Krizden Çıkışın 7 İlkesi 

Uluslararası Para Fonu, küresel ekonominin dramatik düşüşü izleyen dönemde pozitif büyümeye döndüğünü bildirdi. IMF, küresel kriz sırasında ülkelerin aldığı olağanüstü destek önlemlerinden çıkış sırasında uygulanacak ekonomik politikaların tasarlanması ve bunların yerine getirilmesi için ortak bir zemin oluşturmayı amaçlayan yedi ilkeyi açıkladı.
Uluslar arası Para Fonu’nun 6-7 Kasım’da İskoçya’nın St. Andrews kentinde düzenlediği Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Guvernörleri Toplantısı sonucunda "Küresel Ekonomik Olasılıklar ve Çıkış Politikalarının İlkeleri" başlıklı bir rapor yayımlandı.

-KÜRESEL EKONOMİ POZİTİF BÜYÜMEYE DÖNDÜ-

Raporda "Küresel ekonomi dramatik düşüşleri izleyen dönemde pozitif büyümeye dönmüştür. Ancak toparlanma, özellikle gelişmiş ekonomilerde, eşitsiz ve henüz kendi kendine sürdürülemeyen biçimde gerçekleşecektir. Finansal koşullar iyileşmeye devam edecektir ancak henüz normal bulunmaktan uzaktır" denildi.
Geleceğe bakıldığında küresel ekonomide toparlanmanın yavaş gerçekleşeceği, enflasyonun ise enflasyonun düşük kalacağı beklentisi dile getirilen raporda "Kısa vadede en baskıcı ekonomik zorluklar ekonomik toparlanmanın ivmesini koruma ve yükselen piyasalar için, sermaye akışlarının çözüme kavuşturulması olacaktır" ifadesi yer aldı.

-ÇIKIŞ STRATEJİLERİ İÇİN YEDİ İLKE-

IMF uzmanları tarafından hazırlanan raporda ülkelerin uygulayacakları "krizden çıkış stratejilerinin" güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir ekonomik büyüme için zemin oluşturması gerektiği belirtildi. Bunun için yedi ilke saptandığını kaydeden IMF uzmanları, ilkelerin kriz sırasında alınan olağanüstü destek önlemlerinden çıkış sırasında uygulanacak ekonomik politikaların tasarımlanması ve bunların yerine getirilmesi için ortak bir zemin oluşturmayı amaçladığını kaydettiler. IMF’ye göre ülkelerin krizden çıkarken göz önünde bulundurmaları gereken yedi ilke şöyle:
"İlke 1: Çıkışın zamanlaması ekonominin ve finansal sistemin durumuna bağlı olmalı ve talebe daha büyük destek ve finansal onarımdan yana olmalı. İletişim stratejileri ve beklenmedik durumlardaki uygulamaları umutların sağlam demir atmasına ve piyasadaki korkuların yatışmasına yardımcı olacaktır.
İlke 2: Bazı istisnalar dışında, ekonomi politikasının en önemli önceliği mali konsolidasyon olmalı. Para politikası, genel teşviğin arzu edilen düzeye ulaşmasını sağlamak için daha kolay ayarlanabilir.
İlke 3: Mali çıkış stratejileri, kamu borcunun belli bir zaman dilimi içinde, ihtiyatlı düzeylere düşürülmesi hedefiyle birlikte saydam, etraflı ve açıkça tebliğ edilmeye hazır olmalıdır.
İlke 4: Kriz bağlantılı önlemlerin geçici olmasını sağlayan hareketlerle birlikte başlayan, daha güçlü bir faiz dışı denge, mali ayarlamalar için anahtar sürükleyici güç olmalıdır.
İlke 5: Faiz oranlarının yükseltilmesinden, alışılagelmiş sıkı para politikası uygulamalarından önce, geleneklere uymayan para politikalarının bırakılması gerekmez. Geleneklere uymayan para politikası önlemlerini sürdürmek, faiz oranlarında artışları engellemeyi gerektirmez.
İlke 6: Finansal politika desteğinin ne zaman ve nasıl ortadan kaldırılacağına ekonomik koşullar, finansal piyasaların istikrarı ve piyasa bazlı mekanizmalar karar vermelidir.
İlke 7: Çıkış politikalarının uyumlu hale getirilmesi tüm ülkelerin hâsılalarında iyileşmelere yol açacaktır. Eşgüdüm "senkronizasyon’ olmak zorunda değildir ancak ekonomi politikaları arasında eşgüdüm eksikliği karşı yayılma etkileri ortaya çıkarabilir."