CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, iktidarının, hukuku siyasallaştırılmak istediğini öne sürdü.
TBMM Genel Kurulunda, Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan Okay, yasamanın, yürütmenin tahakkümü ve baskısı altında olduğunu savundu.
Okay, yürütmenin, yargı üzerinde de etkin olma çabalarını sürdürdüğünü iddia ederek, kuvvetler ayrılığında, yargının, mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesi teminatıyla ayakta durduğunu söyledi.
Yasama, yürütme ve yargı arasında ''denetleyici ve dengeleyici işbirliği olması'' gerektiğini anlatan Okay, ''Bugün yargı üzerinde, yürütmenin baskısı, açıkçası, sulandırılmış kuvvetler ayrılığı değil, kuvvetler işbirliği sürecini getirmektedir. Bu süreçte, hukuk, siyasete uydurulmak isteniyor. Oysa siyaset hukuka uymak zorundadır. Hukuk, siyasallaştırılmak isteniyor'' diye konuştu.
Okay, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in icraat ve beyanları karşısında, bu açıklamaları yapmak zorunda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Düşünün bir Adalet Bakanı, bir yabancı ülkenin büyükelçisiyle din bezirganlığı yapan ve dış ülkelerde vatandaşlarımızın din sömürüyle fitre ve zekatını toplayan ve yandaş siyasete servis yapan bir anlayışın tutuklanan kişilerinin yargılama sürecinin kulisini yapıyor. Ve Deniz Feneri'nin davasının akıbetinin ne olacağını konuşuyor. Düşünün ki bir Adalet Bakanı, yasaya aykırı bir şekilde dinlenildiği tartışmalı olan YARSAV Başkanı veyahut Anayasa Mahkemesi Başkanvekilinin telefon dinlemeleriyle ilgili olarak soruşturmayı sürdüren Cumhuriyet savcısına müfettiş gönderiyor. Müfettişe, bu iki dosyanın fotokopilerini aldırıyor. O müfettişler, bu dosyaların fotokopilerini niçin alıyor?''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Ykr tazminat ödemeye mahkum edildiğini ve bu kararı veren hakime müfettiş gönderildiğini anlatan Okay, yargıçlara, ''Eğer bizim aleyhimize bir karar verirseniz, sizin geleceğinizle oynarız. Sizi inceleme, disiplin tehdidi altında tutarız'' denildiğini iddia etti.
Adli Tıp Kurumunun bu hale gelmesinden de Adalet Bakanı'nın sorumlu olduğunu öne süren Okay, yargı reformu strateji taslağının, kamuoyunda tartışılmadan sadece AB komiserleriyle görüşüldüğünü söyledi. Okay, iktidarın ''yargıyı nasıl AKP'lileştiririz'' diye uğraştığını öne sürdü.
Çağdaş demokrasilerde cezaevlerindeki insanların işkenceden ölmeyeceğini ifade eden Okay, Engin Çeber'in ölümüyle ilgili Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in özür dilediğini anımsattı. Okay, ''Özür dilemek yetmez. O özür, Sayın Bakanın şahsının yapamadığı iş için olabilir. O özür, demokrasinin özrüdür. Özürlü demokrasiyi getirmişsinizdir. Özürle sorumluluktan kurtulamazsınız'' diye konuştu.
-''TEPKİ GÖSTERMEK HEPİMİZİN GÖREVİ''-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Ermenistan'la ilişkilere değinerek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bu ülkeye yaptığı ziyaretten sonra ne sonuç alındığını sordu. Bir tek gelişme bulunduğunu, onun da Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nın, ''Yukarı Karabağ'ın bağımsızlığını ilan edeceğini'' söylemeleri şeklinde gerçekleştiğini öne süren Öymen, bu açıklamaya ne tepki gösterildiğinin açıklanmasını istedi. Öymen, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin bazı milli davaları vardır, bundan da önemlisi milli haysiyeti vardır. Kalkıp da birileri, atalarımızın suç işlediğini, katliam yaptığını iddia ederse, buna tepki göstermek hepimizin görevidir. Sayın Başbakan, tepki gösteriyor. Anamuhalefet, tepki gösteriyor. MHP, tepki gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanı ne diyor? Cumhurbaşkanı, 'İnsanların görüşlerini açıklama özgürlüğünü vardır' diyor. Siz, tarihinize, milletin onuruna sahip çıkacaksınız. Atalarımızı suçlayan ifadelere tepki göstereceksiniz. Bunu bekliyoruz. Böyle bir tepki gelmediği için, Dışişleri Bakanlığı belki de tarihinde ilk defa bocalayan, iki gün arayla birbiriyle çelişen açıklama yapıyor. Bir gün Cumhurbaşkanı'nın söylediği doğrultuda, iki gün sonra da Başbakan'ın söylediği doğrultuda... Dışişleri Bakanı ne diyor? 'Bu açıklama müzakerelerimizi zedelemiştir.' Bu açıklamanın özüne taraftar mısınız, karşı mısınız? Siz, bu ülkenin Dışişleri Bakanısınız.''
-''AB, TÜRKİYE'NİN ÜMÜĞÜNÜ SIKIYOR''-
Irak ile ilişkilere de değinen Öymen, bu ülkenin yetkililerinin Türkiye'ye nasihat verdiklerini, ''Teröristleri affedin, evlerine gönderin'' dediklerini belirten Öymen, ''Sanki Türkiye'nin yargı sistemi yok. Bizim mesajımız şu: Siz anayasadan kaynaklanan yükümlülüklerinizi yerine getirin'' dedi.
CHP'li Öymen, AB'nin, 9 başlığın müzakerelerini yıllardan beri tutmasını da eleştirerek, ''Bir taraftan içeriden, bir taraftan da dışarıdan sıkıntılar var. AB, şu sıralar Türkiye'nin ümüğünü sıkıyor'' diye konuştu.
Kıbrıs'taki görüşmelere de değinen Öymen, bu müzakerelerde nelerin olduğunu, Meclis ve muhalefetin bilmediğini öne sürdü. Öymen, Rum Liderin, ''Annan Planı öldü'' diye açıklama yaptığını hatırlatarak, müzakerelerde Annan Planı'ndan daha çok taviz verileceği iddiasında bulundu.
-ŞAHİN'İN HAKİMLERLE İLGİLİ SÖZLERİNE TEPKİ...-
Yargıtay bütçesi üzerine söz alan CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe de yargı reformu strateji raporunun, Yargıtay'dan görüş alınmadan AB yetkililerine sunulduğunu iddia etti. Bu durumun devlet sorumluluğuna yakışmadığını ifade eden Ünlütepe, ''Taslak, yargı bağımsızlığı ile bağdaşmayan ibret verici bir taslaktır'' dedi.
Ünlütepe, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, ''Hakimler yatmasın gece de çalışsın'' sözlerine tepki göstererek, Şahin'in yargıçları kendi memuru gibi gördüğünü ileri sürdü.
Aşırı dosya yükü nedeniyle yargı üyelerinin, çalışma saatlerine bağlı kalmadan görev yaptığını ifade eden Ünlütepe, hiçbir organın, yargıçlara emir ve talimat veremeyeceğini, genelge gönderemeyeceğini söyledi.. Ünlütepe, ''Onlar, Başbakanın kömür dağıtmakta kullandığı vali ve kaymakamlar değil'' diye konuştu.
Yürütmenin, yasamada olduğu gibi yargıyı da etkileme altına almak istediğini savunan Ünlütepe, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ile ilgili iddialara da değindi.
Bu projeyle yargılamanın tüm işlemlerinin yürütme tarafından izlendiğini ileri süren Ünlütepe, ''UYAP, Adalet Bakanlığı bünyesindeki daire başkanlığına bağlıdır. Bu durum, yargıya müdahale niteliğindedir ve yargıyı zedeliyor. UYAP, bugünkü yapısıyla yargının telekulağıdır'' dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|