Bu alanda en dikkate değer yaklaşımlardan biri bugün, Akşam gazetesi yazarı Deniz Gökçe'den geldi. Gökçe "Bırakın döviz hikayelerini! " başlıklı bugünkü yazısında, dövizdeki yükselişin geçici olduğnu vurguluyor ve "medya izin verirse" doların düşeceğini ileri sürüyor. Medya ile Doğan gruubunun aşığı yukarı eş anlamlı kullanıldığı Türkiye'de, Gökçe'nin, başından beri kriz tellallığı rolüne soyunan Doğan grubunu kastettiğini anlamamak olanaklı değil.
İşte, Gökçe'nin dövizdeki astronomik artışı analiz ettiği bugün yazısının devamı:
"Türkiye 1994 ve 2001'deki gibi bir döviz sıkıntısı yaşamıyor. Altın son dönemde 1.000 dolara kadar çıkıp 930 dolara indi. Benzer gelişmeyi dolarda da bekliyorum. Tabii medya izin verirse
Dün yani 9 Mart 2009 günü, TC Merkez Bankası daha önce gerekirse yapacağını 16 Aralık 2008 tarihinde açıkladığı bazı döviz işlemlerine şimdi başlayacağını ilan etti...
Merkez Bankası ne yapacak?
Döviz piyasasının derinliğinin kaybolduğu, yani az bir miktar talebin düşük arz ile karşılaştığı ortamda fiyatların büyük sıçrama ve dalgalanmalar yapmasını engellemek için döviz ihaleleri açacak. Yani döviz arzı yaratacak. Bu işe 10 Mart (sizin bu yazıyı okuduğunuz gün) başlayacak.
Merkez Bankası ihalelerde banka sitemine her defasında 50 milyon dolar satacak ve gerekli görülürse ihalelerdeki satım tutarını artıracak.
Eğer bu da kurlarda dalgalanmayı durduramazsa, yani likiditeyi sağlayamaz ve küçük spekülatif davranışların devam etmesini durduramazsa, Merkez Bankası doğrudan döviz satım ihalelerine girişecek.
Eylül ayından beri Türkiye'nin kriz ortamında döviz konusunda oldukça şanslı ve avantajlı ülkelerden biri olduğunu deklare ettim ve nakit varlıklarımı TL olarak tutacağımı deklare ettim.
Bu, şu andaki kur hareketlerini hacimsiz ve geçici bulunduğum ve yakında artışın geri geleceğini düşündüğüm anlamına gelir.
Hatırlanırsa altın son dönemde ons başına 1.000 dolara kadar tırmanmış ve sonra da 930 civarına inmişti.
Benzer gelişmelerin dövizde de olmasını bekliyorum.
Tabii medya izin verirse!
Türkiye yapısal bir gözlükle bakılırsa, şu anda 1994 ve 2001 türü döviz sıkıntısı yaşamıyor. Merkez Bankası 70 milyar dolar civarında döviz sahibi.
Banka sistemi de 50 milyar dolar civarında döviz üstünde oturuyor.
Bu nedenle Türkiye 1994 ve 2001 yılındaki gibi net döviz yokluğu, yani dövize dayalı çöküş yaşayacak durumda değil.
Türkiye ne bütçe açığında ne de borç servisinde 1994 veya 2001 gibi bir durumda da değil.
Türkiye, Kanada ile beraber dünyada bankası batma durumunda olmayan nadir ülkelerden biri.
Türkiye, bu krizi çıkartan ülke de değil. Türkiye dış talep daralması nedeni ile durgunluk ve sanayi üretimi daralması ve işsizlik yaşıyor. Her ülke gibi!
Buna ek olarak, yanlış nedenle de olsa, cari denge açığı daralıyor ve 2009 süresince de daralmaya devam edecek.
Bu şartlar altında borsa ve kamu kağıdından çıkan yüklü yabancı yatırımları da olmadığından, ortadaki döviz ve altın spekülasyonları oldukça düşük montanlı ve geçici olmak mecburiyetinde!
Yani bu kur balonu da yakında söner.
2006 yılından bu yana iki defa olduğu gibi! "