Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Manisa'da çeşitli programlara katılmak üzere, İzmir Adnan Menderes Havalimanına geldi. Kurtulmuş, burada kendisine sevgi gösterisinde bulunan bir çocuğu sevdi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, daha sonra, Manisa Medya TV'de Abdullah Polat'ın sunduğu "Günün Konuğu" programına konuk oldu.
16 Nisan'da yapılacak halk oylamasının Türkiye için önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Kurtulmuş, vatandaşlara mevcut sistemin nerelerde tıkandığını ve neden böyle bir sistem değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu anlatacaklarını söyledi.
Kurtulmuş, Ankara'da AK Parti'nin Halk Oylaması Kampanya Tanıtım Toplantısı'nı gerçekleştirdiklerini anımsatarak şöyle konuştu:
"Sistemin nasıl faydaları olacağı noktasında vatandaşlarımız henüz bilgilendirilmiş değil. Ümit ederim ki AK Parti olarak 1 hafta, 10 gün içerisinde Türkiye'de neredeyse bunu duymayan kimse kalmayacak, teşkilatlarımız bütün güçleriyle sokaklara odaklanacaklar. Teşkilat mensuplarımız bu ülkeye sahip çıkacaklar. Bu bir seçim kampanyası değil parti kampanyasıdır. 'Evet' oyu vereceğini ilan eden diğer partiler Milliyetçi Harekat Partisi ve sivil toplum kuruluşları bu kampanyada 'Evet' oyu çıkması için çağrı yapacaklar. Dolayısıyla güle oynaya çok keyifli bir kampanya sürecine gireriz ve Türkiye 16 Nisan'da büyük oranda 'Evet' diyerek bu tarihi dönüm noktasını açmamıza vesile olur."
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "28 Şubat'tan 15 Temmuz'a darbeler ve FETÖ ihaneti" konulu panele katılacağı ve eşinin de 28 Şubat mağduru olduğunun anımsatılması üzerine, eşinin de o dönemde İstanbul Üniversitesinde görev yaptığını, başörtüsü nedeniyle mağduriyet yaşadığını dile getirdi.
Şu andaki mevcut sistemin darbeler ürettiğini anlatan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Vesayetçi bir yapı üzerine kurulmuş sandıktan nasıl oy çıkarsa çıksın, halkın iradesi ne olursa olsun birtakım vesayet kurumları ve kuruluşları Anayasa Mahkemesi, Yüksek Yargı, Cumhurbaşkanlığı makamı, bizatihi kendisi, askeri ve sivil vesayet odakları öyle bir yapı ortaya konulmuş ki sandıktan ne çıkarsa çıksın bu odaklar vasıtasıyla da aslında sistem, eski sistem istediği şekilde milletin iradesini değiştirmeyi başarmıştır."
Türkiye'de vesayet düzenekleriyle uzun süredir mücadele edildiğini ve bu mücadelenin sonunda milletin kazanacağı dile getiren Kurtulmuş, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle bir adımın daha atıldığını vurguladı.
Kurtulmuş, mevcut sistemin darbelere müsade eden kötü bir sistem olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Esas problem bizatihi milletin başına getirilen bu yanlış sistemdir. Şimdi bu sistemin son yanlışlıklarını düzeltiyoruz. Bundan sonra eğer ihtiyaç olursa başka anayasa değişiklikleri de olur ama bugün itibarıyla vesayetçi blok ortadan kaldırılıyor, çift başlılık ortadan kaldırılıyor. Yine vesayetçilerin iştahını kabartan siyasi, iktisadi istikrarsızlık dönemlerini ortaya çıkaran bu sistem ortadan kaldırılıyor. İnşallah çok daha etkin ve güçlü bir yönetim mekanizması kuruluyor."
Yeni anayasa ile çift başlılığın ortadan kalkacağını vurgulayan Kurtulmuş, anayasa değişiklik paketinin normalleşme sürecinin devamı olduğunu bildirdi.
Kurtulmuş, geçmiş dönemde askeri bürokrasinin sivil bürokrasi üzerinde büyük etkileri olduğuna dikkati çekerek bugün gelinen noktada devrim niteliğinde adımlar atıldığını ifade etti.
Anayasa değişikliği paketinin "darbe savar" nitelikte olduğunu aktaran Kurtulmuş, insanların aklından darbeleri geçiremeyeceği bir yapının ortaya konulduğunu kaydetti.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin neler getireceği ve bu sistemin bir diktatörlük getirip getirmeyeceği" şeklindeki bir soruya karşılık Kurtulmuş, tek adamlıktan bahsedenlerin mevcut anayasadaki 104'üncü maddeye bakmaları gerektiğini söyledi.
"Mevcut sistemde cumhurbaşkanının yetkileri öyle yapılmış ki zaten cumhurbaşkanı bütün yürütmeyi neredeyse elinde tutuyor. Millete karşı hesap vermiyor." diyen Kurtulmuş, şimdi bunun değişeceğini, cumhurbaşkanının millete hesap vereceğini belirtti.
Yürütmedeki çift başlılığın ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, geçmiş dönemlerde cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında yaşanan krizler ve bunların sonuçlarına ilişkin bilgiler verdi. Kurtulmuş, yasama ve yürütmenin tamamıyla birbirinden ayrılacağını, tam bir kuvvetler ayrılığı oluşacağını da dile getirdi.
Kurtulmuş, terör örgütlerinin medyada yer alan terminolojisine ilişkin de bir soru üzerine, küresel terör konusunda medyanın kullandığı dile işaret ederek uluslararası medyada emperyal bir dil kullanıldığını aktardı.
Musul operasyonunun başlamasının hemen ardından uluslararası medyada "Şii milisler, Sünni milisler, Kürt milisler, Türkmen milisler" şeklinde bir dilin de yer aldığını anlatan Kurtulmuş, oradaki gelişmelerin Şiilerle Sünniler, Türkmenlerle Kürtler arasında kavgadan meydana gelmediğine, emperyal bir dilden bunun oluştuğuna vurgu yaptı.
PKK ile ilgili haber verilirken de "PKK’nın sorumlusu", "PKK’nın başkanı" gibi ifadeler kullandığına dikkati çeken Kurtulmuş, aynı şekilde FETÖ ile ilgili de kullanılan ifadeler olduğunu anlattı. Kurtulmuş, "Diyorlar ki FETÖ’nün imamı... Ne imamı ya? Eşkıya başı. İmam mı denir buna? Başkan mı denir, bunların hepsi eşkıya tayfası. Farkında olmadan yanlış bir dil üzerinden bu örgütler meşrulaştırılıyor. Bu konularda dikkatli olmalıyız." diye konuştu.
FETÖ’nün iadesine ilişkin gelişmelerin ne olduğuna ilişkin bir soruyu yanıtlayan Kurtulmuş, 15 Temmuz'dan bu yana ABD ile bu konunun görüşüldüğünü bildirdi. Kurtulmuş, şunları söyledi:
"ABD'yi ziyaretimde ben de İçişleri Bakanıyla görüştüm. Orada da şu gündeme geldi. Biz biliyoruz, tabii bu bir hukuki süreç ama biz hukuki süreç üzerine konuşmuyoruz ama biz Amerikalı yöneticilerin siyasi kararlılığını görmek istiyoruz. İade, bir süreç alabilir ama bu süre içerisinde adam oradan hala küresel anlamdaki örgütüne, çeteye talimatlar veriyor, mahiyetini bilmediğimiz görüşmeler yapıyor. Bütün örgütünü ayakta tutmaya çalışıyor hem Türkiye’de hem dışarıda. Dolayısıyla 'Bunları enterne edin' dedik. Dolayısıyla yeni Trump yönetimiyle birlikte önemli gelişmelerin olabileceğini ümit ediyoruz. Buna ilişkin olumlu sinyaller geliyor, Feto'nun iadesiyle ilgili. Sadece Feto'nun kendisi değil, oraya kaçmış FETÖ mensubu adamların da iadesi için talepte bulunuyoruz. Bunların olumlu bir noktaya gitmekte olduğunu, en azından Obama dönemindeki duyarsızlığın geride kaldığını görüyoruz, bundan da memnuniyet duyuyoruz. İnşallah sonuç alırız.”
Trump yönetimiyle görüşülen ikinci konunun da PYD ile ilgili olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Aynı şekilde orada da bir tercih yapmak zorundalar. Sağdan say 3 bin kişi, soldan say 5 bin kişilik bir terör örgütüyle mi yoksa 80 milyonluk siyasi ve ekonomik istikrara sahip olan bir Türkiye ile mi işbirliği yapacak Amerika? Buna karar vermesi lazım. Burada da bizim söylediklerimize doğru gelmekte olduklarını görüyoruz." dedi.
TRT1'de ekrana gelen "Diriliş Ertuğrul" ve ilk bölümü yayınlanan "Payitaht Abdülhamid" dizilerine ilginin hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, geçen hafta destek amacıyla Payitaht Abdülhamid dizisinin ekibini ziyaret ettiğini, dün akşam da diziyi izleme fırsatı bulduğunu anlattı.
Dizinin ilk gün izlenme oranının çok çok iyi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, halkın destek vermesi durumunda bu tür programların daha da artacağını kaydetti.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...