TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin “dokunulmazlık dosyalarının gündeme alınmasına" ilişkin grup önerisinin görüşmeleri sırasında milletvekilleri arasında “küfürlü" tartışmalar yaşandı.
CHP’nin Genel Kurul gündeminin değiştirilmesine ilişkin önerisinin görüşülmesine CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un konuşması ile başlandı. Anadol, partisinin dokunulmazlıkların kaldırılması görüşünü yineleyerek, “Millet, bize karşılıksız çek imzalayın, trafik polisine küfür edin, hostese tokat atın, çalın, hırsızlık yapın, ihaleye fesat karıştırın diye mi dokunulmazlık zırhı giydirdi" dedi.
YARA SAHİPLERİ BAĞIRIYOR
AKP’liler tepki gösterince, CHP’li Anadol, “550 kişi için konuşuyorum. AKP’liler, sizi işlediğiniz suçların tarihi sorumluluğu ile baş başa bırakıyorum. Başbakan, burada çıkıyor. Sefa Sirmen’i Yuvacık Barajı ile ilgili suçluyor. Tamam varsa yüreğiniz kaldırın dokunulmazlığını yargılayın iş biter" dedi. AKP’lilerin tepkisi sürünce, Anadol, “Yara sahipleri gocunanlar bağırıp çağırmaya başladı" karşılığını verdi.
ÇANKAYA UYARISI: ÜSKÜDAR AĞIR CEZAYA GİDER
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin “kalpazanlık suçlaması" ile Akbil davası sanıkları arasında yer aldığını anımsatan Anadol, şunları kaydetti:
“Erdoğan keşke dokunulmazlığını kaldırsaydı hakim karşısına çıksaydı. Düğmeye bastınız. Erdoğan, rotasını çizmiş devam ediyor cumhurbaşkanlığına doğru. Hayırlı olsun. Günün birinde başarıya ulaşır Çankaya’ya çıkarsa sanmayın ki bu sizin için mutlu son olur tam tersine sonun başlangıcı olacak.
Cumhurbaşkanı dokunulmazlığı üst zırha sahip. Sorumsuzdur. Vatan ihaneti hariç cumhurbaşkanı yaptığı iş ve eylemlerden dolayı sorumsuzdur. Ancak bu, cumhurbaşkanı seçildiği tarihten ileriye doğrudur. 1924 Anayasası’nda cumhurbaşkanına ikinci zırh, milletvekilliği dokunulmazlığı verilmiş ancak 1961 ve 1982 Anayasalarında böyle bir şey yok. Unuttukları için mi? Hayır. Çankaya’ya çıkacak şahsın kuyruğunda dosya taşıyacağını düşünmemişler.
Eğer cumhurbaşkanı olursa, Çankaya çıkarsa, halk da bize yetki verirse, 23. parlamento 276 oyla Yüce Divan’a değil, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi’nin karşısına çıkarır. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sıfatına bakmadan ağır cezanın karşısına çıkarır. Uyarıyorum size. Size iyi işler diliyorum."
AKP’Lİ ŞAHİN: ALTI OKU SAYAMAZSINIZ
Anadol’dan sonra söz alan AKP Genel Sekreteri, İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin, “Akbil dediler, bilet dediler, kalpazanlık, yolsuzluk dediler. İddia edilen bütün bu olaylar 1994-1999 dönemine yönelik bölük pörçük, dayanağı olmayan iddialardır. Büyük kısmı yargılama sürecinden geçmiştir" dedi.
Sözen’in İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde, 1995 öncesi bütün otobüslerde “yüzde 30’u kaçak basılan, yüzde 30’u kalpazanlıkla işleyen bilet sistemi" olduğunu iddia eden Şahin, “CHP döneminde İstanbul’da otobüsler, mahkum taşıyan otobüsler gibiydi, insanlar nefes almadan binerlerdi. İstanbulluya çağdaş bilet sistemi getirdik. İşte Akbil budur. Kalpazanlık yoktur" dedi.
Şahin, CHP’nin cumhuriyetin değerlerini sindiremediğini ileri sürerken, “Sınav yapsak altı okun kaç tanesini sayabilirsiniz" demesi, CHP’lilerin tepkisine neden oldu.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, “Sen İslam’ın şartlarını sayabilir misin? Haram nedir bilir misin?" dedi. CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu, “Saygısız, terbiyesiz. Cumhuriyeti de siz kurdunuz. Salla salla" diye bağırdı.
SAHTEKAR, ŞEREFSİZ
Şahin’in ardından CHP’li Sözen, iddialara yanıt vermek üzere söz istedi ancak CHP’nin önergesinin oylanarak reddedilmesinden sonra, oturuma ara verildi. Bu sırada gerginlik devam etti, Sözen, hakkında iddialarda bulunan AKP’li Şahin’in üzerine yürüyerek, “Sahtekar herif, sen sahtekarsın" diye bağırdı. AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ ise, CHP’lilere “Şerefsiz herifler. Sözlerinizi aynen iade ediyoruz" tepkisini gösterdi.
AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik, milletvekillerini sakinleştirmeye çalışırken, Bakanlar Kurulu sıralarından kalkan Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, “Seninle işim var" diyerek Çelik’i uzaklaştırdı.
AĞZINI YIKA, VÜCUDUNU YIKA
Genel Kurul’a verilen aranın ardından söz alan CHP’li Sözen, AKP’li Şahin’e, “Fişlemeci sen sus" derken, Şahin, “Yalan söylüyorsun" karşılığını verdi.
AKP’li Demirbağ’ın da tepki göstermesi üzerine Sözen, “Sen ağzını yıka da konuş. Sen Atatürk’e hakaret etmeye teşebbüs etmeye kalkan bir adamsın. Çocuğunun resminin arkasına yazdıklarını söylemekten utanıyorum. Yüzsüz. İnsanların yüzüne nasıl bakıyorsun?" dedi.
AKP’li Demirbağ, “Siz bedeninizi, tüm vücudunuzu yıkayın. Türk hamamına gidin" şeklinde tepki gösterince, CHP’li Sözen, “Sizi bütün günahlarınızla, ayıplarınızla baş başa bırakıyorum" diyerek konuşmasını sona erdirdi.
Mİlliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...