu söylediği ifade edildi. Barosso’nun AKP’nin kapatılmasına yönelik sözlerine Bbeyanlarımızı spesifik müdahale olarak kabul etmeyin, genel görüşlerimizi dile getiriyoruz” şeklinde açıklık getirdiği de öğrenildi.

-“PKK’YA TERÖR ÖRGÜTÜ DEMEMİZ SORUNU ÇÖZMEZ”-

DTP Grup Başkanı Türk ile görüşmesinde ise Barroso, DTP’yi parlamentonun en önemli partisi olarak gördüklerini söyledi. Barroso Türkiye’de farklı dil ve kültürlerin AB sürecinde çok önemli olduğunu vurguladığı ve Güneydoğu projelerinin yaşama geçirilmesi gerektiği üzerinde durduğu kaydedildi ve “AB’nin Türkiye’yi yakından izlemesi gerekiyor biz de bunu yapıyoruz” dediği bildirildi. Barroso’nun AKP ve DTP hakkındaki kapatma davasına yönelik kaygılarını dile getirdiği ve bu sürecin Türkiye’nin AB sürecini olumsuz yönde etkileyeceği uyarısında bulunduğu dile getirildi. Barroso’nun ayrıca 301’nci madde konusunda sunulan teklifle ilgili “Türkiye’nin çok önemli bir adım attığı, TBMM’deki tüm partilerin buna destek vermesi gerektiği” görüşünü de bildirdiği belirtildi.

Türk ise görüşmede AB’nin Türkiye ilişkileri konusunda daha net ve açık olması gerektiğini söyledi. Türk, “Türkiye’nin sorunlarına yüzeysel bakılmaması özellikle Kürt sorunu konusunda AB’nin tavrının önemli olduğu”nu dile getirdi. Kapatma davası konusunda AKP’ye gösterilen duyarlılığın DTP’ye de gösterilmesini isteyen Türk’ün PKK-KONGRA/GEL konusunda ise “Bizim PKK’ya ‘terör örgütü’ dememiz sorunu çözmez. Kültürel, siyasal ve kimliksel haklar verilirse, bunlar güvence altına alınırsa PKK’ya gerek kalmaz. Bunlar sağlanırsa şiddete en başta biz karşı çıkarız. Zaten şiddetle sorunun çözülmeyeceğini düşünüyoruz. Şiddetten kurtulmanın formülü doğru konulmalı. Kınamakla sorun çözülmüş olmayacak” görüşlerini ilettiği öğrenildi. Türk, demokratik ve kültürel haklar konusunda AB’de izleme komitesi oluşturulmasını isterken Barroso’nun da AB’nin Türkiye büyükelçisinin gelişmeleri yakından izlediğini söylediği bildirildi. Türk, DTP’li milletvekilleri hakkındaki dokunulmazlık dosyalarını da Barroso görüşmesinde gündeme getirdi.