VATAN GAZETESİ NASIL ÇARK ETTİ 

Vatan Gazetesi, geride bıraktığımız günlerde, Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı yurtlarda yaşanan taciz ve tecavüz iddialarını yayınladı.

AKP Milletvekili Turhan Çömez'in, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Nimet Çubukçu'ya yazdığı raporu ele geçiren Vatan, raporda yer alan iddialarda adı geçen ve trafik kazasında ölen üç kızın fotoğrafını da yayımladı.

Ancak Bakan çubukçu bu habere çok kızınca, Vatan, raporda adı geçen ve kazada ölen üç kızı bile görmezden gelip "haberimiz yalanmış" dedi. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Devecioğlu, köşesinden özür üstüne özür diledi.

Kazada ölen üç kızın fotoğrafını bile görmezden gelen Devecioğlu'nun bu tavrının, AKP'nin tepkisini çekmemek için olduğu öğrenildi. Devecioğlu, köşesinden Bakan çubukçu'ya yardımcı olacağına da söz verdi. Devecioğlu'nun bu tavrı garip karşılandı. Bakan Çubukçu'dan mektup aldığını da yazan Devecioğlu, bakın nasıl özür diledi?



YÜZÜMÜZÜ KIZARTAN HATA

Geçen Cumartesi günü vahim bir hata yaptık. Yaklaşık 7 yıldır gazete yöneticiliği yapıyorum. Daha önce de hatalar yaptım. Ama açıkçası ilk kez bu kadar utandım, ilk kez yüzüm bu kadar kızardı.

Arkadaşlarımız Cuma günkü haber toplantısına, AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in bir kız yetiştirme yurdunda yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya yolladığı bir yazıyı getirdiler. Birinci sayfa toplantısında, daha önce de böyle iddiaların ortaya atıldığını ama büyük ölçüde yalanlandığını konuştuk. Doğruluğu şüpheli olan bu iddiaları kamuoyuna duyurmanın yayın prensiplerimizle bağdaşıp bağdaşmadığını tartıştık. Haberin birinci sayfaya alınmaması görüşü daha ağır bastı. Aksini savunan arkadaşlarımız da oldu; “Madem yurtlarda bazı sıkıntılar var, iddia da olsa bunları gündeme getirmek görevimizdir” dediler.

Sonuçta benim isteğimle haberi birinci sayfaya almadık.

Almadık da ne yaptık?
Sanki gazete sadece birinci sayfadan ibaretmiş gibi davrandık.

Haberi iç sayfalarda en küçük bir hassasiyet bile göstermeden yayınladık. Nefret ettiğim bir tabiri kullanarak “ele geçirdik” diye yazdık. Doğruluğu kanıtlanmamış birtakım iddialara, sanki bir araştırmanın bulgularıymış gibi “rapor” dedik. Kendimizce hassasiyet gösterip bazı olaylara maruz kaldığı iddia edilen kızların kimliklerini saklayıp, isim ve soyadlarının baş harflerini verdik. Halt edip yurdun ismini verince hassasiyetimizin de önemi kalmadı.

Cumartesi günü haberi gazetede görünce gerçekten utandım. Dün Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’dan aldığım mektup utancımı kat kat artırdı.

Nimet Hanım, “İftiralarla dolu çirkin iddiaları, teyide ihtiyaç duymadan gerçekmiş gibi okuyuculara yansıtmanızı büyük bir şaşkınlık ve derin bir üzüntüyle karşılıyorum” diyor.

Sonuna kadar haklı.

Nimet Çubukçu, Çömez’in iddialarının büyük bölümünün hayal mahsulü olduğunu belirterek, ayrıntılı örnekleri tek tek sıralıyor. Tüm bu iddiaları bu kadar çirkin şekilde kullanan başka bir gazete olmadığını söylüyor. Maalesef bunda da haklı.

Yaptığımız hatanın mazur görülecek bir yanı yoktur.

Hiçbir mazerete sığınmadan, rencide ettiğimiz tüm kızlardan özür dilerim.

Bundan sonra mümkün olan en yüksek duyarlılığı göstererek, sorunun gerçekten varolan kısımlarının çözümü için çaba harcayan kurumlara yardımcı olarak kendimizi affettirmeye çalışacağız.

VATAN