Batuhan Çolak, "Yandaş medyaya malzeme verecek, toplumun genelinde tepkiye yol açacak bu hamleler CHP'ye değil AKP'ye yarıyor" ifadesiyle dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
İşte Çolak'ın o yazısı;
"CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimleri, Türkiye'de siyaset okumasının nasıl yapılacağı konusunda önemli verileri bize sunuyor.
CHP'nin kurumsal kimliğini dikkate aldığınızda, "Atatürk'ün kurduğu siyasi parti olarak; millî devlet yapısına bağlı, Cumhuriyet'in değerlerini savunan, Türkiye'nin kırmızı çizgileri konusunda hassas, merkez parti" olması gerektiğini düşünüyorsunuz.
Öyle uygulamalar, öyle kararlar, öyle hamleler yapılıyor ki, bu temel esaslar bir anda ortadan kalkıyor.
CHP'nin en önemli teşkilatı olarak tanımlanan İstanbul İl Başkanlığı'nda yaşananlar ortada.
Türkiye'nin terörle mücadelesini "savaş" olarak tanımlayıp, Ermeni tezlerini meşru gören, kendi tarihiyle kavgalı, hepsinden de ötesi Atatürk'ün sözleri ve değerleriyle kavgalı biri il başkanı seçildi.
Konunun hassas noktası ise "seçildi" kısmıdır. İstanbul il yönetiminde bulunan delegeler tarafından, mevcut il başkanını geçerek başkanlığı kazanmıştır, atanmamıştır.
Sosyal medyada herkes Canan Kaftancıoğlu'na yükleniyor. Ama burada problem sadece Kaftancıoğlu'nda değil onu seçip "Atatürkçü" olduğunu düşünenlerde!
Kaftancıoğlu kimliğini gizlemiyor, Twitter'dan sık sık bu gibi paylaşımlar yapıyor. Milyonlarca vatandaşı rahatsız edecek mesajları çarşaf çarşaf her yerde yayınlanıyor.
Buna rağmen delegeler gidip oy veriyor, seçiyorlar.
Demek ki Kaftancıoğlu'nun o sözleri, o yorumları delege tarafından da onaylanıyor, meşrulaştırılıyor.
Bu durumda ortaya iki soru çıkıyor.
Birincisi; Kaftancıoğlu iktidarı hedefleyen bir partide il başkanlığına aday olacak kadar kendisini kitlelere açıyorsa, o mesajları neden atıyor?
İkincisi ise; Kaftancıoğlu'nun bu yönü bilinmesine rağmen, CHP delegesi oy atarken neyi düşünüyor?
Aslında bu iki sorunun cevabı CHP'nin yaptığı siyasi hataların dışavurumu, özeti niteliğinde...
Göz göre göre, bile bile hatalar yapılıyor ve bu bir zihniyet refleksi haline dönüşmüş durumda.
Örnekler üzerinden gidelim.
AKP'nin çözüm sürecinde, terörle mücadele ve yolsuzluklar noktasında başarısız sınavlar verdiği ortada.
İşte tam burada CHP'nin güçlü bir muhalefet yapması, milliyetçi değerleri de kucaklaması bekleniyor. Aksine çeşitli noktalardan partiyi yönlendirenler "Aman bize milliyetçi derler, aman biz faşist miyiz, militarist söylemlere uzak duralım, bu nasıl solculuk" yorumları yapıp, beklenen adımları attırmıyor. CHP geniş kitleye açılmak yerine kendi seçmeniyle baş başa kalıyor.
Peki bu süreçte AKP veya MHP çok mu doğru politikalar izledi? Tabii ki "hayır."
Ama çözüm süreci gibi, PKK tezlerinin meşrulaştırıldığı bir ortamdan milliyetçi bir söyleme geçişi Erdoğan rahatlıkla yapabiliyor.
Tabanını buna ikna edip, temsil ettiği kitleyi de yeni sürece şartlandırabiliyor. Düne kadar güvenlikçi politikaları eleştirenlerin, bir anda terörle mücadeleye tam destek olduklarını görüyorsunuz.
Barzani'ye biat eden CHP'li vekil görmedik ama AKP'de Barzani'ye yakın olduğu için vekil seçilenler oldu.
CHP'de "Kürdistan" tanımlaması yapan vekil duymadık ama AKP'de "Irak Kürdistanı, Suriye Kürdistanı, Osmanlı Kürdistanı" diyenler oldu.
Tüm bunlara rağmen, tüm bu geçmişe rağmen, AKP'nin hepsinden sıyrılıp "yerli ve millî"ye dönüşmesi de ayrı bir inceleme konusu.
***
CHP ise bu kıvraklığı yapmak bir yana en olmadık zamanda, tam herkesin HDP'yi lanetlediği, toplumsal farkındalığın olduğu noktada "Biz ezilenin yanında olmalıyız, onlar da bizim insanımız" diyerek siyaseti yok ediyor.
CHP'nin görevi, ne yaparsa yapsın iktidarın aksini yapmak değil, iktidarın yanlışlarını topluma doğru bir şekilde aktarıp, kendi teşkilatları üzerinden bunun örneğini verebilmek.
Bir KCK avukatının genel başkan yardımcısı olduğu, diğer KCK avukatının İzmir'in kalbi Konak'ta belediye başkanı yapıldığı, İstanbul'da gördüğümüz manzaraların yaşandığı CHP, başkanlık seçimlerinde AKP için bulunmaz Hint kumaşı niteliğinde.
Yandaş medyaya malzeme verecek, toplumun genelinde tepkiye yol açacak bu hamleler CHP'ye değil AKP'ye yarıyor.
Eğer bu yöntemler terk edilmez ve CHP'nin bu hatalarda ısrarı sürerse, Erdoğan'ın başkanlık seçimlerinde zorlanacağını söylemek güç olur."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...