18 yıl beyaz yakalı olarak farklı kademelerde üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra finans sektörüne personel seçme-yerleştirme konusunda hizmet veren Türkkariyer danışmanlık şirketini kuran ve "Beyaz Yakalının Seyir Defteri" adlı kitabı kaleme alan Aygül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD, Almanya, İngiltere, Dubai ve Rusya gibi bir çok ülkede çok sayıda beyaz yakalı Türk beyinlerin ve yeteneklerin önemli pozisyonlarda görev yaptığını ifade etti.
Türklerin idealist olduğunu, özellikle beyaz yakalı yeni jenerasyonun kariyeri için risk aldığını, yurt dışına çıktığını anlatan Aygül, 2007 krizinden sonra ABD ve Avrupa’da çalışan çok sayıda beyaz yakalı Türk ile Almanya’da görev yapan akademisyenlerin Türkiye’ye dönmek istediğini söyledi.
Özellikle ABD ve Avrupa’daki 2007 krizinden sonra bir çok beyaz yakalı Türk’ün bir yandan şirket kapamaları, birleşmeleri, ekonomideki daralma nedeniyle oradaki hayatlarını idame ettirmeye çalışırken bir yandan da B planı geliştirmek için kendileriyle temas halinde olduklarını belirten Aygül, krizin ardından kendilerine CV’lerini gönderen 1000’in üzerinde beyaz yakalı Türk çalışanının 60’ını Türkiye’deki firmalarda işe yerleştirdiklerini bildirdi.
-"BEYİN GÖÇÜNÜ YÖNETMEK ÖNEMLİ"- Beyin göçünün değil beyinlerin yönetiminin daha önemli olduğunun altını çizen ve bu bağlamda "İnsan Kaynakları Bakanlığı" kurulması gerektiğinin ifade eden Aygül, şöyle devam etti: "Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak beyinleri, yetenekleri bulmak, taltif etmek, yeşertmek çok önemli. Yurt dışında çok önemli bir entelektüel sermayemiz var. Beyin göçü artık anlamını yitirdi. Önemli olan beyinleri yönetmek.
Entelektüel sermayemizin envanterini çıkarıp yönetmek için bu bakanlık kurulmalı.
Yurt dışında çalışan, okuyan, üniversitelerde çalışan insanların belirlenmesi gerekir. Mesela Almanya’da yayınlanan bir araştırmaya göre, ülkede çalışan her üç Türk orijinli akademisyen Türkiye’ye dönmek istiyor. Ama bunların taleplerine yanıt verecek danışmanlık şirketleri dışında bir kurum yok. Ülke olarak bu insanları sahiplenmek lazım. Nasıl Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde bir sürü bilim adamı, aydın Türkiye’ye getirilerek ülkeye değer kattıysa, kendi değerlerimiz için de aynı şey yapılabilir." Yurt dışında çalışanların zaman zaman Türkiye’ye gelmek, B planı yaratmak istediklerini, ama geldikleri zaman da birtakım öğretilmiş ya da öğrenilmiş çaresizliklerle karşılaşabildiklerini anlatan Aygül, şöyle konuştu: "Neden? Mesela iki arkadaş düşünün. Aynı üniversiteden biri birincilikle, diğeri sıradan bir derece ile mezun oluyor. Sonra birisi Türkiye’de, diğeri ABD’de MBA yapıyor. Biri ABD’de iyi bilinen, Wall Street firmalarından birinde, diğeri Türkiye’de İSO 500 içine giren bir firmada işe başlıyor. ABD’de çalışan kişi o ülkedeki daralma nedeniyle Türkiye’ye döndüğü zaman belki de diğer kişinin altında çalışmak durumunda kalıyor. Çünkü Türkiye belli bir dönemi koşarak geçmek durumunda kaldı. Koşarak geçtiği için de 2001’den sonra erken terfiler söz konusu oldu, insanlar rekabet ortamında farklı kurumlara transfer oldu. İnsanlar Türkiye’de daha hızlı terfi alabiliyor. Avrupa ve ABD’de daha istikrarlı bir kariyer gelişimi söz konusu. Bu hız oradan gelen insanları hayal kırıklığına uğratabiliyor." ABD’de görev yapan bir Hintli profesörün telekonferansla ülkesindeki üniversiteye bağlanabildiğini ve öğrencilere ders verebildiğini anlatan Aygül, "Beyinlerle, yeteneklerle bağlantıyı koparmamak lazım. Onları tespit edip bir havuzun içine taşıyabilmek, yarın öbür gün onlara Türkiye’de yeni iş imkanları yaratabilmek veya Türkiye’nin onların stratejik bakış açılarından yararlanabilmesi çok önemli" diye konuştu.
Yurt dışına ihraç edilebilecek, yurt dışından geri alınabilecek ya da dünyaya verilebilecek değerlerin sadece danışmanlık firmalarının portföyünde sınırlı kalmasını çok doğru bulmadığını ifade eden Aygül, kişisel envanter çıkarılması, takip edilmesi, yeri geldiğinde onlardan ülke adına yararlanılması gerektiğini söyledi.
-"SİYASETÇİLER DE BİZDEN GÖRÜŞ ALMALI"- Aygül, siyasetçilerin de danışmanlık firmalarından görüş almasının önemine işaret ederek, "Şu şu yetkinliklere sahip, dünya görüşü ve tecrübesi olan, mühendis, finansçı, sosyolog, ekonomist, siyaset bilimci gibi değerli beyinleri kadrolarımızda görmek istiyoruz" diyen siyasetçilere zevkle yardımcı olacaklarını söyledi.
Türkiye’nin çok önemli, bilinmeyen bir entelektüel sermayesi olduğuna dikkati çeken Aygül, 2007 krizinden sonra kendilerine Türkiye’de çok rahat iş bulabilecek 1000’in üzerinde CV’ler geldiğini bildirdi.
İlham Süheyl Aygül, bazı firmaların Türkiye piyasasında da tecrübe aradığı için başvuranlara iş bulmada zorlandıklarını ifade ederek, "Ama ileride bizim kurumlarımız daha evrensel ve çok uluslu firmalar olduğunda, İstanbul’un da finans merkezi hedefine ulaşıldığı zaman envanteri çıkarılacak bir entelektüel sermayenin ekonomimize katma değeri çok daha fazla olacaktır" dedi.
MİLLİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...