Hükümete yakın Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan tartışma yaratacak bir yazı kaleme aldı.
“Bilimsel üretimin, ideolojik yapıdan, iktidar araçlarından ve egemen sınıftan bağımsız olmadığına ikna olmuşsak, aynısının kültürel üretim için de geçerli olduğunu kabul etmek durumdayız” diyen Kaplan yazısını şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkî Cumhuriyetlerden Batılı başkentlere değin, opera en elit sanat formlarından biri olarak temayüz ediyorsa ve Türk musikisi unutulma safhasına girdiyse, bunun basit bir 'ilgi çekmiyor' teziyle açıklanamayacağı da aşikârdır.
Ne var ki, iktidar olsa da kendi elit sınıflarını üretmekte zorlanan muhafazakâr kesim, bu noktadan itibaren iki uca savruldu: Ya kendisine sınıfsal düşmanlık beslese de, 'beyaz maske'leriyle arzı endâm edip o sınıfsal düşmanlığı yok sayıp, söz konusu sınıfın eserlerine tonlarca para akıttı, filmlerini yere göğe sığdıramadı, kitaplarını başucundan ayırmadı. Ya da elit kelimesine düşmanca bir anlam yükleyip, yargılayıcı parmağını ona doğrulttu ve elitizm ile elit sınıf arasındaki ince çizgiyi sildi. Hâlbuki o çizgi önemlidir ve elitleri savunmak gerekir.”
“ELİTLER TOPLUMU AYAKTA TUTAN SACAYAKLARINDAN BİRİDİR”
Köşesinde “Elitler, bir toplumu ayakta tutan sacayaklarından biridir” diyen Sabah yazarı Kaplan “Bilimsel veya kültürel ya da felsefi anlamda o toplumun verdiği en ileri örnekleri husule getiren ve yüzyıllar sonraya mirası aktaran elit sınıflardır” ifadelerini de kullandı.
“ELİTLERİMİZLE BARIŞIRKEN…”
Osmanlı’nın son dönemindeki Saray alimleri veya Padişah’ın himayesindeki sanatçılardaki ilmi ve estetik birikimin, kurucu paşalarda veya ona bağlı olan sanatçı kesimde olmadığını iddia eden Hilal Kaplan yazısını şöyle sürdürdü:
“Keza ilmî anlamda da Renan'a cevap verecek nitelikte bir Nâmık Kemal özgüvenini de Cumhuriyet döneminde bulamayız zira Cumhuriyet elitleri bize, Renan'ın haklılığını kanıtlamaya girişmişlerdir.
Ancak sizce de bu kısırdöngüyü kırmanın ve Kemâl Karpat Hoca'nın, ‘Osmanlı'dan günümüze elitler ve din’ kitabında sorduğu, ‘Geleneksel tarihi bir toplum ve devlet, kendi iç gücü ile kendisini yenileyebilir mi?’ sorusunun peşine düşme vakti gelmemiş midir?
Cumhurbaşkanımızın dediğinin aksine, yeni AKM, muhtemelen sadece elit bir grubun opera dinlemek ve sergi gezmek için geldiği bir mekân olacaktır. Ancak bu kötü bir şey midir? Elitlerimizle barışırken, onları da toplumlarıyla barışmaya yöneltecek, kendilerine getirecek bir metodun izini sürmek imkânsız mıdır? Bu sorular kuşkusuz üzerinde düşünmeye değerdir.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...