İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı. Festivalin programı her zaman olduğu gibi bu yıl da dopdolu.
20’nin üzerinde bölümde 200’ün üzerinde filmden oluşan programının yanı sıra ünlü konuklar, usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, ustalık sınıfları ve konserlerle dolu dolu iki hafta vaat ediyor.
Her zaman olduğu gibi sinemaseverlere oldukça zengin bir içerik sunacak festival programında bu yıl 2011 ve 2012'nin yeni yapımlarından sinemanın unutulmaz klasiklerine ve usta yönetmenlerinin başyapıtlarına seçmeler, Ocak ayında Sundance ve Şubat’ta Berlin’de dünya prömiyerlerini yapan filmlerden, Uluslararası Altın Lale, Ulusal Altın Lale ve FACE İnsan Hakları yarışmalarına, belgesellerden çocuk filmlerine uzanan geniş bir yelpazede filmler izleyicilerle buluşacak. Festivalde, İKSV’nin 40. yılı için hazırlanan “Sinema ve Müzik” başlıklı bölümün yanı sıra “Devrimin Filmini Çekmek”, “Yunanistan’da Neler Oluyor?”, “Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia”, “Aile İçinde” gibi yeni bölümler ve Mark Cousins’in The Story of Film: An Odyssey / Filmin Hikayesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk adlı 15 saatlik filminin özel gösterimi dikkat çekiyor.
AÇILIŞ TERENCE DAVİES ile
31. İstanbul Film Festivali, 30 Mart Cuma gecesi Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenecek Açılış Töreni’yle başlıyor. NTV’den canlı yayınlanacak törenin ardından, festivalin Sinema Onur Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelecek Terence Davies’in The Deep Blue Sea / Aşkın Karanlık Yüzü filmiyle, festival resmen başlayacak.
40. YIL ÖZEL BÖLÜMÜ: SİNEMA VE MÜZİK
İstanbul Film Festivali, programında yer alacak özel bir bölümle İKSV’nin 40. yılını kutlayacak. İlk yılında klasik müzik ağırlıklı olan festival programında bir süre sonra film gösterimlerine, tiyatro ve dans performanslarına, sergilere ve güncel müzik konserlerine de yer verilen, yıllar içerisinde bu farklı sanat disiplinlerinin her birini ayrı bir festival çatısı altında toplayan İKSV’nin bu çokdisiplinli yapısını vurgulayan “Sinema ve Müzik” başlıklı özel bölümde, İKSV’nin kuruluş yılı olan 1973’ten bu yana her 10 yıllık dönemden seçilmiş birer müzikal film izleyiciyle buluşacak.
Martin Scorsese’nin iki müzisyenin aşk hikâyesini anlattığı, Liza Minelli ve Robert De Niro’nun başrollerinde yer aldığı 1977 yapımı unutulmaz müzikali New York New York, izleyicileri 1940’ların Amerika’sında caz dolu bir yolculuğa çıkaracak.
Beloved
2010’lar ise en son Cannes Film Festivali’nden bir müzikalle temsil ediliyor. Festival takipçilerinin Aşk Şarkıları, Güzel İnsan ve Hayır Kızım, Dansa Gitmek Yok gibi başarılı filmleriyle yakından tanıdığı, Fransız auteur Christophe Honoré’nin 2011 yapımı filmi Beloved / Sevgililer’de Catherine Deneuve ve kızı Chiara Mastroianni başrollerde oynuyorlar. Geçen yıl Cannes Film Festivali’nin kapanış töreninde gösterilen film 1964 ile 2007 yılları arasında, 43 yıllık bir zaman diliminde bir anne ile kızının aşk hayatlarını anlatıyor.
Alan Parker’ın Pink Floyd’un müziğinden, sözlerinden, özellikle 1979 yılında çıkan efsanevi albümü The Wall’dan esinlenen müzikal belgeseli Pink Floyd The Wall / Duvar izleyicileri 1980’li yıllara götürecek. 1982 yapımı filmin senaryosu, Pink Floyd grubunun basçısı ve vokalisti Roger Waters’a ait.
40. yılına özel bu bölümde 1990’lar Stephan Elliott’ın kiç dans müzikleri, renkli kostümlerle dolu yol filmi The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert / Priscilla, Çöller Kraliçesi, 2000’ler ise Baz Luhrmann’ın Nicole Kidman ve Ewan McGregor’un başrollerini paylaştığı stilize aşk öyküsü Moulin Rouge! / Kırmızı Değirmen filmleriyle yer alıyor.
HER GECE BİR AKBANK GALASI
24 Saat Parti İnsanları ve The Trip’in yönetmeni Michael Winterbottom’ın son filmi Trishna, Thomas Hardy’nin 19. yüzyılda geçen klasik romanı Tess of the d’Urbervilles / Kaybolan Masumiyet’i günümüz Hindistan’ına uyarlıyor.
Trishna
Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan Polisse / Polis, senarist, yönetmen ve oyuncu Maïwenn’in son filmi.
Persepolis’le gönülleri fetheden Marjane Satrapi, senaryosunu yine Vincent Paronnaud'la birlikte yazdığı son filmi Chicken with Plums / Azrail’i Beklerken ile Akbank Galaları’nın merakla beklenen isimlerinden.
The Players / Sadakatsizler, aralarında Artist ile Oscar’lar dahil ödül sezonunu kasıp kavuran Michel Hazanavicius ve Jean Dujardin’in de bulunduğu yedi Fransız yönetmen tarafından çekilen sadakatsizlik temalı kısa filmlerden oluşuyor.
Akbank Galaları’nın öne çıkan bir diğer filmi, Norveçli polisiye yazarı Jo Nesbø’nun İsveçli “Millenium” serisiyle kıyaslanan çok satan kitabından uyarlanan Headhunters / Kafa Avcıları…
Ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin dünyanın en etkili müzisyenlerinden George Harrison’un hayatını anlattığı son filmi George Harrison: Living In The Material World / George Harrison: Fani Dünyaya Karşı Akbank Galaları’nın en çok ilgi görecek filmlerinden…
George Harrison: Living In The Material World
Julie Delpy’nin son filmi 2 Days in New York / New York’ta 2 Gün, La Haine / Protesto ile kendine geniş bir hayran kitlesi edinmiş Matthieu Kassowitz’in merakla beklenen yeni filmi L’ordre et la morale / İsyan ve Shakespeare in Love / Âşık Shakespeare ile ünlenen John Madden’in son filmi The Best Exotic Marigold Hotel / Marigold Otelinde Hayatımın Tatili de Akbank Galaları bölümünde yer alıyor. John Madden, festival kapsamında filmini sunmak üzere İstanbul’da olacak.
Altın Lale Uluslararası Yarışma
31. İstanbul Film Festivali’nin “Uluslararası Yarışma” bölümünde Altın Lale için, sanat ve sanatçı temasını işleyen ya da edebiyat uyarlaması olan 11 film yarışacak.
31. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisinin başkanlığını bu yıl ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan üstleniyor. Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi’nde Nuri Bilge Ceylan’ın yanı sıra oyuncu Hiam Abbas, yönetmen Brillante Mendoza, yönetmen Corneliu Porumboiu ve gazeteci Elçin Yahşi yer alıyor.
Altın Lale Uluslararası Yarışma’da Julia Loktev'in yönetmenliğini yaptığı The Loneliest Planet / Yalnız Gezegen, romantik bir dram ile korkunun birleşimi olan bağımsız bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Gael Garcia Bernal'in başrolde oynadığı film Gürcistan’ın dağlık ormanlarında geçiyor. Yönetmen Julia Loktev, festivalin ikinci haftasında İstanbul'da olacak.
Almanya ve İrlanda ortak yapımı Süper Kahramanın Ölümü / Death of a Superhero, canlı çekimler ile animasyonu yenilikçi bir üslupla harmanlayan dokunaklı, komik, samimi ve fevkalade modern bir film.
Death of a Superhero
Cannes’da “Belirli Bir Bakış” bölümünde prömiyerini yapan Bonzai, Şilili yönetmen Cristian Jimenez’in Optik Yanılmalar’ı izleyen ikinci filmi. Aşk, kitaplar ve bitkiler üzerine kurulu filmin öyküsü, Buster Keaton tarzı Güney Amerikalı bir kahraman etrafında gelişiyor.
Emily Brontë’nin meşhur Viktorya dönemi romanının uyarlaması olan Wuthering Heights / Uğultulu Tepeler yönetmeni Andrea Arnold’un büyük beğeni toplayan Kırmızı Sokak ve Akvaryum adlı filmlerinin izinden gidiyor. Film alışılageldik hoş dönem filmlerinin ötesinde, 19. yüzyıl Yorkshire’ında bir çiftlik evinde geçen yeni, cesur ve doğalcı bir intikam hikâyesi.
Yeni İran sinemasının en etkili isimlerinden Amir Naderi, Japonya’da, çektiği son filminde klasik filmlerin sanatsal niteliğini geri getirmeye kendini adamış genç bir sinemacıya odaklanıyor. 2011 yapımı Cut, 2012'de Japonya'da gerçekleştirilen Takasaki Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ve Jüri Özel Ödülleri'ni kazandı. Amir Naderi de festivale gelecek konuklardan…
Prömiyerini Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde yapan, Fransız yönetmen Robert Guédigian’ın son filmi The Snows of Kilimanjaro / Kilimanjaro’nun Karları ismini Ernest Hemingway’in ünlü kısa hikâyesinden alıyor. Filmde, işini kaybetmiş olsa da ailesi ve arkadaşları ile mutlu bir şekilde yaşayan rıhtım işçisi Michel’in, silahlı bir saldırıya uğramasından sonra hayatının nasıl değiştiği anlatılıyor.
Christian Schwochow’un Cracks in the Shell / Kabuktaki Çatlaklar’ı, sahnede kimse tarafından farkedilmeyen bir tiyatro öğrencisinin başrole seçildikten sonra yavaş yavaş kabuğundan çıkışını konu alıyor. Filmin ödüllü oyuncusu Stine Fischer Christensen festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek isimler arasında.
Berlin Film Festivali’nde Kiliseler Birliği Jüri Özel Ödülü ve Der Tagesspiegel gazetesi okuyucuları tarafından verilen özel ödülü alan The Delay / Gecikme Uruguaylı yönetmen Rodrigo Pla’nın beşinci filmi. Gündüzleri bir tekstil fabrikasında çalışan üç çocuklu Maria geceleri de yaşlı babasına bakmak zorundadır. Maddi ve manevi olarak bu zorluğa daha fazla dayanamayan Maria, babasını bir yerde terk edip sosyal servisleri arayarak onu bir huzurevine yerleştirme planı yapar. Filmin yapımcısı Sandino Saravia festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.
Ünlü yazar Gabriel García Márquez’in oğlu, senarist ve yönetmen Rodrigo Garcia’nın son filmi Albert Nobbs, doğru düzgün bir iş bulabilmek için erkek kılığına girmiş ve kendi dükkânını açmak için gizli gizli para biriktirmeye uğraşırken kendi kimliğini unutmuş bir kadının hikâyesini anlatıyor.
Uluslararası Yarışma’da Altın Lale için Nikolaj Arcel’in A Royal Affair / Yasak Aşk ve daha önce Reprise / Tekrar filmiyle İstanbul’da Altın Lale ödülünü kazanmış Joachim Trier’in Oslo, 31 August / Oslo, 31 Ağustos filmleri de yarışacak.
ALTIN LALE ÖDÜLLERİ
Şakir Eczacıbaşı anısına sunulan Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı Topluluğu tarafından verilecek 25.000 Avro’luk para ödülüyle destekleniyor. Bu ödülün 10.000 Avro’su birinci gelen filmin yönetmenine, 10.000 Avro’su filmin Türkiye’deki dağıtımını üstlenecek firmaya, 5.000 Avro’su da Jüri Özel Ödülü alan filme verilecek.
Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçeceği En İyi Film 150.000 TL, En İyi Yönetmen 50.000 TL, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu 10.000'er TL ile ödüllendirilecek. İlk kez 2011 yılında para ödülüyle desteklenen Jüri Özel Ödülü bu yıl Efes tarafından verilmeye başlanıyor. Altın Lale Ulusal Yarışma’ya katılan filmler arasından Onat Kutlar anısına verilecek Jüri Özel Ödülü’nü kazanan filmin yönetmenine bir sonraki filminin yapımında kullanılmak üzere Efes tarafından 30.000 Amerikan Doları ödül verilecek.
Ulusal Yarışma ve Türkiye Sineması
Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanlığını, yönetmen, senaristi, şair ve yazar Murathan Mungan üstlenecek. Ulusal Yarışma Jürisi festivalde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu, En İyi Müzik ve Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 9 dalda ödül verecek.
Altın Lale Ulusal Yarışma’da ödül için bu yıl 12 film jüri karşısına çıkacak. 3 tanesinin Türkiye, 4 tanesinin dünya prömiyerini yapacağı yarışma filmleri şöyle:
- Tepenin Ardı / Emin Alper (Türkiye Prömiyeri)
- Ben Uçtum, Sen Kaldın / Mizgin Müjde Arslan (Dünya Prömiyeri)
- İz-Rêç / M. Tayfur Aydın
- Lal Gece / Reis Çelik (Türkiye Prömiyeri)
- Can / Raşit Çelikezer
- Yeraltı / Zeki Demirkubuz
- Babamın Sesi / Orhan Eskiköy & Zeynel Doğan (Türkiye Prömiyeri)
- Ana Dilim Nerede? / Veli Kahraman (Dünya Prömiyeri)
- Yurt / Muzaffer Özdemir
- Ferahfeza / Elif Refiğ (Dünya Prömiyeri)
- Şimdiki Zaman / Belmin Söylemez (Dünya Prömiyeri)
- Nar / Ümit Ünal
Devrimin Filmini Çekmek
Festivalin bu yılki özel özel bölümlerinden “Devrimin Filmini Çekmek”, özellikle Arap Baharı üzerinden bütün dünyada gerçekleşen halk hareketlerini ve başkaldırış hikâyelerini sinema üzerinden sorgulayacak ve “bir devrimin nasıl filme çekilebileceğini” inceleyecek.
Akademisyen ve sinemacı Alisa Lebow, docIstanbul işbirliğiyle, Tunus ve Mısır’dan çıkan güncel devrim filmlerini, Cezayir, Yemen ve Ukrayna’daki geçmiş devrimlerden öyküler anlatan filmlerle bir araya getiriyor. Daha önce çekilen filmlerle günümüz devrim filmlerini bir araya getirerek son aylarda yaşanan olaylara farklı bir bakış açısı getirecek bölüm kapsamında sekiz uzun metrajlı ve bir kısa metrajlı film yer alıyor.
In the Shadow of a Man
Mısırlı belgeselci Hannan Abdalla, In the Shadow of a Man / Bir Erkeğin Gölgesinde’de kamerasını, sadece cinsiyetleri tarafından tanımlanan rollerle toplumda var olabilen Mısırlı kadınlara çeviriyor. Mısır üzerine bir başka belgesel ise 2005 yılında ülkede ilk defa yapılan birden fazla adaylı seçimler sırasında yaşanan ihlal ve kısıtlamaları inceleyen Wael Omar’ın çektiği kısa metrajlı Democracy 76.
Andrei Zagdansky’nin Orange Winter / Turuncu Kış adlı filmi, Ukrayna’da 2004 yılında Turuncu Devrim olarak bilinen protestolara neden olan hileli seçimleri anlatıyor.
İran’da Haziran 2009’daki başkanlık seçimlerinden sonra sokaklara dökülen yüz binlerce insan vardı ancak dünyaya ulaşan görüntüler sadece amatörlerin cep telefonları ile çektikleri ve youtube ya da email yoluyla yaydıkları videolar oldu. Bu görüntülerden oluşan Fragments of a Revolution / Bir Devrimden Parçalar, tek bir yönetmeni olmayan, el birliğiyle oluşturulmuş, yönetmeni adsız bir dayanışma filmi olarak festival seyircisiyle buluşacak.
Gillo Pontecorvo’nun 1966 yapımı üç dalda Oscar adayı olan efsane filmi Battle of Algiers / Cezayir Savaşı, Fransa’da uzun süre yasaklı kalmıştı.
Battle of Algiers
Stefano Savona’nın
Tahrir–Liberation Square / Tahrir – Özgürlük Meydanı
, Heiny Srour’un hem görsel hem politik olarak cesur
Leila and The Wolves / Leyla ile Kurtlar
ile geçtiğimiz yıl Tunus’da yaşananlara odaklanan Elyes Baccar’ın
Rouge Parole / Kızıl Söz
ve Mourad Ben Cheikh’in
No More Fear / Artık Korkmak Yok
filmleri de bu kapsamda gösterilecek filmlerden.
Yunanistan’da Neler Oluyor?
IMF ve Avrupa Birliği muhtıralarının Yunanistan’ı iyice köşeye sıkıştırdığı ve ülkenin ekonomik geleceğinin belirsizliği altında ezilen halkın karamsarlığının iyice arttığı bu dönemde Yunan Sineması yükselişiyle oldukça dikkat çekti. Bu bölüm kapsamında Yunan sinemasının 5 çarpıcı örneği festival seyircisiyle buluşacak.
2009 yılında Cannes’da ödül alan ve Oscar’a aday olan şok edici Dogtooth / Köpek Dişi filminin yönetmeni Yorgos Lanthimos’un merakla beklenen son filmi Alps / Alpler, ilk kez gösterildiği Venedik Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülü aldı. Bir hemşire, bir sağlık görevlisi, bir jimnastikçi ve koçu bir araya gelerek, yakınlarının isteği üzerine ölen insanların yerlerine geçerler. Filmin hikâyesi en az Köpek Dişi kadar izleyenleri etkileyecek.
L, arabasında yaşayan bir adamın işten kovulmasıyla tüm düzeni değişince kendini ve bildiğini sandığı her şeyi yeniden keşfedişini anlatıyor. Yönetmen Babis Makridis, trajik bir dibe vuruş hikâyesini klişelerden uzak bir anlatımla, iyimser ve absürd bir hikâyeye dönüştürüyor.
Christos Karakepelis, ikinci belgeseli Raw Material / Hammadde’de henüz ekonomik krizin yankılarının ortaya çıkmadığı bir dönemde Atina’nın hemen dışındaki varoşlardaki hayatı inceliyor.
PVC-1’in yönetmeni Spiros Stathoulopoulos’un son filmi Meteora, Berlin’de Altın Ayı için yarıştı. Bir manastırda birbirine âşık olan bir keşiş ve rahibenin tutku ve suçluluk duyguları ile karışık aşkını anlatıyor.
San Sebastian Film Festivali’nde hem En İyi Yönetmen hem de En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Unfair World / Adaletsiz Dünya’da ironik yönetmen Filippos Tsitos, İstanbul doğumlu Antonis Kafetzopoulos'un başarılı oyunculuğundan da yararlanarak Yunan toplumunun bugünkü durumunu trajikomik insan manzaraları aracılığıyla aktarıyor. Antonis Kafetzopoulos festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.
Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia
Festivalde dövüş sanatçılarının maceralarına odaklanan ve Çin sinemasının en çok film yapılan türü olan WuXia filmlerine yer verecek Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia” başlıklı özel bölümde, akıl almaz koreografilerin, muhteşem bir görselliğin ve hiç durmayan bir aksiyonun vazgeçilmez olduğu bu türün sinema tarihine geçen 8 filmi izleyicilerle buluşacak.
Fearless
Büyük usta Wong Kar-Wai’nin filmografisinde yer alan tek dövüş sanatı filmi Ashes of Time / Zamanın Külleri, Ang Lee’nin epik filmi Crouching Tiger Hidden Dragon / Kaplan ve Ejderha Zhang Yimou’nun iki filmi birden House of Flying Daggers / Parlayan Hançerler ve Hero / Kahraman, Ronny Yu’nun 1993 yapımı bol ödüllü, kült filmi The Bride with White Hair / Beyaz Saçlı Gelin.
Aile İçinde
Brothers / Erkek Kardeşler aynı baba, farklı annelerden doğan üç kardeşin tekrar bir araya gelişinin öyküsü. Footnote / Dipnot, bir baba ve oğlu arasındaki rekabeti anlatırken aslında nesiller arasındaki büyük farka dikkat çekiyor. Courage / Cesaret, kader, hayatın kırılganlığı ve ahlak üzerine Hitchcock vari bir gerilim. Blood of My Blood / Kendi Kanım, koşulsuz sevgi ve hayatın gerçekleri çakışınca ortaya çıkan aile trajedisini konu alıyor. Sister / Yukarıdaki Çocuk, İsviçre’de bir kayak merkezinde zengin turistlerden çalarak geçinen Simon’ın ablası Louise ile arasındaki içten illişkiyi anlatıyor.
Antidepresan
The Fairy / Aşk Perisi bir insan ile bir peri arasındaki imkânsız aşkı, vücut diline dayalı, son derece eğlenceli bir biçimde anlatıyor
Ken Scott’ın yönettiği Starbuck / Benim 533 Çocuğum Var ise hareketli bir Québéc komedisi. Orta yaşlı ve genç ruhlu bir tembel olan David, sperm bankasına yaptığı bağışlar sonucu tam 533 çocuğun babası olduğunu öğrenir ve kimliğini gizleyerek onlarla tanışmaya başlar.
Starbuck
Whit Stillman’ın son filmi Damsels in Distress / Sıkıntılı Hanımlar, Venedik Film Festivali’nin kapanış filmiydi. Film bunalım öğrencilerle dolu bir lisede, öğrencilerin bu ruh hallerini değiştirmeye kararlı üç güzel kızı takip ediyor.
Ole Christian Madsen’in Oscar yarışında ilk dokuz film arasında olan, Danimarka yapımı Superclasico / Büyük Derbi, parçalanmakta olan Danimarkalı bir ailenin meşhur derbi maçı “superclasico” sırasında Arjantin’de geçirdikleri şarap, tutku ve futbol dolu günleri anlatıyor.
NTVMSNBC
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...