Yasalardaki değişikliklerin ardından patronlar daha kolay işçi alabileceği gibi, işçilerini de daha kolay işten çıkarabilecek.
Başbakan Edouard Philippe değişikliklerin iddialı, dengeli ve adil olacağını ancak bu reformları herkesin desteklememesinin doğal olduğunu söyledi.
Reformlara karşı önümüzdeki ay protestoların düzenlenmesi bekleniyor. Ancak ülkenin en büyük iki sendikası, protestolara katılmayacaklarını açıkladı.
Force Ouvriere (İşçilerin Gücü) Sendikalar Konfederasyonu lideri Jean-Claude Mailly, hükümetin yasal değişiklikler için "gerçek bir danışma süreci" yürüttüğünü ve bu nedenle 12 Eylül'deki protestolara katılmayacaklarını söyledi.
Özel sektördeki en büyük sendika konfederasyonu olan CFDT de, reformlara getirdikleri eleştirilerin hükümet tarafından göz ardı edilmesinden duydukları hayal kırıklığını açıkladı ancak eylemlere katılmayacağını ilan etti.
12 Eylül'ün ardından 23 Eylül'de de başını radikal solun lideri Jean-Luc Melenchon'un çekeceği protestoların düzenlenmesi bekleniyor.
Macron ne yapmak istiyor?
Fransa'da işsizlik oranı yüzde 9,5. Macron, diğer büyük Avrupa ekonomilerinin iki katı olan bu oranı 2022'ye kadar yüzde 7'ye indirme sözü vermişti. Ülkenin 3 bin sayfayı aşan çalışma yasasının iş dünyasının elini kolunu bağladığını düşünen çok sayıda kişi var.
Yapılabilecek önemli değişikliklerden biri, şirketlerin maaş ve koşulları müzakere etme imkanında daha fazla esneklik tanınması olabilir.
Çalışma Bakanı Muriel Penicaud, "sosyal diyaloğu" hedefleyen 36 yeni reform planladıklarını açıklamıştı.
Fransa'da işçilerin çoğu küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde istihdam ediliyor. Hükümetin hedeflerinden biri, 50'den az çalışanı bulunan yerlerde işçilerin işçi komiteleri kurup işverenlerle işyeri bazında pazarlık yapmasına imkân tanıyarak, sendikaları aradan çıkarmak.
Hükümetin karşılaştığı en çetrefil sorunlardan biri, işverenlerin işçileri işten çıkarmasının kolaylaştırılmasını nasıl sağlayacağı. Bir öneri, haksız yere işten çıkarma sonucu ödenen tazminata bir üst sınır getirilmesi. Aylar süren pazarlıklar sonucunda bakanlar, bu tavanı artırmayı kabul etti.
Eskiden her 2 yıl için 6 ay olarak hesaplanan bu tazminat, yeni öneriye göre 2 yıl için 3 ay olarak hesaplanacak.
Buna karşılık kıdem tazminatı ise artırılacak.
Bunu başarabilecek mi?
Macron'un reform imkanı seleflerinden çok daha fazla. François Hollande'ın Sosyalist hükümeti, sokak protestolarının ardından değişiklik planlarının bir kısmını iptal etmek zorunda kalmıştı.
Emmanuel Macron ise bu reformları bir kararname ile hayata geçirmek için parlamentodan yetki aldı.
Çarşamba günü açıklanan bir ankete göre Fransızların yüzde 90'ı çalışma yasalarının değişmesi gerektiğini düşünüyor. Fakat Macron'un planlarından endişe duyanların oranı da yüzde 60.
Bu reformların söylentileri ilk ortaya çıktığında Emmanuel Macron'un "sıcak bir sonbaharla" karşı karşıya kalacağına yönelik çok sayıda uyarı vardı. Fakat bu ihtimal artık eskisi kadar dramatik gözükmüyor.
Evet, sendikalar bu değişiklikten mutlu değil ama bazıları daha az mutsuz. 3 büyük konfederasyondan yalnızca CGT 12 Eylül'de sokaklara çıkmaya karar verdi.
Bu yılki reform girişiminin öncekilerden farkı var: En muhalif sendikalar bile hükümetin yönteminin kusursuz olduğunu söylüyor. Gerçek müzakereler vardı, karşılıklı tavizlerin verildiği pazarlıklar gerçekleşti.
En önemlisi de Macron'un planının arkasındaki demokratik meşruiyet tartışılamaz. Plan hiçbir sürpriz içermiyor. Macron yapmak istediği her şeyi seçimden önce açıklamıştı.
Halkı, birkaç ay önce oy verdikleri vaatlere karşı sokağa çıkarmak kolay olmayacak.
Macron ne diyor?
Cumhurbaşkanı seçmenlerini ikna etmesi gerektiğini biliyor ve planlarına aylarca direniş gösterileceğini kabulleniyor.
Çarşamba günü verdiği bir mülakatta Fransa'nın "30 yıldan uzun süredir kitlesel işsizliği alt edememiş tek büyük Avrupa ekonomisi" olduğunu söyleyen Macron, bunun en büyük mağdurlarının da gençler ve kalifiye olmayan iş gücü olduğunu belirtmişti.
Macron'a destek, 7 Mayıs'taki seçimden sonra dramatik bir şekilde azaldı. 27 Ağustos'ta yayınlanan bir anket, seçimde yüzde 57 oy alan Macron'a desteğin Temmuz'da yüzde 40'a gerilediğini gösteriyor.
Macron geçen hafta Romanya'ya yaptığı ziyaret sırasında "Fransa reform edilebilir bir ülke değil, çünkü Fransız erkekleri ve kadınları reformdan nefret ediyor" diye şikayet etmiş, ardından Fransa'nın reforma değil "dönüşüme" ihtiyacı olduğunu söyleyen bir açıklama yapmıştı.
(BBC Türkçe)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...