Su kaynaklarının kısıtlı olması ve artan çevre kirliliği nedeniyle 2050 yılına kadar bu sayının artması bekleniyor. Oysa sağlıklı ve temiz içme suyu temel bir insan hakkı olarak kabul ediliyor.
Salı günü Cenevre'de açıklanan Dünya Su Raporu farklı nedenlerle ayrımcılığa maruz kalan grupların temiz suya erişim konusunda da sıkıntı yaşadığını ortaya koyuyor. Buna göre özellikle cinsiyetleri, yaşları, sosyo ekonomik durumları, etnik kökenleri, dinleri ve dilleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan gruplar, temiz su ve sıhhi tesisatlara erişim konusunda diğer gruplara göre daha dezavantajlı durumda.
Rapora göre su kaynaklarına erişimi sınırlı olan insanların yarıdan fazlası Afrika ülkelerinde yaşıyor. Gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlar, şehrin daha temiz bölgelerinde yaşayanlara göre 10 ila 20 kat daha pahalıya su alıyor. Ancak aldıkları suyun kalitesi büyük oranda daha düşük.
Temiz suya erişimi konusunda dezavantajlı durumda bulunan gruplar arasında savaş bölgelerinden kaçan göçmenler de bulunuyor. Sığınma kamplarındaki temiz su ve sıhhi tesisatların durumu kaygı uyandırıcı seviyelerde. Raporda örnek olarak verilen kamplar arasında ekonomik krizin pençesindeki Venezuela'dan kaçarak sınır komşusu Kolombiya'ya sığınan göçmenlerin yaşadığı bölgeler gösteriliyor.
Öte yandan şehirlerde durum köylere göre daha iyi: Şehirlerde bulunan hanelerin yüzde 63'ünün atık su sistemi mevcut. Bu oran kırsal kesimde yüzde 9'lara kadar düşüyor.
(DW Türkçe)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |