EKONOMİK krizin Türkiye'deki yansımalarını AKŞAM'a yorumlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, IMF ile anlaşma olmaması halinde TL'de keskin bir devalüasyon olacağını söyleyen ekonomi çevrelerine ateş püskürdü. Gedikli, dalgalı kurda TL'nin değerini kimsenin öngöremeyeceğini vurguladı. IMF'yi de eleştiren Gedikli, 'IMF, miyop bir kurum olmaya devam ediyor. Türkiye'den mali milat tarzı bir uygulama istiyor. Şu ortamda mali milat olur mu? 1999'da yasası çıkarıldı, sermaye Türkiye'den kaçtı ve büyük bir ekonomik krize kapı aralandı' diye konuştu. Gedikli, piyasalardaki sallantı, dolardaki yükseliş ve ekonomide derinleşen kriz konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Alman Commerzbank'ın döviz stratejisti Ulrich Leuchtmann'ın, 'Hükümet, mart seçiminin ardından IMF ile hızlı bir anlaşmaya olanak sağlayabilecek mali politikasında U dönüşü yapmazsa, liranın değer kaybından başka alternatif görünmüyor. Hükümet cari işlemler ve bütçede çifte açık yaratarak ateşle oynuyor' yönündeki tespitlerine karşı çıktı. 'Commerzbank, Türkiye'nin IMF ile anlaşma yapmasına niye ilgi gösteriyor? Alman ekonomisi resesyona girdi. Euro, dolar karşısında değer kaybediyor. Leuchtmann spekülatif yaklaşıyor' diyen Gedikli, şu tespitleri yaptı:
IMF mali milat istiyor
'IMF ile anlaşılamayan üç noktadan biri IMF'nin mali milat tarzı bir uygulamayı istemesi. 1998'de Uzakdoğu Asya krizi başlamıştı. Öyle bir dönemde, o zamanki iktidar (DSP-MHP-ANAP) mali milat uygulamasını getirmeye kalktı. Ne var ki büyük bir sermaye kaçışı oldu Türkiye'yi krizi götüren temel gerekçe de buydu aslında. AK Parti bu yasayı kaldırdı. Şimdi daha büyük bir kriz var. IMF, mali milat istiyor. Şu ortamda mali milat uygulaması olur mu? İngilizce'de 'short sighted' deniyor. IMF hala miyop bir kurum olmaya devam ediyor. IMF'nin önerisi, bu kadar büyük bir krizi görememiş olmak demektir.'
IMF'nin 3 önerisi yanlış
'IMF, ikinci olarak Gelir İdaresi'nin bağımsız olmasını istiyor. Tüm dünyada genel geçer uygulaması değil ki bu. Sadece ABD'de var. IMF'nin üçüncü koşulu da daha sıkı vergi denetiminin yapılması. Bu da olamaz. Talebin düştüğü, tüketimin azaldığı, satışların ve ciroların düştüğü ortamda vergi denetimlerinin artması, ters tepecek bir uygulama olur, ekonomiye zarar verir. Yani üç öneri de şu anki kriz ortamında en azından zamanlama olarak yanlış.'
akşam