Reformların AB açısından büyük bir öncelik taşıdığını belirten Barroso, bu alanda gereksiz gecikmelerin yaşanmaması gerektiğini dile getirdi. Türkiye ile müzakerelere oy birliği ile karar verildiğini hatırlatan Barroso müzakere sürecinde çıkan farklı seslerin sürpriz sayılmaması gerektiğini ve Türkiye'nin tüm gücüyle reformlara odaklanması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin 2005 yılından bu yana müzakereler konusunda önemli ilerlemeler sağladığını kaydeden Barroso, Türk vatandaşlarının reformlara ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi. AB'ye üye olmak için bütün kriterlerin yerine getirilmesi gerektiğine değinen Barroso üyeliğe giden kısa bir yol olmadığını da kaydetti.
301 çalışmalarına destek
Anayasa'nın 301'nci maddesinin değiştirilmesine yönelik çalışmaları desteklediklerini belirten Barroso "301'in AB standartları ile aynı seviyeye getirilmesi bizim için çok önemli" dedi. Barroso reform sürecinde kaydedilen ilerlemelere karşın, şiddet içermeyen görüşlerin yargılanmasını sağlıklı bulmadığını, sivil asker ilişkileri, kültürel haklar ve ifade özgürlüğü gibi alanlarda reformların devam etmesi gerektiğini de ifade etti.
Konuşmasında Türkiye ve Avupa ilişkilerinin tarihi gelişimini özetleyen Komisyon Başkanı Türkiye'nin Avrupa'nın geleceği için seçildiğini belirterek ilişkilerin istikrarlı bir şekilde derinleştiğini söyledi. Türkiye'nin Ortadoğu ve Kafkaslar'daki bağlantıları nedeniyle AB için kilit bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Barroso 2 taraf arasındaki ilişkilerin daha fazla faslın açılmasıyla daha da derinleşeceğini ifade etti.
Laiklik ve türban tartışmasına tavır yok
Türkiye'nin istikrar adına çok önemli bir rol oynadığını ve kökten dinci eğilimlere karşı bir alternatif sunduğunu anlatan Barroso AB'nin laiklik ve türban tartışmaları konusunda bir tavır almasının beklenmemesi gerektiğini de vurguladı. AB ve Türkiye'nin ekonomik açıdan da çok önemli ilişkilere sahip olduğuna değinen Barroso, AB'nin Türkiye'nin en önemli ticari partneri durumunda olduğunu, Türkiye'nin ise AB'nin 7'nci büyük ticari ortağı olduğunu ve ticari ilişkilerin gelişmesiyle birlikte iş imkanlarının da genişlemekte olduğunu dile getirdi.
AB'nin bir ulus devletler topluluğu olduğunu hatırlatan Barroso, milliyetçi duyguların AB'yi üye olmakla çelişmeyeceğini, AB'ye üye ülkelerin güçlerini kaybetmek bir yana uluslararası alanda etkilerini daha da artırdıklarını söyledi.
PKK'nın bir terör örgütü olduğunun ve AB'nin terör örgütleri listesinde yer aldığının altını çizen Barroso, "bu konuda bir yanlış anlaşılma yok. Güneydoğu sorunun çözümü için kapsamlı bir strateji gerekiyor" diye konuştu.
Tam üyelikten başka bir hedef söz konusu olamaz
TBMM'deki konuşmasından önce Barroso ile ile bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Türkiye'nin AB üyeliği sürecindeki gelişmeleri tüm boyutlarıyla ele aldıklarını ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde yaşadığı sıkıntıları dile getirdiklerinisöyledi. Erdoğan, Komisyon'un üyelik sürecini desteklemeye devam edeceğine olan inancının devam ettiğini belirterek, "Hedefin tam üyelik olduğunu ve başka bir hedefin söz konusu olmadığını bir kez daha vurguladık" dedi.
Görüşmelerde enerji politikaları, Nabucco doğalgaz boru hattı projesi ve enerji faslınında bulunduğu bazı başlıkların müzakereye açılmasının gündeme geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, Kıbrıs sorunun da ele alındığını ve KKTC halkının maruz kaldığı sıkıntıların aktarıldığını söyledi.
Referans
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...