Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bölümü Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, Türkiye'de sağlık için spor anlayışının çok fazla oturmadığını belirterek, "Spor, sağlık için yapılmalıdır. Spor da aynı yeme ve içme gibi düzenli yerine getirilmesi gereken bir davranış olarak düşünülmelidir. Spor adeta hayat tarzı olmalı" dedi.
Spor yapacak kişinin, sporu ne için yaptığına karar vermesi ve bu doğrultuda bir spor hekimi ile görüşerek, kendisine en uygun sporun hangisi olduğunu belirlemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kalaycıoğlu, "Millet olarak biraz spor yapma özürlüyüz ve bu konuda çok fazla bilgimiz de yok. Sporun bir şekli, prensipleri ve kuralları olmalı. Yoksa 'aman kilo aldım spor yapayım, kilo verince tekrar bırakırım' anlayışı yanlıştır. 'Yorgunum, çok işim var ya da bugün az yedim spora gitmeyeyim' gibi zihniyetle bu iş olmaz. Belirli günler ve saatlerde her halükarda sporu düzenli olarak yapmak gerekiyor" diye konuştu.
"Sporda nabzın dakikada 120'nin üzerinde atması gerekiyor"
Kalaycıoğlu, kişinin sporu hayatının akışına göre değil, hayatını sporun akışına göre yönlendirmek ve plan, program yapması gerektiğini vurgulayarak, "Haftada 3 gün ve 20 dakikanın altında yapılan sporun sağlık anlamında hiçbir faydası yok. Yapılan bilimsel araştırmalar sporun haftada en az 3 gün ve 20 dakika olması gerektiğini gösteriyor. Nabzın dakikada 120'nin üzerinde atması gerekiyor" dedi.
"Kilo vermek için değil, sağlık için"
Isınmadan spor yapılmasının, spordan hemen önce ya da sonrasında yemek yemenin sakıncalı olduğuna dikkati çeken Kalaycıoğlu, şöyle devam etti:
"İdeal olan spordan 2-3 saat önce yeme içme işinin bitmiş olmasıdır. Spora başlamadan önce kişinin açma germe hareketleri dediğimiz vücudu spora hazırlayıcı hareketleri yapması lazım. Kişi bunları yapmaya üşenmemeli. Bu hareketler yapılmadığı takdirde kas yırtılmaları, ani travma ve sakatlanmalar olabilir. Bu nedenle kişi açma germe hareketleriyle spora başlamalı.
Spora başlarken birden bire koşma değil, yavaş bir tempoyla başlayıp, tempoyu belli bir seviyeye çıkartmalı ve sonunda da yine yavaş yavaş tempoyu düşürerek bitirmeli."
Kalaycıoğlu, Türk toplumunda sporun, "spor eşittir kilo vermek" olarak değerlendirildiğini belirterek, şunları söyledi: "Bu yanlış bir yaklaşım. Spor kilo vermek için değil, sağlık için yapılır. Sağlıklı olmanın iki vazgeçilmez unsuru var. Biri mutlaka ve mutlaka düzenli bir beslenme şekli, diğeri ise egzersiz.
Beslenme derken bizim anladığımız can boğazdan gelir değil, can boğazdan gideri unutmamak lazım. 'Yersen sağlıklı olursun' diye bir şey yok, yersen sağlıksız olursun. Ne kadar çok yersen vücudu o kadar çok yormuş olursun. Vücudu ne kadar çok yorarsan o kadar çok hasta olma ihtimalin olur."
Fazla besinin vücutta toksik etki yaptığını ifade eden Kalaycıoğlu, "Yani fazla besin zehirlenme yapar. Vücut, kendisine gelen fazla besini vücuttan uzaklaştırabilmek için çok fazla çalışmaya başlıyor ve daha fazla yoruluyor. Bu da daha fazla yıpranmak anlamına geliyor" diye konuştu.
"Kişi spora başlayınca yaşamı boyunca devam etmeli"
Kalaycıoğlu, 'bütün gün evde, işte çalıştım, ayrıca spor yapmama gerek yok, günde 1 öğün yiyorum bir şey olmaz' gibi, kişilerin bilimsellikten uzak varsayımlarla kendilerine spor yapmamak için türlü ikna yöntemleri seçtiklerine işaret ederek, "Kısa vadede şiddetli sporlar yapmaktansa belli bir tempoda uzun vadeli spor yapmak gerekiyor ki vücut depodaki yağları yaksın. Ani yapılan sporda vücut, kandaki şekeri yakıyor, şeker bitince vücut da tükeniyor. Halbuki spor, uzun vadede yavaş yavaş olunca vücut depodaki yağlardan yakarak enerji harcıyor. Dolayısıyla kişinin belli bir tempoda spor yapması gerekiyor" dedi.
Spordan hemen sonra neden yemek yenmemeli?
Kilo veren kişinin bir süre sonra, verdiği kilo miktarını yeterli bulup, sporu bırakabildiğini dile getiren Kalaycıoğlu, şunları kaydetti:
"Kişi spora başlayınca, sağlıklı bir yaşam için hayatı boyunca ve yaşına uygun olarak devam etmeli. Spor sonrasında sıcak suyla duş alınması lazım. Spor yapan terlesin ya da terlemesin, duşunu almalı. Aradan en az 1 saat geçtikten sonra bir şeyler yemeli.
Spor sırasında kol, bacak kasları, kalp, akciğer gibi organlara kan gidiyor. Dinleniyorken bütün bu organlar da dinleniyor ve o zaman sindirim sistemi çalışıyor. Biz hem spor yapıp hem de ardından yemek yediğiniz zaman kan ortada kalıyor, 'Akciğere mi, kola mı, bacağa mı yoksa sindirim sistemine mi gideyim' diye bu sefer bocalamaya başlıyor.
İki tarafa kan yetmediği için ne doğru dürüst sindirim ne de solunum oluyor. Böylece aslında kişi farkında olmadan kendine de kötülük yapıyor. Aldığı gıdayı da yakamıyor, bu sefer kilo yapmaya başlıyor. Kişi 'bugün spor yaptım şunları yemeyi hak ettim' diye yemeğe saldırılırsa, spor yapmasının hiçbir anlamı yok."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...