E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

EĞİTİMİMİZİN TEMEL SORUNLARI: DİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ (3)
13 Kasım 2023 Pazartesi

Din eğitimi, sadece ilk ve orta öğretim okullarda değil, Diyanet İşleri Başkanlığının din eğitimi veren kurumlarında ve bazı özel öğretim kurumlarında da verilmektedir.

Buradaki odaklanmamız, ilk ve orta öğretimdeki “din eğitimi” ile alakalı olacaktır.

Ülkemizde laik bir sistem söz konusu olduğu için, önce Din eğitiminin ve dindar bir nesil yetiştirmenin laiklikle uyumluluğuna temas edeceğiz.

Laiklik, rejimlerin kimliğine göre uygulamaları farklılaşan bir kavramdır. Otoriter, totaliter kimlikli baskıcı rejimlerde laiklik militanlık ve dışlayıcılık kimliğine bürünür. Bu kimliği ile laik sistem dinlere karşı mücadele rejimine dönüşür. Tek amacı seküler bir toplum inşa etmektir. Bu laiklik telakkisinde devlet, ya dinlere karşı savaşır ya da dini, muhtevasını boşaltarak seküler hayat tarzına dokunmayacak hale getirir. Bu laiklik telakkisinde din ve vicdan hürriyetinden söz edilemez. Bu bağlamda seklülerizm, bir totaliter ideolojiye bürünür; laik devlet, tüm kurumları ile dinle mücadeleye, dini “ADAM” etme çabalarına girişir.

Laiklik, hoşgörü temelli çoğulcu demokratik rejimlerde, din ve vicdan hürriyetinin de yaşayabildiği bir sisteme dönüşür. Burada, laik devlet, her türlü dini ve siyasi düşüncelere karşı tarafsızdır. Bu telakkinin kimliği, demokratik pasif laikliktir; temel felsefesini çoğulculuk teşkil eder. Laik devlet, siyasi düşüncelere sağladığı tüm serbesti ve imkânları dinler için de sağlamalıdır. Bu laiklik telakkisinde, devlet, belli bir siyasi düşünceyi yücelterek dinleri öteleyemez, aksi halde dini-siyasi çoğulculuk kimliğini kaybeder.

Bazen devletler, demokratik laiklik görünümünde militanlaşabilirler. Bu bağlamda, kendilerinin çoğulcu demokratik laik devlet olduklarını söyleseler de, uygulamalar, militan laiklikle uyumlu olabilir. Burada, “sahte” bir demokratik laiklik vardır; bu laikliğin gerçek kimliği, aslında militan, otoriter, baskıcıdır. Mesela Batıda evrim teorisi ve LGBTİ eğilimli fikirlerin, topluma, kamusal kurumlara, eğitim birimlerine dayatılarak başka seçeneklerin yolunun kapatılması, bu tür laiklik uygulamalarına tam manasıyla misal teşkil etmektedir.

Çoğulcu Demokratik Pasif Laiklikte Din Eğitimi

Çoğulcu demokratik pasif laiklik telakkisinin özünü, devletin bîtaraflığı; yani her türlü dini inanç ve siyasi, felsefi görüşler karşısında devletin tarafsız olmasını lüzumlu kılar.

Devletin tarafsızlığının iki veçhesi mevcuttur.

Birincisi, çok genel bir tasnifle dini temelli olmayan siyasi düşünce, felsefi inanç ve pratikler alanına getirilen kısıtlamalarla, dini alana getirilen kısıtlamalar, genel hukuki çerçevede eşit olmalıdır. Yani birisi neden kısıtlanıyorsa diğeri de aynı sebeple kısıtlanmalı. Mesela, birisi şiddeti önerdiği zaman kısıtlanıyorsa, diğeri de şiddeti önermesi halinde kısıtlanmalı. Birisinde hakaret, sövme, rencide etme halleri kısıtlama sebebi ise aynı durum diğeri için de söz konuş olmalı. Bazı durumlarda, birisini (din) yasaklayıp, aynı durumlar için diğerini (siyasi, felsefi düşünceler) serbest bırakmak, bu laiklik telakkisi ile uyumlu olamaz.

Bir misal vermek gerekirse. Esasen her ikisi açısından da, sınırlamayı haklı kılacak şiddeti önermek, suç işlemeyi teşvik, tahrik etmek vd. sebeplerden biri mevcut olmadığı halde, siyasî, felsefi düşünceleri serbest bırakıp, dinlerin, gerici, yobaz, akıl dışı, insanın beyinlerini uyuşturan inanç sistemi oldukları, laik, seküler sistemle uyumlu olmadıkları vb. gerekçelerle yasaklanması, bu laiklik telakkisi ile uyumlu değildir. Bu durumda, artık, laik devlet, tarafsızlık kimliğini kaybederek, belli bir siyasi, felsefi ideoloji ile bütünleşir, ideolojik, baskıcı bir sisteme dönüşmüş olur.

İkincisi, Devletin, çoğulcu demokratik pasif laikliğin zaruri bir gereği olarak başta eğitim faaliyetleri olmak üzere, seküler siyasi, felsefi düşüncelere sağladığı serbesti ve imkânları, dini inançlar ve özellikle de din eğitimi açısından da sağlamalıdır.

Mesela, Felsefe ve mantık dersleri verilirken, salt materyalist, pozitivist, maddeci felsefeye ağırlık verilmemeli, aynı felsefi konulara ilişkin dini görüşlere de yer verilmelidir.

Mesela, felsefenin en temel konuları arasında yer alan, insan nedir; nereden geliyor, nereye gidiyor, insan neden ve niçin vardır, insanın gayesi nedir, evren nedir, varlık nedir, bilgi nedir, hakikat nedir? insanın “benliği”, “ene”si, “ego”su vb. konular, salt materyalist, pozitivist, maddeci felsefenin inceleme alanına girmez, bu konularla alakalı dinlerde de, özellikle İslâm Dininde de geliştirilen görüşler vardır. Talebelere her ikisi birlikte verilmeli.

Tüm derslerde seküler bakış açısı yansıtılıyor, bunun yanında din eğitiminin de yeterli düzeyde ve donanımda verilmesi lazım ki, laik devletin tarafsızlığı şartı gerçekleşmiş olsun.

Din Eğitimi Derslerinin Formatının Muhtevası

Burada din eğitiminin verildiği ders materyallerinin muhtevasına ve konuları işleme yöntemlerine temas edilecektir.

Din eğitiminin verildiği derslerin ihdas edilmesinden amaçlanan, sadece bu dersin konmuş olması değildir; bu derslerden maksimum verimin alınmasıdır. Şayet maksimum verimin alınmasını sağlayacak bir formasyon ve içerik mevcut değilse, bu ders öğrenciler için angaryaya dönüşebilir; bir önceki yazımızda da belirtildiği gibi İmam-ı Azam hakkında bir cümlelik dahi de olsa bilgi sahibi olmayan bir nesil yetişir.

Her şeyden önce din derslerde, sadece vaaz tarzında bilgiler verilmemeli. Zaten bu bilgiler, her hafta Cuma günleri camilerde veriliyor. Kaldı ki, az çok dini bilgisi olan aileler de çocuklarına bu bilgileri veriyorlar.

Her şeyden önce, bu dersler, erkân-ı imaniye ve esasat-ı İslâmiye hakkında, talebelerin ikna olmalarını sağlayacak şekilde verilmeli, ders kitapları bu formatta hazırlanmalı, din dersi öğretmenleri, kitaplarda verilen bilgileri talebelere layıkıyla anlatabilecek donanıma sahip olmalı; öğretmen-ders kitapları birbirlerini tamamlamalıdır. Aksi halde iyi bir malzemeye (çok iyi hazırlanmış ders kitapları) rağmen, bu malzemeleri iyi kullanamayan öğretmenlerin anlatımından ya da anlatamamasından kötü bir netice ortaya çıkabilir.

Ders kitapları hazırlanırken, önce her bir konu, ana hatları ile izah edilmeli. Daha sonra bu konuya ilişkin, kamuoyunda, gençlerin dimağlarında mevcut olan çeşitli sorular, yapılacak araştırmalarla tespit edilmeli, sonra da her bir soruya, aklî, mantıkî, ikna ve ispat edici şekilde izahlar içeren açıklamalar kitaplarda yer almalıdır.

Bu bağlamda emsal kabilinden bazı sorulara burada yer vermek istiyorum.

Mesela kader konusu ana hatları ile izah edildikten sonra, cevaplanması gereken, şu anda aklıma gelen ve muhtelif kereler de karşılaştığım bazı sorulara burada yer vereceğim.

(1) Kadere imanın bir gereği olarak, madem hayır ve şer her şey Allah’ın kaderinde mevcuttur, Allah bizim namaz kılmayacağımızı, başka kişileri öldüreceğimizi kaderimiz olarak takdir etmiştir ve bütün bunlar da Allah tarafından yaratılmaktadır, o zaman kullar, adam öldürme, namaz kılmama gibi fiillerinden dolayı neden mes’ul (sorumlu) olsunlar ki?

(2) Madem kaderimiz değişmez, o zaman “sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır” (Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid,3/63); “Kader, tedbirle, sakınmakla değişmez. Ama kabul olan dua, bela gelirken korur” (Taberani); “Sıla-i rahim ömrü uzatır” (Taberani) gibi hadisleri nasıl anlayacağız. Madem sadaka, sıla-i rahim, dua ömrü uzatıyor, o zaman kader değişiyor mu?

(3) Kadere iman etmemizi lüzumlu kılan sebepler nelerdir?

(4) Allah, kaderimizde olanları ve gelecekte kaderde öngörüldüğü şekilde nasıl yaşayacağımızı nasıl biliyor?

(5) Bir kişinin başına bir musibet geldiğinde ya da bir başkasına kötülük yapıldığında, “ne yapalım kaderimde ya da kaderinde varmış, yapacak bir şey yoktur” demek kader inancı ile uyumlu mudur?

(6) Belalar ve musibetler kader midir, şayet kaderse, bela ve musibetlere maruz kalmak, bela ve musibetlere maruz kalmayanlara göre bir haksızlık ve adaletsizlik midir?

Bunlar şu anda aklıma gelen ve sıklıkla sorulan bazı sorulardır.

Allaha imanla ilgili de çok sayıda sorular mevcuttur. Bunlardan bazıları şu şekildedir:

(1) Her bir varlığın bir mekânı vardır; Allah nerededir; biz onun varlığını nasıl anlarız?

(2) İnsanoğlu ancak sınırlı bir alanı ve hadiseleri görüyor, Allah, geçmişte ve şu anda meydana gelen tüm hadiseleri ve gelecekte olacak her şeyi nasıl bilir ve görür?

(3) Madem Allah her şeyi yarattı, peki Allah’ı kim yarattı?

(4) İnsanoğlunun aklî delillerle Allah’ın varlığını anlaması mümkün müdür?

(5) İlim her şeyin tesadüfen gerçekleştiğini, her şeyi tabiatın yarattığını söylüyor, İslamiyet’e göre ise hiçbir şey tesadüfen gerçekleşmez, Allah’ın takdiri ve bilgisi dâhilinde gerçekleşir, bu, bir ilim-din çatışması değil midir; bu sual karşısında cevabımız ne olacaktır?

Diğer her bir dini konu ile alakalı sorular da, saha araştırmaları yoluyla belirlenmeli ve bunların her birisine, ikna ve ispat edici yöntemlerle cevaplar bulunmalıdır. Müslümanların zihinlerindeki bu tür muğlak ve sürekli karşılaşılan sorulara cevaplar bulunmadığı, din derslerinde bu konular vuzuha kavuşturulmadığı takdirde, layıkıyla din eğitimi verilmiş olmaz; bu şartlar altında, dindar bir neslin yetişmesi mümkün değildir.

Din Derslerinin Bir Kısmının Seçmeli Olması

Elbette ki bütün din dersleri kitaplarının bu formatta olması söz konusu olmayabilir. Ama bu formatta olan din dersleri seçmeli hale getirilebilir. Ama bazı batılı ülkelerde olduğu gibi, din dersi üç-beş seçmeli derslerden birisi olarak konulmamalı; bazı seçmeli dersler çok dersten birisinin seçilmesi şeklinde olabilirse de, din dersi ile diğer seçenek arasında sadece ikili tercihli bir usul benimsenmeli. Nitekim çoğu Batılı ülkelerdeki uygulamalar, Din dersi-felsefe şeklinde seçeneklendirilmektedir. Burada öğrenciler dilerlerse din dersini dilerlerse Felsefe dersini seçebilir. Bir başka sınıfta, din dersi-mantık dersi seçeneği şeklinde belirlenir.

Burada, yukarıda da izah edildiği üzere, felsefe ve mantık derslerinde okutulacak kitaplar da, salt materyalist, pozitivist, maddeci felsefeye ağırlık verilerek hazırlanmamalı, aynı felsefi konulara ilişkin dini görüşlere, aynı konulara ilişkin dinlerin yaklaşımlarına da yer verilmelidir. Benzer durum, mantık dersi için de söz konuş olmalıdır. Bir başka sınıfta din dersi ile Ahlak dersi seçmeli olarak verilir. Ayrıca, eğitimin ilk devrelerinde, Ahlak bilgisi dersi zorunlu olarak verilir, ilerleyen sınıflarda, ahlâkî değerlerin biraz daha ayrıntısına girilir.

Burada da ahlaki değerler, salt pozitivist, maddeci felsefeye göre değil, ülkemizde hâkim olan manevî değerler temelli ahlâkî kaideler ölçüt alınarak hazırlanmalıdır.

Batı’daki Din Dersi Uygulamaları

Batılı ülkelerde Din eğitimi konusunda ikili uygulama vardır. Birincisi belli bir dine ya da mezhebe dayalı din eğitim ve öğretimi, ikincisi mezhepler üstü din eğitim ve öğretimi.

Birinci modelde, din dersi, sadece bir dinin belli bir mezhep tarafından yorumu temelli olabileceği gibi, bir dinin bütünlük içerisinde öğretilmesi şeklinde de olabilir. Bu yöntemde dersin konularını belli bir din ya da o dini bir mezhebin yorumlaması oluşturmakta, bu dinin sevdirilmesi ve benimsetilmesi amaçlanmakta, o dinin temel bilgileri ve gerekleri öğretilmek istenmektedir. Yukarıda bahsini ettiğimiz din eğitimi dersleri bu kapsamda yer almaktadır.

Mezhepler üstü din eğitim ve öğretimi yönteminde ise derslerde herhangi bir din ya da mezhep esas alınmamakta, bir dinin ayrıntılı olarak öğretilmesi usulü benimsenmemekte, genel olarak dinler hakkında bilgi verilmektedir. Burada belli bir dinin benimsetilip gereklerinin ayrıntılı olarak öğretilmesi söz konusu değildir.

AİHS Ek 1 No’lu Protokolün 2. maddesinde, ebeveynlerin çocuklarının kendi dinî ve felsefî inançlarına göre eğitimini sağlama hakkı düzenlenmiştir. Buna göre: “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun kılınamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dinî ve felsefî inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir”. Benzer mahiyetteki hükümler 16.12.1966 Tarihli Medenî ve Siyasî Haklar Uluslararası Sözleşmesi (md. 18/4.) ile 16.12.1966 Tarihli Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinde (md. 13/3) de mevcuttur.

Din ve vicdan hürriyetinin teminat altına alındığı bütün uluslararası belgelerde, bu hürriyet, din eğitim ve öğretimi hakkını da içermektedir. AİHM, Sözleşmenin 9. maddesinde yer alan “öğretim” kelimesinin kapsamının, dinî eğitim faaliyetlerinden daha geniş olduğunu belirtmiştir. Mahkemeye göre 9. maddede düzenlenen “öğretim” hakkı, sadece 1 No’lu Ek Protokol’ün 2. maddesinde teminat altına alınan ebeveynlerin çocuklarına kendi dinî ve felsefî inançlarına göre eğitim hizmeti sunulmasını isteme hakkını değil, bütün herkesin, din ve inancını başkalarına öğretme ve ulaştırma hakkını da içermekte, 9. maddedeki “öğretme faaliyeti”, Ek Protokol’ün 2. maddesindeki din eğitim ve öğretimini de kapsamaktadır.

Almanya’da din dersi “mezhebe dayalı” olarak yapılmaktadır. Din dersine iştirak etmeyen öğrencilere bir başka ders verilir; bu dersin adı bazı eyaletlerde “Ahlâk Dersi”, bazılarında da “Değerler ve Normlar Dersi”, bazı eyaletlerde “Felsefe Dersi”, bazı eyaletlerde “Ahlâkî  Değerler Dersi”dir.

Din dersleri devlete bağlı ilk ve orta dereceli okullarda düzenli dersler arasında yer alır. Hıristiyan din eğitimi ve ibadeti, kanunî olarak zorunlu derslerdendir. Kamu okullarında zorunlu olarak her gün derslere Hıristiyan geleneklerine uygun bir şekilde “dua” ile başlanır. Din dersi, bu dersleri “almak istemediğini belirtmeyen herkese” resmî müfredat içerisinde okutulur; bu dersi almak istemeyenlerin dilekçe ile taleplerini iletmeleri gerekmektedir.

Hollanda Anayasası’na göre, kamu otoriteleri tarafından sağlanan eğitim, herkesin dinine ve inancına saygılı olarak kanun tarafından düzenlenir. Hollanda’da din eğitimi anaokullarından başlar ve temel eğitim boyunca devam eder.

İngiltere’de 1988’de çıkarılan bir kanuna göre, dinî gelenekler Hıristiyanlıktır, eğitimin bu doğrultuda yapılması gerekir. Din dersleri, devlete bağlı ilk ve orta dereceli okullarda düzenli dersler arasında yer alır. Hıristiyan din eğitimi ve ibadeti, kanunî olarak zorunlu derslerdendir. Kamu okullarında zorunlu olarak her gün derslere Hıristiyan geleneklerine uygun bir şekilde “dua” ile başlanır. Din dersi, bu “dersleri almak istemediğini belirtmeyen herkese” resmî müfredat içerisinde okutulur; bu dersi almak istemeyenlerin okul idaresine dilekçe ile talebini iletmeleri gerekmektedir.

Belçika’da Resmî okullarda öğrenciler ilk ve ortaöğretim boyunca haftada en az 2 saat din veya ahlâk derslerinden birini seçerek okumak zorundadır. Seçimlik din dersleri, Katolik, Protestan, Ortodoks, Yahudi ve İslam din dersleridir. Din dersi programlarını her bir dinî kurumun temsilcileri, ahlâk dersinin programını ise Eğitim Bakanlığı yapar. Resmî okullarda seçimlik din derslerinden herhangi birini bir öğrenci bile seçse, o dersin açılması mecburidir.

Benzer uygulamalar diğer Bazı Batılı ülkelerde de mevcuttur.

Özellikle seçmeli din derslerinde her bir dini konu en ayrıntısına varıncaya kadar öğretilebilir. Bu uygulama, Türkiye için de emsal kabul edilebilir.

Bir Hatıra

Türkiye’de başkanlık sistemini en çok anlatan akademisyenlerden biri de benim. Her gittiğim yerde, sistemle alakalı muhtelif sorularla karşılaştık. Bir sonraki anlatımlarda, önceki konuşmalarda sorulan sorulara cevaplar geliştirerek anlatımlar yaptık.

İstanbul’da bir program kapsamında yine başkanlık sistemini anlatacaktım. Konuşma öncesinde organizasyonda görev alan birisi bana, “başkanlık sistemi ile alakalı zihnimde bazı soru işaretleri var, şimdiye kadar hiçbir kimse bu soruları gideremedi, bu soruları konuşma öncesinde sorabilir miyim” dedi. Ben de kendisine, “efendim, nasıl olsa biraz sonra konuşacağım, tekrara kaçmamak için, önce benim konuşmamı dinle, daha sonra da hala kafanda bazı cevabını bulmayan sorular varsa, o zaman onları cevaplarız” dedim.

Esasen bu kişi tarafından sorulacak olan sorulara daha önceki konuşmalarımızda cevaplar bulduğumuz ve orada yapacağımız konuşmayı da daha önceleri sorulan çoğu sorulara cevaplar verecek şekilde yapacağımız için, çıktım ve konuştum. Konuşma sonrasında ilgili kişiye dedim ki “hala kafanda cevabını bulmayan soru ya da sorular kaldı mı”? Bu kişi “sağ olasın hocam! Zihnimdeki bütün soruların cevaplarını aldım” dedi. Burada bu konuşmada zihinlerdeki bütün sorulara cevaplar getirilmesi, daha önceki konuşmalarda muhatap olduğumuz onlarca sorulara cevaplar geliştirmemiz sayesinde olmuştur.

Dolayısıyla, din eğitimi konusunda da insanların zihinlerinde şekillenen bütün sorular belirlenmeli, bütün bu sorulara ikna ve ispat edici yöntemlerle izahatlar geliştirilmeli, ders kitapları ve diğer ders materyalleri bu usulle hazırlanmalı ki, bu dersi alan öğrencilerin, dini konularla alakalı zihinlerinde hiçbir soru kalmasın.

Bu formatın, İmam Hatip liselerinde çok daha ileri düzeyde uygulanması gerekir. Çünkü buralardan mezun olanlar camilerde imam hatip olarak görev yapmakta, kendilerine gelen sorulara cevaplar vermek durumunda kalmaktadırlar. Bu konudaki yetersizlikler, imam hatiplik görevini icra edenleri, vatandaşlar karşısında zor durumda bırakacaktır.

Ayrıca, din derslerine girecek öğretmenlerin yetiştirilmelerinde de bu usul benimsenmelidir. Yani öğretmenler, lisans aşamasında, girecekleri din derslerinde cevaplayamayacakları sorular kalmayacak şekilde eğitim almalıdırlar. Bu yönde yapılacak donanımlı ve nitelikli eğitim, öğretmenlerin bu dersleri vermelerindeki kaliteyi daha da artıracaktır. Aksi halde, öğretmenler, öğrencilerinden gelecek sorulara cevaplar veremeyen konumuna düşeceklerdir ki, bu durum öğretmenleri zor durumda bırakacaktır. Hatta bazı soruların cevapları o kadar zor olabilmektedir ki, öğretmenlerin bir kısmı bu sorulara cevap verememeleri neticesinde itikatlarının tehlikeye düşmesi durumu bile ortaya çıkabilecektir.

Bu sebeplerledir ki, hem din dersleri her türlü sorulara ikna ve ispat edici şekilde cevaplar verecek muhtevada olmalı, hem de öğretmenlerin bu donanımda yetişmeleri gerekir. İşte bu şartlarda, dindar neslin yetişmesi amacına doğru yaklaşılabilir. Aksi halde, dindar nesil iddiasında bulunan bir iktidar zamanında, dini hassasiyetlerden uzak nesiller yetişir.

Hedef Taklîdî Îmân Değil Tahkîkî Îmân Olmalı

İmanın da mertebeleri mevcuttur. Bazılarının îmânı vardır, ama amellerine yansımaz. Mesela erkân-ı îmâniyeye îmân eder, ama namaz kılmaz, diğer ibadetleri eksik yerine getirir ya da hiç yerine getirmez, takva kaidelerine riayet etmez. Bunlar için “günahkâr mümin” nitelemesi yapılabilir. Bunların îmânlarının, zayıflık sebebiyle amellerine tesiri zayıf kalıyor. Buna “taklîdî îmân” da denebilir. Yani kesin bilgi ve delillere dayanmaksızın, annesinin babasının, çevrenin telkinleri ile doğup büyüdüğü toplumun inançlarına herhangi bir sorgulama ve tahkikât yapmaksızın inanmalarına taklîdî îmân denir. Taklîdî îmânı, düşük voltajlı elektrik akımına benzetiyorum. Nasıl düşük voltajlı elektrik, elektrikli ev aletlerinin çalışmasına yetmiyorsa, taklîdî îmân da amellere yansımıyor. Bir de ahlâkî zaafiyetler söz konusu ise kişinin yaşantısı dindarlığın çok uzağında kalıyor.

Tahkîkî îmân, kesin delillere, bilgiye, araştırmaya dayalı îmâna denir. Kişi akıl, mantık, muhakeme yürütümü yoluyla, tefekkür ederek, zihnindeki erkân-ı imaniyeye dair tüm şüpheleri gidererek îmân eder. Tahkîkî îmân, insanın neye niçin inandığını araştırıp bilmesi ile gerçekleşir. Araştırıp-soruşturma yapmak, tahkîkî îmânın oluşmasını sağlar. Böylece insan, kesin bilgilere ulaşır ve neye, niçin inandığının bilincine varır. Tahkîkî îmânın en bariz göstergelerinden bazıları, îmanlı kişinin, dindar bir hayat yaşaması, ibadetleri eksiksiz icra etmesi, takvadan uzaklaşmamasıdır.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 19746 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
EĞİTİMİMİZİN TEMEL SORUNLARI: DİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ (2)
10/22/2023
EĞİTİM SİSTEMİMİZLE ALAKALI DEĞERLENDİRMELER: MEB’İN ÜCRETSİZ KİTAP DAĞITMASI (1)
9/22/2023
OTORİTER MİLİTAN LAİKÇİ KİMLİKLE BÜTÜNLEŞTİRİLEN KARMA EĞİTİMİN ÇOĞULCULAŞTIRILMASI
8/8/2023
15 TEMMUZ RUHU GÜCÜNÜ NE ÖLÇÜDE KORUYOR?
7/15/2023
DEPREM BÖLGESİ HATAY’DA BAYRAM VE HÜZÜN BİR ARADA
6/30/2023
CHP İktidar Olabilir mi?
6/20/2023
14 VE 28 MAYIS SEÇİMLERİ: “SAHTE” VE ÇELİŞKİLİ SİYASETİN YENİLGİSİ
6/6/2023
KILIÇDAROĞLU’NUN SEÇİM STRATEJİSİ: “KİMLİKSİZLİK VE OMURGASIZLIK”
5/23/2023
14 MAYIS SEÇİMLERİNDE REHAVETE KAPILAN KAYBEDER
5/9/2023
CHP VE HDP’NİN ÖZERKLİK VAADİ: TÜRKİYE’NİN PARÇALANMASININ ÖN AŞAMASI MI?
4/26/2023
MİLLET İTTİFAKININ PKK GÜDÜMLÜ HDP’YE MAHKÛMİYETİ
4/13/2023
14 MAYIS SEÇİMLERİ: İYİCE PRESLENEN İYİ PARTİ İLE HDP İTTİFAKI
4/1/2023
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (3)
3/15/2023
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (2)
3/4/2023
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (1)
2/21/2023
VAKİT, KİN VE HUSUMET DEĞİL, DUA VE VEFA VAKTİDİR
2/10/2023
BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE SAĞLANMASINA GEREK VARMI?
1/27/2023
6’LI MASANIN 6+1 FORMÜLÜ YÖNETİMDE NE KADAR İŞLEVSEL OLABİLİR?
1/12/2023
İMAMOĞLU, MENDERES VE ERDOĞAN’IN MAHKÛMİYETLERİ: HANGİSİ MAĞDUR?
12/25/2022
CHP GAYRI MİLLÎ BİR PARTİ MİDİR?
12/12/2022
SAHİPSİZ KÖPEKLERE BARINAK YAPMAYAN BELEDİYE BAŞKANLARININ GÖREVLERİNE SON VERİLMELİ
11/28/2022
PKK DİYE MÜSTAKİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ YOKTUR: “NOKTA”
11/17/2022
AB ÜYESİ ÜLKELERİN POLİTİKA ÜRETME YETERSİZLİĞİNİN AĞIR BEDELLERİ
11/8/2022
AİLENİN SAPKINLIK VE SALDIRILARA KARŞI KORUNMASI: 30 EKİM YÜRÜYÜŞÜ
10/28/2022
AVRUPA ADALET DİVANI: SEVSİNLER SİZİN ÇOĞULCULUK ANLAYIŞINIZI
10/16/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (6)
10/5/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (5)
9/25/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (4)
9/14/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (3)
9/4/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (2)
8/24/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (1)
8/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (5)
8/2/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (4)
7/23/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (3)
7/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (2)
7/3/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (1)
6/22/2022
AMERİKADA BİR CİNSEL SAPIK DAHA “VAHŞİCE” İDAM EDİLDİ(!?!?)
6/10/2022
II. ABDÜLHAMİD: MUTLAK İSTİBDADÇI, KIZIL SULTAN MI?
6/2/2022
EVLADLARINI BU VATAN UĞRUNA ŞEHİD VERENLER İÇİN EN ACI OLAN…
5/26/2022
DEMOKRATİK YOLLARLA DEMOKRASİYE GEÇİŞ: 14 MAYIS 1950
5/17/2022
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ KARARININ İPTALİ: YENİ BİR 367 VAKASI OLUR
5/7/2022
VAAAYYY BEEEE OSMAN KAVALA MELEKMİŞ(!?!?)
4/27/2022
PAÇALARI KANLA KİRLİ BİR ÜLKE “TÜRKİYENİN SİCİLİ BOZUK” DEMİŞ
4/20/2022
MANSUR SAVAŞ’IN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLME İHTİMALİ VAR MI?
4/12/2022
PAKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
4/5/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM: SİSTEMİN “FİŞ”LE CİHAZA BAĞLANMASI
3/27/2022
AYM’NİN MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİNİ KİTLEYEN KARARI
3/19/2022
UKRAYNA: BÜYÜKLER TEPİŞİR, OLAN KÜÇÜKLERE OLUR!
3/11/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMASI: BOOOOM
3/4/2022
TÜRKİYE’DE MUHALEFET NEDEN İKTİDAR OLAMIYOR?
2/25/2022
HDP AYM TARAFINDAN KAPATILMAZSA NE OLUR?
2/17/2022
İNSAN HAKLARI AVRUPA SINIRLARINDAN İÇERİ GİREMİYOR!!!
2/9/2022
DEMOKRASİ NEREDEN GEÇER; DİYARBAKIRDAN MI YOKSA…?
2/2/2022
İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
1/26/2022
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
ADNAN METİN 17 Kasım 2023 Cuma 08:12

ADNAN METİN YÜREĞİNİZE SAĞLIK SAYIN HOCAM BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ KOLAY GELSİN CUMANIZ MÜBAREK OLSUN İNŞAALLAH AMİN. BUNLARA EK OLARAK ÖZETLE OSMANLI DEVLETİNİ YIKANLAR ARADIKLARINDAN VEDE İSTEDİKLERİNDEN ÇOK DAHA İYİ BİR KUKLA LİDERİ CUMHURBAŞKANI VE UYDURUK BİR CUMHURİYET DEVLETİ KURAN HİRİSTİYAN VE YAHUDİ BATILILAR BİZİ BİZE BIRKMAYIP İPLER VE DAVULUN ÇOMAĞI ELLERİNDE YAKLAŞIK YÜZ YILDIR KENDİLERİ OYNATIP ÇALDIĞI İÇİN TÜM BU YAŞANANLAR. BUNU BİZZAT BEN YETMİŞ Lİ YILLARDA İLKOKULDA YAŞADIM KOCA BİR HAFTADA HEM BİR GUN DİN DERSİ HEMDE BİR SAAT İDİ BİZ SABAHÇIYDIK ÖĞLEYE DOĞRU SON BİR DERS KALA ÖĞRETMENİMİZ İÇERİ GİRER ÇOCUKLAR BU DERS SEÇMELİ OLDU İSTEYEN ŞUANDA DERSİ BIRAKIP EVLERİNE GİDEBİLİR DEDİ O KOCA SINIFTA SADECE BİR KAÇ ARKADAŞ ÇIKIP GİTTİ YANİ ÇOĞUNLUK ÇIKMADI O BİRKAÇ ARKADAŞLARIN UZERLERİNDEKİ KIYAFET VE KANTİNDEKİ ÇOK ŞEYLER ALDIKLARINDAN ZENGİN AMA EVDELERİNDE NAMAZ KILAN OLMADIĞINI BUNUNDA ÇOCUKLARINI ETKİLEDİĞİNİ ÜZÜLEREK TAHMİN ETMİŞ VE ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜM. ÇÜNKÜ BİZDE ANA BABA ABİ YANİ NAMAZ KALANLARI GÖRÜYOR TEMEL O YAŞLARDAKİ DİNİ BİLGİLERİ AİLEMİZ VERİYORDU. YANİ BALIK TAAAA BAŞ TAN VE ATA DAN KURULAN SAHTE YAPMACIK İÇİ DIŞI YALAN YAZILI SENARYO VE İSLAMİ DEĞİL BATILI LAŞ ACAZ DİYE TUTTURAN BİZDEN OLMAYAN CUMHURİYET ATASINDAN. EĞER BİZİ BİZ YONETSEYDİK VE BATILILAR GİBİ VİCDANSIZ OLSAYDIK ŞİMDİKİ BESLER AMERİKA VE BİRLEŞİK KÖPEK ÜLKELER OLMAZ DÜNYA LİDERİ ÜLKESİ BİZ OLURDUK. CUMHURİYET HEP GELECEĞİMİZE TAKOZ OLUP ÇOMAK TAKMIŞ TİR VESSELAM. SELAMÜNALEYKÜM.

Yorumu oyla      39      39  
Metin 14 Kasım 2023 Salı 16:11

Laiklik her ne konu olursa olsun, tartışmanın başına geçiyor. Güzel ve önemli diğer konular tartışılamıyor bile..:(. Batının 2bin yıllık din tecrübesi, sonradan gelen ve yerleşik muktedir düzene dalabilmek isteyen aynı düşünce!.. Mevcut düzenle ve akılla başedebilmek laiklik vb kelimeler ile mi? Şeriat isterim ile mi mümkündür?? İşte tartışılması gereken ana konu bu olmalıyken, Müslüman Müslüman ile zıtlaşıyor!:(. DİNDAR nesil yetiştireyim derken, mevcudu da kaybedecek uygulamalarla karşılaşıyoruz muhterem hocam. Haramın azı, faizin birazı.. gibi mesela! Allah korkusu işleyebilmek için, Allahı bilmesi gerekir önce diyelim. Konulara girsek direk, Allah ‘ı kendi bulsun desek, gireceği internet… (annadınız herhalde:(). Zannımca bazı örnekler verilirken batıyı örneklemekle hata ediliyor!! Ahlak dersinin her seviyede felsefe mantık düzleminde verilmesi en iyi olanıdır. Din ise uygulama odası (müzik resim gibi) temin edilip, kapısına mescit yerine “din uygulama odası” yazılarak :) çok daha ileri mesafeler alınabilir. Not:benim aklım var aklımla her bişeyi anlar yapar doğruyu bulurum! Kafası ile, aklını kiraya ver, sorgulama, sadece itaat et!:( kafası arasında bir fark yoktur! Bu ikileme düşülmesinin önlenmesi ise: gerçek hakiki yetkili bilgili eğitimli muallim ler ile ve iyi hazırlanmış eğitim öğretim müfredatıyla mümkündür.

Yorumu oyla      39      39  
Metin Ertem 14 Kasım 2023 Salı 14:11

Yorumunuz:Tüm okullarımızda Din eğitimi İslamiyeti doğrudan en güzel şekilde öğretecek şekilde verilmeli,Müslüman olmayan ya da başka din mensubu olan aileler mensup oldukları dine göre eğitim almalıdır.Çocuğuma dini eğitim verilmesin diyen veli dilekçeyle bunu bildirmelidir.Olk öğretimde kü?ük dözler orta öğretimde "Gençlik Rehberi" Lisede "Asay-ı Musa"Yan tarafı lügatli olarak " Seçmeli Ders olarak okutulmalıdır.Kültür Bakanlığı Turizm Bakanlığı ne dan ayrılıp Milli Eğitim Bakanlığı ile Koordineli çalışıp Grek Roma Helen Kültürü yerine İslam veTürk Kültürünü Esas almalıDiyanetİşleri Başkanlığı eserlerini özellikle Risale-i Nurları yüz ve bin temel eserlere dahil etmelidir.

Yorumu oyla      39      39  
Hatice SUNCİ 13 Kasım 2023 Pazartesi 19:14

Tek amacı seküler bir toplum inşa etmektir. Bu laiklik telakkisinde devlet, ya dinlere karşı savaşır ya da dini, muhtevasını boşaltarak seküler hayat tarzına dokunmayacak hale getirir. Bu laiklik telakkisinde din ve vicdan hürriyetinden söz edilemez. Bu bağlamda seklülerizm, bir totaliter ideolojiye bürünür; laik devlet, tüm kurumları ile dinle mücadeleye, dini “ADAM” etme çabalarına girişir. Güzel bir öz eleştiri Adnan bey ,laiklik ve din işine gelen ideolojilerin etkisi altında malisef.Emeğine sağlık hocam

Yorumu oyla      39      39  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Gençlerbirliği
döviz
ihracat
eyfel kulesi
A Milli Takım
Maden Ocakları
ROMA
Kredi notu
sosyal