İddianameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmanın 18 Eylül 2017'de Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında yer alan salonda yapılmasına karar verdi. Duruşmanın 19 Eylül'de de sürdürülmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, 21 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların da duruşmada hazır bulunması için tebligat yapılmasına hükmetti.
Mümtaz'er Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut ve Zafer Özsoy tutuklu 'şüpheli', Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Süleyman Sargın, Osman Nuri Arslan, Osman Nuri Öztürk, Lalezer Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz ise tutuksuz 'şüpheli' olarak iddianamede yer alıyor.
İddianamede, şüpheliler hakkında 'anayasal düzeni, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan da ayrı ayrı 7.5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, 2013 yılı Nisan ortalarından itibaren cemaatin medyada görevli üyelerinin bilinçli ve sistemli şekilde 17-25 Aralık 2013'te düzenlenen operasyonların gündeme getirilecek iddiaların bir kısmını sosyal medyada şifreli ve imalı bir biçimde işlemeye başladığı, Mehmet Baransu, Emre Uslu, 'Şefkat Tepe' adlı dizi, Abdülhamit Bilici, Bülent Korucu, Zaman Gazetesi Washington Temsilcisi Ali Aslan'dan verilen örneklerle anlatılıyor.
Zaman gazetesinde köşe ve haber yazarlarının da 17-25 Aralık sürecinde olaya müdahil olarak algı mühendisliğine katkıda bulunduğu da iddianamede yer alıyor.
Cemaat medyasının, 'yıllardır yayın politikalarına, ideoloji ve görüşlerine karşı olduğu Cumhuriyet, Radikal ve Aydınlık gazeteleri' dahil olmak üzere, diğer medya kuruluşlarıyla 'dirsek temasına geçtiğinin anlaşıldığı' belirtilen iddianamede, şunlar ifade edildi: "7 Aralık 2013'te gerçekleştirilecek kumpas ve komplolarla başlatılacak operasyonlara dair sinyallerin Can Dündar'ın 3 Aralık 2013'te Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde sarf ettiği sözlerin dirsek temasını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlıyor."
İddianamede, "FETÖ/PDY'nin bundan sonra gerçekleştireceği yasadışı operasyonlar dikkate alındığında, bu ifadelerin tahmin ya da öngörü şeklinde kabul edilmesinin imkansız olduğunu normal zekaya sahip bir insan rahatlıkla değerlendirebilir" sözlerine yer veriliyor.
Gülen cemaati üyelerinin sözde Selam Tevhid-Kudüs Ordusu soruşturmaları kapsamında yaptığı usulsüzlüklerin basın tarafından gündeme getirilmesi üzerine Zaman gazetesinin harekete geçtiği belirtilen iddianamede, 25 Şubat 2014'te 'Bu andıcın hesabı sorulsun', 'Hoca Efendinin Avukatı Albayrak: Bunlar kara propaganda metodu', 'Suçlanan Savcı Çimen, bu şerefsizliktir' başlıklı haberlerin içeriklerinde, örgüt liderinin 'söylemlerini sütunlarına taşıdığı, kamuoyunda Gülen ve örgütü aleyhine ortaya çıkan tepkileri hafifletmeyi amaçladığı ve iddiaları savunan bir müdafi rolü oynadığı' anlatılıyor.
Sputnik
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...