Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da sabaha karşı bir gece kulübüne maskeli ve ağır silahlar kuşanmış polisler baskın yapıyor. Müşteriler ve yarı çıplak dansçılara yere yatmaları emredilirken baskını yapan polis, mekânı arıyor. Operasyon, daha büyük ve belki de ülkenin en kapsamlı çete ya da mafya karşıtı ‘harekâtın’ bir parçası. Harekâtın kod adı ‘Ahtapot’. Bulgaristan polisinin, popüler bir İtalyan polisiye dizisinden ilhamla, ‘Ahtapot’ adını verdiği operasyonlar serisi için, şubat ayının ortasında düğmeye basıldı. Bulgaristan, Türkiye’deki Susurluk kazası gibi, mafya-siyaset-güvenlik birimleri ilişkilerini ortaya dökecek bir kaza yaşayacak kadar ‘şanslı’ olmadığı için, bu karanlık üçgene, baskınlar yoluyla ışık tutmaya çalışıyor.
Komünizm döneminin noktalanmasından bu yana geçen 20 yılda, devletle yeraltı dünyasının ilişkileri iyice iç içe geçmişti. Bulgaristan’ın 2007’de Avrupa Birliği’ne üye olmasına giden yolda şeffaf bir yönetim kurma adına yapılan düzenlemeler de, yolsuzluk ağı ve siyaset-mafya işbirliğini yok edememişti. Sonunda, 2008’de Avrupa Komisyonu, Bulgaristan’a yapacağı 500 milyon avroluk yardımı, “nereye gideceğinin garantisi olmadığı” gerekçesiyle dondurmuştu. Yeraltı dünyasının gücünün Bulgaristan’da ayyuka çıkmasının bir göstergesi de, Sofya’nın Merkez Mezarlığı’nda, üzerilerinde mafya babalarının, “Doktor”, “Rus”, “Bankacı” gibi takma isimleri yazan, gösterişli, siyah mermer anıtlarla “onurlandırılması.”
Peki, tam da mafya bir “hayat tarzı”, yaşamın neredeyse ayrılmaz bir parçası haline gelmişken Bulgaristan neden şimdi bir temizlik operasyonuna girişiyor? Ahtapot operasyonları başlatıldıktan bir gün sonra, Başbakan Boyko Borisov, “Bu bir savaş; kimin kazanacağını göreceğiz” demişti. Temmuz 2009’da işbaşı yapan Borisov’un kendisi, Komünist dönemde “Milli Güvenlik Merkezi”nde çalışan, rejim değişikliğinden sonra güvenlik şirketi kurmuş ve üst düzey siyasetçileri koruma görevini üstlenmiş biri. Ülkenin bozuk ekonomisini düzeltmeye önem veren; popülist, imajıyla seçmenlerin sempatisini kazanmaya çalışan Borisov, mafyaya karşı savaş açarak da “temiz siyasetçi” olduğu mesajını vermeye çalışıyor.
Sofya merkezli Liberal Stratejiler Merkezi’nden Daniel Smilov, “Borisov, mafya ve yolsuzlukla mücadelenin ne kadar önemli olduğunu anlayan ilk Bulgaristan başbakanı. Hükümetinin, yeraltı dünyasıyla mücadelede hem ulusal hem de uluslararası bazda alacağı desteğin de, kendi siyasi geleceği için hayati olduğunu biliyor” diyor.
Sofya Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Rumyana Kolarova, Başbakan Borisov’un halk nezdinde, “dokunulmazlara dokunduğu” için büyük destek kazandığını ifade ediyor.
Bulgaristan hükümetine göre, ülkede 250 ila 300 arası mafya lideri faaliyet gösteriyor. Şimdiye değin de bunların 50’sinin yakalandığı bildiriliyor. Ancak, operasyonlar devam ettikçe, daha önce işbaşındaki Sosyalist Parti hükümetinden üç bakan gibi üst düzey siyasetçilerin de ismi gündeme gelmeye başlıyor. Mafya liderlerinden biri olarak adı geçenler arasında, istihbaratın önemli isimlerinden Aleksei Petrov da var. Bir önceki hükümetin “milli güvenlik” danışmanı olan, “terörle mücadele” konusunda rol oynamış olan Petrov, hakkındaki suçlamaların “siyasi bir komplo” olduğunu öne sürüyor. Onun gibi, devletin sadık kulu olduğunu iddia eden ve suçlanan birçok eski bürokrat, yargı mensubu, güvenlik görevlisi de var. Yargı mensupları arasında eski başsavcı Nikola Filçev de var. Filçev’in Petrov ve Bulgaristan’ın önemli komutanlarından Filko Slavov ile devlet içi bir çete kurduğu iddia ediliyor. İçişleri Bakanı Tsvetan Tsvetanov’a göre Filçev’in çetesi hâlâ devlet içinde ve son derece aktif.
Bulgaristan’daki “temiz eller” operasyonunun şimdilik ülkenin gerçekten yolsuzluktan arınmasına yol açıp açmayacağı belirsiz. Buna karşılık, Bulgaristan yollarını kullanmak zorunda olanların başını çekenlerden, birçok gurbetçi ve Türkiye vatandaşına da bir müjde var. Ahtapot operasyonlarında tutuklananlar arasında, polis giysileriyle yoldan geçen arabaları durdurup rüşvet isteyen, yolcuları soyup soğana çeviren çetelerin üyeleri de var.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...