Kişilere ve güçlerine bakarak bukalemun gibi renk değiştiren bir yargı ve dağıtıcılarının olduğu bir sisteme doğru hızla gitmekte olan bir adalet anlayışına lastiği patlamış kamyon gibi son sürat giden bir anlayışa şahit oluyoruz. Allaha ve peygambere hakaretin bir cezasının olmadığı lakin bir kişiye hakaretin cezalandırıldığı bir sistem ve bu sisteminde ekmeğini yiyen bir kesimin yargı içine klik oluşturup kendi gibi düşünmeyenlere hapis kendinden olanlara ise düşünce özgürlüğü hakkı tanıyan adalet ve hukuk anlayışının coştuğu günlerden geçiyoruz. Misal kimler bu işin kaymağını yiyor? Yakın geçmişten baz alalım. Bir ülkede basın özgürlüğü adı altında her türlü vatan hainliğine göz yummak aslında yargı ve mensuplarının başlı başına temsil ettikleri savundukları kanun ve hukuka ve sözde dağıtmaya çalıştıkları adil adalet anlayışına tecavüzüdür. Bir şahıs üstelik TBMM’de vekil ve sözde vatansever ama yediği herze MİT tırları ihanetinden ceza alacak hapse girecek ama zorlama bir şekilde hapisten çıkartılacak, TBMM de yemin ettirilecek sonra gel zaman git zaman maaş verilecek sonra hop vekillik düşürülecek, sonra tır gibi ağır işleyen yargı bir anda Ferrari’ye dönüşüp cezayı onayacak ve sonuç tutuklama. Diyelim ki verilen karar buraya kadar doğru, sonra jet hızıyla bir hakimde çıkacak sen kimsin vekillikten edeceksin öylemi alsana karar ev hapsi veriyorum ulan der gibi karar verip tahliye yapacak peki bu karar vatana ihaneti meşru hale getirmez mi? Ey Hakimler… HDP tarafı olunca yargı zorlanmıyor garantili vatan hainliği denilip enisin yanında da iki tane HDP li ekleyip ortamı iyice ısıtıyor onlarda vekillikten gidiyor tamam doğru karar peki insan bu yargıçlara sormaz mı gerisi nerde? Seçilmiş cumhurbaşkanına hakaret ve küfür eden Engin Özkoç, seçilmiş cumhurbaşkanını tehdit edip aklıncada hakaret eden Özgür Özel, terör örgütü mensuplarının cenazelerine gidip devleti suçlayan Sezgin Tanrıkulu, terörist cenazelerinde ağlayıp TBMM de yemin ederken sol elini kaldırıp terör propagandası yapan Gamze İlgezdi ve fetodan ihraç yahut girmiş çıkmışları evinde misafir edip sözde çalışıyor bunlara yazık maaşımı bunlara vereceğim diyerek kafa tutan ve hatta onları bir zaman cüppemi giyer savunurum diyecek kadar hafzalasını kaybeden Bülent Arınç ve bunlar gibi daha sayamadıklarımda yaptıkları açıklamalarına bakarsak suçlu değil mi? Solcu yada muhafazakâr laik çağdaş yada zengin nüfuzlu olunca farklı adalet anlayışı toplumun sadece ayrışmasına ve bölünmesine yol açar. O yüzden yargı ideolojik değil insan odaklı olmalı güçten yana değil haktan ve adaletten yana olmalı kılıcı keskin HZ.ÖMER gibide adil ve eşit olmalı. Dicle kenarındaki koyunun hakkından da onu kapacak kurtun hakkından da mesul olmalı…
İki cümlede Hazreti ÖMER ve adaleti üzerine…
“Dicle kenarında bir kurt bir koyunu yese,
Allah’ın adaleti gelir onu ÖMER’ den sorar.” Hazreti ÖMER…
ÖMER GİBİ OLAMAZSIN LAKİN ONUN GİBİ İLAHİ ADALETİ DÜŞÜNEREK KARAR VEREBİLİRSİNİZ… VATANA İHANET EDENLERE EV HAPSİ NE DEMEK?....