Amerika Birleşik Devletleri'nin ünlü düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nde gündeme getirilen Türkiye ile ilgili 'karanlık senaryolar'ın benzerleri geçmişte de ortaya atılmıştı.
13 Haziran'da yapılan ve Türk davetlilerin de katıldığı toplantıda ele alınan senaryolara göre, bu ay sonu itibarıyla Anayasa Mahkemesi Başkanı bir suikasta kurban gidiyor. Aynı tarihlerde PKK'nın canlı bombası İstanbul Beyoğlu'nda kendini patlatıp 50 masum insanın ölümüne yol açıyor. Ardından Türkiye 50 bin askerle Kuzey Irak'a giriyor. Türkiye ile ilgili, enstitüde konuşulan bir başka konu ise 'PKK'nın üst düzey elemanlarının bu aşamada yakalanıp ABD tarafından Türkiye'ye teslim edilmesinin ne getirip ne götüreceği'. Ancak iddialara göre Türk katılımcılardan bir veya ikisi buna 'seçimler öncesi hükümetin işine yarayacağı' gerekçesiyle karşı çıktı. Toplantıya, Genelkurmay'a bağlı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi SAREM'in direktörü Tuğgeneral Suha Tanyeri, Washington'daki askerî ataşe Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu, SAREM'den diğer bazı yetkililer ile Hudson Enstitüsü Türkiye uzmanı Zeyno Baran katıldı. Gelecek tahminleri doğru çıktığı için saygınlık kazanan Hudson'daki toplantının Türkiye sorumlusu Zeyno Baran, görüşmeleri doğrularken, konuşulanların 'farazi' olduğuna dikkat çekiyor.
Baran: Darbe ihtimali fifty-fifty
Hudson'daki konuşulanların bu kadar yankı bulmasının sebebi, geçmişte dile getirilen bazı senaryoların Türkiye'de gerçekleşmiş olması. Zeyno Baran, geçen yıl Amerikan Newsweek dergisindeki makalesinde; "O darbeyi (28 Şubat) yaratan koşullar bugün yeniden ortaya çıkıyor. Bir kez daha iktidarda bir İslamcı var. Bir kez daha generaller, hükümetin laik devleti nasıl zedelediğini öfke ile fısıldıyorlar. Bana göre, Türkiye'de 2007 yılında bir askerî darbe olması şansı yüzde 50-50." demişti. Baran, ayrıca, askerlerin kendisine, 'yakında laikliği korumak için harekete geçmek zorunda kalabileceklerini' söylediklerini yazıyordu.
Washington'da İsrail'e yakınlığı ile bilinen düşünce kuruluşlarından Washington Yakındoğu Politikaları Enstitüsü'nün (WINEP) Türkiye uzmanı Soner Çağaptay ile University of Washington'dan Yüksel Sezgin'in ortaklaşa kaleme aldığı bir raporda ise AK Parti'yi 'alt edebilmek için uygulanacak strateji ve politikalara' ilişkin tavsiyelere yer verilmişti. AK Parti'nin 22 Temmuz seçimlerinden 'güçlü' çıkacağını öngören rapor, Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti tarafından 'potansiyel bir araç' olarak kullanılacak yeter sayısına ilişkin maddeyi mercek altına alabileceğine işaret ediyor. Rapor, 'zeki İslamcı' olarak nitelendirdiği AK Parti'nin son 'siyasî kutuplaşma taktiği'ne ilişkin kamuoyu desteğine 'başka değişkenler'in de tesir edebileceğine dikkat çekiyor. 'PKK tarafından yapılacak terör saldırıları AKP'ye zarar verebilir' deniliyor. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkılması AK Parti'ye puan kazandıracağı için Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer'in kanun değişikliğini onayladıktan sonra bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi tavsiye ediliyor. WINEP'in raporunda, ABD'nin Kuzey Iraklı Kürtlere PKK'lı liderlerin Türkiye'ye iadesi için bastırmasının AK Parti'nin popülaritesini artıracağı savunuluyor.
(1) Danıştay'a Alparslan Arslan tarafından düzenlenen saldırıda Mustafa Yüce Özbilgin hayatını kaybetti. (2) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink silahlı saldırı sonucu öldürüldü. (3) Emre Günaydın ve 4 arkadaşı Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin boğazını kesti. (4) Atabeyler Çetesi 27 yıl hapis talebiyle yargılanıyor. (5) Şemdinli'de kitabevinin bombalanması aylarca konuşuldu. (6) Ümraniye'de bir gecekonduda 27 adet el bombası saklayan Muzaffer Tekin'in 'evladı' Oktay Yıldırım tutuklandı. |
Hudson Enstitüsü'nün Türkiye sorumlusu Zeyno Baran ile WINEP'in Türkiye uzmanı Soner Çağaptay tarafından birer 'tahmin-tavsiye' olarak dile getirilen görüşlerin bir süre sonra Türkiye'de gerçekleşmiş olması son dönemde yaşanan olayların 'nerede konuşulduğu' sorusunu akla getiriyor. Çünkü Türkiye'de son iki yılda ülkenin dengelerini bozacak cinayetler işlendi, karanlık emeller peşindeki çeteler ortaya çıkarıldı.
Danıştay'a silahlı saldırı: Danıştay 2. Dairesi'ne avukat Alparslan Arslan tarafından 17 Mayıs 2006'ta düzenlenen silahlı saldırıda yargıç Mustafa Yüce Özbilgin hayatını kaybetti. Danıştay saldırısı, Cumhuriyet Gazetesi'ne Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yapımı 2 defa 3 bomba atılması olayının akabinde gerçekleşti. Arslan'ın emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile teması, Tekin'in de JİTEM'in kurucularından emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile ilişkisinin ortaya çıkması, saldırıda en çok sorgulanan konu oldu. Davada yargılananlardan emekli astsubay Oktay Yıldırım önceki gün, İstanbul Ümraniye'de bir manavın evinde bulunan 27 adet MKE yapımı el bombasının sahibi olmak suçlamasıyla tutuklandı. Ardından da "Yıldırım evladım gibidir, iyi çocuktur. Bombaları hurdacıya versen almaz." şeklinde demeç veren Muzaffer Tekin de 'el bombaları' soruşturmasında gözaltına alındı. Polis, kasada eksik olan üç bombanın Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan 3 bomba olup olmadığını araştırıyor.
Hrant Dink'e hain suikast: Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007 günü Şişli'de sokak ortasında vurularak öldürüldü. Trabzonlu tetikçi Ogün S. kısa sürede yakalandı. KTÜ öğrencisi Erhan Tuncel suikastçı zincirinin en önemli halkası olarak ortaya çıktı. Jandarma ve polise istihbarat sağlamakla görevli Tuncel tutuklandı; ancak Hrant Dink cinayetindeki rolü ve bağlantılarının esrar perdesi aralanamadı. Trabzon'da işlenen Rahip Santoro cinayetinden sonra Dink'in öldürülmesi, gayrimüslimlere karşı yapılan ikinci saldırı oldu.
Yayınevinde vahşi katliam: Gayrimüslimlere yönelik cinayetlerin üçüncüsü Malatya'da gerçekleşti. Yine bir üniversiteli olan Emrullah Günaydın 4 arkadaşıyla, Hıristiyanlık'la ilgili kitaplar yayınlayan Zirve Yayınevi'ni 18 Nisan 2007'de bastı. İçerideki Tilman Ekkehart Geske (46) (Alman uyruklu), Necati Aydın (35) ve Uğur Yüksel'i sandalyeye bağlayıp boğazlarını keserek öldürdü. Kaçmak için 3. katın penceresinden atlayınca ayağı kırıldı ve yakalandı.
Çete, bakan hakkında istihbarat yapmış: Ankara polisinin Küre operasyonuyla ortaya çıkardığı 'Sauna Çetesi' kapsamında Emniyet eski Genel Müdür Vekili Ertuğrul Çakır, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan ihraç edilen Yüzbaşı Gökhan Nuri Bozkır ile sanatçı İbrahim Tatlıses'in de bulunduğu 18 kişi yargılandı. Sanıklar, bakanlar hakkında istihbarat toplamakla, siyasetçi ve devlet adamlarına yönelik şantaj CD'si hazırlamakla suçlandı. Çete, bir radyoda istek yapılan şarkıya göre verilecek şifreli talimatla eylem gerçekleştirecek kadar gizli bir yapılanma olarak ortaya çıktı.
Atabeyler'den kroki çıktı: Ajandalarında, Başbakan'ın evinin yol güzergahıyla ilgili krokilerin bulunduğu Atabeyler Çetesi kayda değer bir örgütlenme olarak ortaya çıktı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gelen bir ihbar üzerine Eryaman'da bir eve yapılan baskın sonrasında ortaya çıkarılan çete davasında, aralarında 2 yüzbaşı, 2 astsubay ile 2 emniyet müdürünün de bulunduğu 10 sanık, 27 yıla kadar değişen hapis talebiyle yargılandı.
Umut Kitabevi'ne bomba: 9 kasım 2005 tarihinde Şemdinli'de Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla 'Şemdinli çetesi' ortaya çıktı. İki kişinin öldüğü olayın ardından yakalanan astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz 39'ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay, kararı astsubayların lehine bozdu. Kararında direnen Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde astsubayların yargılaması sürdürülüyor.
Darbe planlarını yayınlayan Nokta kapandı: 2004 yılında iki darbe planının sonuçsuz kaldığını Nokta dergisi yazdı. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in bilgisayarında tuttuğu ileri sürülen notlarına dayanarak darbe planlarını deşifre eden dergi, soruşturma sonucu kapanmak zorunda kaldı. Notlarda 2004 yılında 'Sarıkız' ve 'Günışığı' adı verilen 2 askerî darbe planlandığı, ancak bunların sonuçsuz kaldığından bahsediliyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün 4 kuvvet komutanının darbe planları yaptığına ilişkin iddiaları yalanlamayan bir açıklaması, demeç olarak Anadolu Ajansı'nda yayınlandı.
Askerden 'sanal muhtıra': 2007 yılında Türkiye askerler tarafından internet sitesinde yayınlanan 'sanal muhtıra' ve son ana kadar kimsenin ciddiye almadığı 367 sürpriziyle tanıştı. Anavatan ve DYP ile CHP'li milletvekilleri cumhurbaşkanının seçildiği Meclis oturumuna katılmadı. Turgut Özal ve Süleyman Demirel seçilirken aranmayan 367 şartı, Abdullah Gül'ün adaylığı için şart koşuldu. Mesai saati bitmiş olmasına karşın CHP'nin başvurusunu kabul eden Anayasa Mahkemesi, Meclis'in 367'yi bulmadan yeni cumhurbaşkanını seçemeyeceğini 9'a karşı 2 oyla karara bağladı. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu 367 şartını ilk ortaya attığında kimse ciddiye almamış, 184 üyenin yeterli olduğu vurgulanmıştı. Ancak başlangıçta kimsenin ihtimal vermediği 367 senaryosu, gerçek oldu.
Son dönemde 'canlı bomba'larla düzenlenen saldırılarda artış yaşandı. Güven Akkuş tarafından Ankara'da Anafartalar Çarşısı'na düzenlenen saldırıda 7 kişi öldü. Kanser hastası Güzelmin Karataş ile Hatice Arat ve Ebru Kara isimli 'canlı bomba'lar eylem yapamadan yakalandı. Çeşitli bölgelerdeki bombalı saldırılar arttı. Geride kalan 1 ayda PKK'nın düzenlediği mayınlı saldırılar ve çatışmalardaki şehit sayısı 50'yi geçti.
'Türkiye, alabora olacak gemi gibi gösteriliyor'
Hudson Enstitüsü'nde Türkiye'deki demokratik sürece müdahalenin tartışılmasının onaylanamayacağını dile getiren German Marshall Fund Türkiye eski Koordinatörü ve AK Parti Çankırı Milletvekili adayı Suat Kınıklıoğlu, "Üzülerek görüyoruz ki Hudson, Türkiye'de olumsuz senaryolara ağırlık veren, genellikle Türkiye'deki demokratik sürecin askıya alınabileceğini neredeyse meşrulaştıracak boyutta yorumlarla aktaran bir kurum haline geldi. Bu kuruluşun Türkiye'deki ortamı bu kadar olumsuz aktaran çalışmalara imza atmasını hoş karşılamıyorum." dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hudson Enstitü'de ortaya konan senaryolara canının çok sıkıldığını söyledi. Baykal, "Böyle bir şey olabilir mi? Bunu çok yadırgadım. Senaryo mudur, temenni midir, anlamadım. Buna çok canım sıkıldı." dedi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni de, think-tank kuruluşlarının olağanüstü senaryolar yaparak, düşüncelerini söylemeleri için resmî insanları çağırdıkları bilgisini veriyor. Johns Hopkins Üniversitesi'nde ders verirken Türkiye ile ilgili senaryoların ortaya atıldığını kaydeden Köni, "Oradaki senaryoda PKK barajları patlatıyor, Suriye'yi sular kaplıyor. Şimdi modelite değişmiş." şeklinde konuştu.
Kaynak: Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...