TOKİ Başkanından İlginç Açıklama BİZDEN İŞ ALAN PİŞMAN!

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, hükümet tarafından çalışmaları yürütülen anayasa değişiklik paketiyle ilgili değerlendirmede bulunurken, ''46 beden bir elbiseyle, 54 bedene gelmiş bir bedenin rahat etmesi mümkün değil'' dedi.

Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği'nin (TürkMMMB) Rixos Otel'de ''Enerji, Çevre ve Sürdürülebilirlik'' başlığı altında düzenlediği 8. Teknik Müşavirlik Kongresine katılarak bir konuşma yapan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin önemli bir değişim ve dönüşümden geçtiğini söyledi.

Özellikle anayasa değişikliğinin gündemde olduğu bir ortamda bazı rakamlarla birlikte kendini de gözden geçirdiğini belirten Çağlayan, özellikle 1980 ihtilali, bu ihtilalinin ortaya çıkarttığı anayasayı, Türkiye'nin 1980-1982'de dünya içindeki pozisyonu, önemli ekonomik ve demografik özellikleri ve fonksiyonuyla bugün gelmiş olduğu seviyeyi değerlendirmek istediğini anlattı.

1980 yılında iş hayatına atılan biri olarak o günkü şartları hatırladığında kilosunun yaklaşık 66-67 ve giysi bedeninin de 48 olduğunu belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Ama bugün 54 beden elbise giyiyorum. Aradan geçen süre içerisinde herkesin kendi hayatında yaşamış olduğu değişim, dönüşüm ve transformasyonu yaşıyorum. Dolayısıyla aradan geçen böyle bir süre içerisinde Türkiye gerçekten son derece önemli gelişmeler gerçekleştirmiş, ciddi manada özellikle son 7 yılda kalıbını, bedenini çok daha fazla genişletmiş bir yapıya sahip olmuştur. Türkiye'nin 46 beden bir elbiseyle, 54 bedene gelmiş bir bedenin rahat etmesi mümkün değil.''

Konuşmasında, ekonomide 1980'lerde hakim olan rakamlarla bugünkü rakamları da karşılaştıran Bakan Çağlayan, 1980'de Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık 45 milyon civarında, toplam ihracatının 2,9 milyar dolar olduğunu, 2009 yılında ise GSMH'nın 750 milyar dolara çıktığını, 1980'de ise bu rakamın 95 milyar dolar olduğunu kaydetti. 1980'de bir yılda yapılan toplam ihracat tutarının 2,9 milyar dolar olduğuna işaret eden Çağlayan, 2009'da küresel krize rağmen bu rakamın 4 günde yapıldığını bildirdi. Çağlayan, ''Şu anda günlük ihracatımız zaman zaman 650-700 milyon dolar seviyesine gelmiş. Nüfusumuz 72 milyona çıkmış ve Türkiye dünyanın satın alma gücü paritesine göre 15. büyük ekonomisi olmuş'' dedi.

Çağlayan, geçen süre içerisinde yurt dışı müteahhitlik sektörünün 2000 yılında toplam 750 milyon dolar tutarında müteahhitlik işi alırken, küresel krizin yaşandığı 2009 yılında ise yaklaşık 19 milyar dolara yakın bir taahhüt aldığına vurgu yaptı. Türk müteahhitlerinin 80 ülkede, 160 milyar dolardan fazla altyapı ve üst yapı projeleri gerçekleştirdiğini belirten Çağlayan, dünyanın en önemli alt ve üst yapı projelerine imza atıldığını, son 3 yılda ortalama her yıl 20 milyar dolar alt ve üst yapı işleri alan bir sektörün ortaya çıktığını bildirdi.

Türkiye'nin sadece mal ihracatı yapmadığını aynı zamanda müteahhitlik, müşavirlik, turizm, lojistik başta olmak üzere birçok sektörün içinde bulunduğu hizmet sektöründe de geçen yıl 32,7 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirdiğini kaydeden Çağlayan, buna karşılık 16 milyar dolarlık da hizmet ithalatı yaptığını bildirdi. Çağlayan, yani mal ticaretinde açık veren Türkiye'nin hizmet ticaretinde toplam 16 milyar dolarlık bir ihracat fazlası verdiğini anlattı.

Türkiye'nin mimarlık ve mühendisliğin kıymetini yeni yeni anladığını belirten Çağlayan, ancak bu alanda daha kat edeceği çok yol bulunduğunu söyledi. Müşavirlik ve mühendislik sektörünün yurt dışından proje almasının son derece önemli olduğunu belirten Çağlayan, bu sektörler ne kadar pay alırsa müteahhitlik sektörünün de aynı oranda pay alacağını bildirdi.

Çok kısa bir süre içerisinde müşavirlik sektörüne verecekleri destekleri açıklamayı ümit ettiğini belirten Çağlayan, bugün yaşanmakta olan bürokratik engellerin en asgariye indirilmesi konusunda da talimat verdiğini söyledi. Çağlayan ''Bu konuya ilişkin yapılan çalışmaları önümüzdeki birkaç gün içinde sizlerle paylaşacağımı tekrar ifade ediyorum'' dedi.

-TOKİ BAŞKANI BAYRAKTAR-

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar da işlerinin tamamını müşavirlerle yapmaya çalıştıklarını belirterek, fakat yaptıklarının tamanın doğru ve yerinde olmadığını, eksiklikleri bulunduğunu kaydetti. ''Yapı denetim mekanizmasının mutlaka kaldırılması, bu işin müşavirlere verilmesi lazım'' diyen Bayraktar, ''Eğer biz mühendislerimizi matematikle uygulamayı birleştiren, yaptığı her işi mutlaka hesap ederek yapan, mimarlarımızı yaptığı işi mutlaka hesap ederek yapan ve en optimum, basit, pratik, kaliteli noktada maliyetle kaliteyi örtüştürmeyen konumda bırakılırsa gelişim olmaz'' diye konuştu.

Lüksten kaçınılması gerektiğini kaydeden Bayraktar, bunun ise müşavirlik sisteminin gelişmesiyle mümkün olabileceğini söyledi. TOKİ'nin 420 bin konut, 600 ilkokul ve lise, 150'ye yakın hastane ve sağlık ocağı yaptığını belirten Bayraktar ''Çok damdan düştük. çok zorluklarla karşılaşıyoruz. Bizi çok da eleştiriyorlar'' dedi.

Yap-satçılığın çok eleştirildiğini TOKİ'nin de yap-satçı olduğunu belirten Bayraktar, yap-satçılığın ihtiyaçtan doğduğunu ancak birden 200 bin cıvarında yap-satçı oluştuğunu ve bunun denetiminin iyi yapılması gerektiğini anlattı.

''Gidip kümesin kenarında yatıp, orada birileri iş kaparken ben de bir iş kapıyım diyenlere müşavirlik sisteminin imkan vermemesi lazım'' diyen Bayraktar, pastadaki gerçek nemanın hak edenlere dağılmadığına işaret etti. Bayraktar TOKİ olarak bunun mücadelesini verdikleri için ''düşmanlarının arttığını'' kaydetti. Erdoğan şunları söyledi:

''TOKİ'den iş alamayanlar bize düşman, alanlar bin pişman. Niye? Mücadele edemiyorlar. Biz müteahhitlere diyoruz (Kardeşim gelip kırmayın) Müteahhitleri topluyorum (Artık oturdu sistem. İş yapamayanlara iş vermiyoruz korkmayın. Sizi kurtarmayan rakamları teklif etmeyin ki kalite artsın) Artık şunu da bilmemiz lazım zor işlerde, riskli işlerde, prim isteyen işlerde kar marjı artar. Fakat rutin işlerde kar marjı tüm dünyanın gelişmiş ülkelerinde kar marjı yüzde 5-15 arasında. Bunu iyi bilmemiz lazım. İş programımızı, disiplinimizi böyle ayarlamamız lazım. Mutlaka yüzde 10 kazanacak şekilde dizayn etmemiz lazım.

Türk MMMB Başkanı Erkan Şahmal da konuşmasında gelişmiş ülkelerde teknik müşavirlerin pastadan büyüyen oranlarda pay alırken Türkiye'de durumun pek iç açıcı olmadığını bildirdi.

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga'da AB ile açılan 11 fasıl arasında yer alan en önemli faslın çevre olduğunu ve Türkiye'nin önünde önemli bir yol durduğunu söyledi.