Aliağa'da kurulması planlanan termik santralin çevreye olası etkilerinin ele alındığı panelde konuşan Anadol, sanayileşmeye hiçbir zaman karşı olmadıklarını, ancak bunun insanı ve doğayı koruyacak şekilde sağlanmasının şart olduğunu belirterek, şöyle dedi:
''Sanayileşmek demek, enayileşmek demek değildir. Gittiler, İznik Gölü'nün kıyısına fabrika kurdular. Orası tarıma en verimli yerlerden birisidir. Burada da termik santral hiç çalışmasa dahi sadece tahmil ve tahliyesi denizi mahveder. Termik santrallere 'dur' demek lazım. Yanlış yer politikalarına 'dur' demek lazım.''
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet Soysal da Aliağa'da termik santral kurulması halinde bölgeye gemiler yoluyla birçok kirleticinin taşınacağını iddia etti.
İsveç'te termik santraller yüzünden balıkların öldüğünü, yeşil örtünün asit yağmurları dolayısıyla büyük zarar gördüğünü ifade eden Soysal, termik santrallerin insan sağlığı açısından da büyük tehdit oluşturduğunu söyledi.
Greenpeace İklim Enerji Kampanyası Sorumlusu Sinan Fahlioğulları ise panelde yaptığı sunumda, iklim değişikliğinin en temel nedeninin sera gazları olduğunu, termik santrallerin de en fazla sera gazı salınımına yol açan tesisler olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin halen sera gazı salınımında dünyada 23. sırada yer aldığını kaydeden Fahlioğulları, ''Bizim karşılaştığımız en büyük sorun iklim değişikliği ve bunun sonuçları sadece Aliağa'yı değil tüm dünyayı etkiliyor'' diye konuştu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...