Pekin yönetimi, Sincan'daki olayların sorumluların en ağır cezaya çaptırılacağını açıkladı. Gelişmelerden Müslüman Uygurlar kadar üzerlerindeki baskı artan diğer azınlıklar da endişeli. Bunlardan biri de Moğollar...
Ülke bütünlüğünün korunması adına katliam yapmaktan çekinmeyen Çin yönetimi tehdit sıralamasında diğer azınlıklar da yer alıyor.
AZINLIKLARIN NÜFUSU TOPLAM NÜFUSUN YARISI KADAR
Deutsche Welle sitesinin haberine göre tehdit altındaki topluluklar örgütünün Asya uzmanı Ulrich Delius, birkaç yıl önce durumun bu kadar kötü olmadığını, ortamın giderek daha çok gerildiğini iddia ediyor. Çin'de 55 farklı etnik azınlık yaşıyor. Sadece Sincan, Tibet ve İç Moğolistan özerk bölgelerindeki nüfus, neredeyse toplam nüfusun yarısına eşit. Delius, şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Bu azınlıklar, stratejik ve ekonomik öneme sahip bölgelerde oturmadıkları müddetçe, Çin makamları bu kişilerin etnik kimliklerini korumalarına kısmen izin veriyor. Ancak konu Sincan'daki gibi bir sınır bölgesi veya Tibet gibi özerk bir bölge olunca, Çin katliam yaparak 'bütünlüğü koruma'ya çalışıyor."
Uygur'da geçtiğimiz pazar günü yaşanan katliamlar sırasında kaç kişinin hayatını kaybettiği konusundaysa hala net bir bilgi bulunmuyor.Moğollar da benzer sorunlarla baş başa...
Şimdiye kadar örneğin İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde genellikle bir uyuşmazlık durumu yaşanmıyordu. Son yıllarda bu da değişti. Bölgede yaşayan bir kadın, tamamen izole edildiklerini anlatıyor. İsminin açıklanmasını istemeyen Moğol kadın, şöyle konuşuyor:
"Bölgemizin etrafı çitle çevrildi ve sürülerimizi alıp istediğimiz yere göç etmemiz yasaklandı. Bizi 150 kilometre uzağa yerleştirdiler. Tüm hayvanlarımı satmak zorunda kaldım. Hükümet bizi zorla gönderdi. Kimse gitmeyi istemiyordu. Ailelerimiz dağıldı. Yeni evimiz eskisinden daha küçük. Burada her şey paralı… Oysa bozkırdayken su, yakacak hepsi bedavaydı. Burada ota bile para veriyorum. Bir göçebe olarak iş bulmak zor... Bulduğum süt sağma işinde bile sadece iki ay çalışabildim."
Birkaç kilometre ilerideyse küçük bir çiftlik evinde başka bir Moğol aile yaşıyor. Ev tertemiz ve sıcak… Ailenin yeterli yiyeceği, hatta bir televizyonu var. Moğol baba, oğlunun Moğolca konuşmasını istemediğini belirtiyor ve şöyle konuşuyor:
"Sürü gütmek, göçebe olarak çalışmaktan tabii ki çok daha güzel. Ama oğlum da sığır başında beklesin istemiyorum. Toplum çok çabuk değişiyor. Göçebe olsunlar diye çocuk yapmıyoruz. Çocuklarının daha iyi bir konuma gelebilmesi için kişilerin ileriyi düşünmeleri gerekiyor. Oğlumun şehirde yaşamasını umuyorum. Ona hiçbir şekilde göçebe geleneklerini öğretmeyeceğim"
ÇİNCE BASKISI MOĞOLCA'YI YOK EDİYOR
Çin'in İç Moğolistan bölgesinde Moğolca öğretilen okullar bulunuyor. Ancak gittikçe daha çok aile çocuklarını öğrenim dili Çince olan okullara gönderiyor. Çünkü iyi Çince bilmek ileride iyi bir iş sahibi olma konusunda avantaj sağladığı düşünülüyor.
Moğol tarihi Profesörü Buyamderger, bunun beklenen bir gelişme olduğunu, ancak kendisini endişelendirdiğini belirtiyor:
"Geçtiğimiz son 30 yıldır Moğollar değişime ayak uydurmaya çalıştılar. Gerçek bir Moğol göçmeni için her şey çok hızlı değişiyor ve o da buna ayak uyduramıyor. Bunda hükümet de hatalı. Çünkü kültür farklılıklarını muhafaza etmek için düzgün bir planı yok. Bugün Çin'deki tek konu para... Bir şey para kazandırdığı sürece sorun yok. Kültürel farklılıklar görmezden geliniyor. Özellikle bölgesel makamların tutumu çok kötü… Bunu herkes biliyor ama kimse bir şey demiyor. Önce bozup, sonra bozduğumuzu onarmaya çalışıyoruz. Ancak bozulanı sonradan onarmaya çalışmak hep daha pahalıya mal oluyor."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...