IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında düzenlediği basın toplantısında konuşan Kahn, Türk ekonomisinin oldukça iyi gittiğini söyledi. Dominique Strauss-Kahn, küresel ekonominin iyi gitmediğini ancak Türk ekonomisinin şu ana kadar iyi gittiğini ve son yapılan açıklamaların da Türkiye’nin doğru yolda olduğunu gösterdiğini belirtti.
Ali Babacan haklı
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Türkiye-IMF görüşmeleriyle ilgili olarak, “Ali Babacan haklı, Türk yetkililerle uzun süredir görüşme halindeyiz ve bu tartışmayı yıllık toplantı sırasında sürdürmenin doğru olmadığına karar verdik. Dolayısıyla görüşmelerimiz toplantıdan sonra devam edecek. Biz her zaman görüşmeye hazırız” dedi.
Türkiye ekonomisinden ümitli olduğunu vurgulayan IMF Başkanı, Türkiye herhangi bir mali desteğe ihtiyaç duyarsa teknik desteğe devam edeceklerini kaydetti.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, “Ancak bunu acele ettirmeye hiç gerek yok. Yıllık toplantının gündemini yıllık toplantıya ayırmak, ikili ilişkilerle boğmamakta fayda var” diye konuştu.
Ekonomi köşeyi döndü
“Küresel ekonomi sanki köşeyi dönmüş gibi” diyen, Kahn, yükselen işsizlik ve bunun yaratacağı sorunlara ilişkin olarak hâlâ kaygı duyduğunu belirterek, büyümenin arttığını, bunun iyi bir haber olduğunu ancak işsizliğin önümüzdeki aylar boyunca artmaya devam edeceğini kaydetti.
Kahn, şöyle devam etti: “Her ne kadar senaryolarımıza göre 2010 yılı, küresel açıdan büyümenin artacağı bir yıl olsa da, birtakım riskler var. Birincisi, çok erken bir çekilme... Gerek parasal gerek mali açıdan yapılanlarda bir durgunluk olması tehlikesi... Mali açıdan IMF’nin önerileriyle birtakım yatırımlar yapıldı fakat şimdi çıkış stratejisini uygulama zamanı değil. Tabii bunu düşünmek lazım, çıkış stratejisini hazırlamamız gerekiyor ama henüz uygulama zamanı gelmedi. Bazıları bunu çok erken yapmak istiyorsa, bu durum hakikaten toparlanmaya zarar verebilir.”
Küresel işbirliğine devam
IMF olarak amaçlarının kriz sonrası finansal düzeni biçimlendirmek olduğunu ifade eden Kahn, bu konuda birtakım prensipleri olduğu, bunlardan birinin ulusla-rarası alanda sürdürülebilir bir işbirliği politikası olduğunu vurguladı. G20 zirvesinde alınan kararlardan birinin de ülkelerin IMF’deki kotalarının artırılması kararı olduğunu belirten Kahn, alınan bu kararın çok önemli bir reform olduğunu, böylelikle ülkelerin IMF’deki ağırlıklarının artacağına ve daha iyi bir şekilde temsil edileceğine işaret etti.
Ekonomik alanda işbirliğinin devamının önemi üzerinde duran Kahn, G20 zirvesinde küresel düzeyde finansal istikrarı sağlamak ve düzenlemek için alınan kararlar üzerinde durdu.
İşbirliğinde üç prensip
Küresel işbirliği için kendi adına üç prensipten söz edebileceğini belirten IMF Başkanı Strauss-Kahn, şöyle devam etti:
“Sanırım çabalarımız kriz sonrasında bu üç prensip çerçevesinde gelişmeli. Bizim İstanbul’daki toplantılarda başlangıç noktamız bu olmalı, kriz sonrasına yeniden şekil verme adına. İlk prensibimiz şu olabilir: Uluslararası işbirliği. İkincisi, mali istikrar ve daha iyi denetim, üçüncüsü de sağlam bir uluslararası para sistemi ve bunun mutlaka küresel bir son çare kredi veren kuruluşla ilişkilendirilmesi.”
Bazı ekonomik düşüşlerle ilgili olarak genel bir değerlendirme yapmak istediğini de kaydeden Strauss-Kahn, piyasalarda satışların olduğunu, sıradan vatandaşların tasarruflarında düşüşler yaşandığını ve küresel ekonominin dünya savaşından sonra en derin düşüşü yaşadığını ifade etti.
‘G7 merhum oldu’
Gelişmiş yedi ülkenin oluşturduğu G7 grubunu ‘merhum’ olarak niteleyen Kahn, G7’nin sanayileşmiş yedi ülkeyi bir araya getirdiği için diğerlerini dışladığını ifade etti. G20 ile söz konusu durumların değiştiğini kriz sonrasında değişen koşullara uygulanacak metotların izleneceğini ifade eden IMF Başkanı Strauss-Kahn, bu çerçevede finansal sektöre yönelik düzenlemelerin çok önemli olduğunu kaydetti.
Küresel kriz ardından yaşanacak büyümenin tekrar eski seviyesine ulaşmasının zaman alacağını kaydeden Kahn, küresel düzeyde büyük dengesizliklerin olduğunu, bazı ülkelerin büyük rezervlere sahipken bazı ülkelerin yeterli rezervi olmadığını söyledi.
Strauss-Kahn, “Piyasalardaki spekülasyonların daha sakin hale getirilmesi için vergi toplanarak Dünya Bankası’nın kalkınma faaliyetlerinde kullanılması mümkün olabilir mi?” sorusu üzerine, bu fikrin 1970’li yılların ilk başlarında ortaya çıktığını söyledi. Strauss-Kahn, G20’ye de bu konuda bir rapor hazırlayacaklarını belirterek, finans dünyasının özel bir vergi oluşturmasının çok çalışılması gereken bir konu olduğunu vurguladı.
İşsizlik daha kötüleşecek
Dominique Strauss-Kahn, gelecek yıl karşılaşılabilecek risklere değinirken, işsizliğin daha da kötüleşeceği kesin. İşçi talebini destekleyen politikalara ihtiyacımız var” dedi. Strauss-Kahn, ancak işsizliğin daha da kötüleşeceğinin kesin olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Bu, sadece talebi etkileyen ekonomik bir problem değil, aileler ve toplumlar için acı sonuçlar içeren ciddi bir sosyal problem. Birçok ekonomide iş kaybını önlemek için işçi talebini destekleyen politikalar izleniyor.
Daha fazla ülke bu tür politikaları kabul etmeli. İşçi talebini destekleyen politikalara ihtiyacımız var.” Strauss-Kahn, finansal reform gündeminin şüphesiz zorlu, karmaşık olduğunun ve sürecin zaman alacağının altını çizerek, “Zaman reformun düşmanıdır. Finansal sistem düzenlemesinin geleceği için acil olarak, belirsizliği azaltacak ve güveni destekleyecek açık bir görüş gerekiyor” diye konuştu.
IMF olarak kredi alan ülkelere yönelik inandırıcılığın nasıl sağlanabileceği üzerinde çalıştıklarını anlatan Kahn, IMF’nin G20 zirvesi sonucunda yüklendiği pozisyonun yeni olmadığını, 65 yıl önce kurulurken de aynı düşünceler içinde olduklarını söyledi.
IMF’nin tekrar 65 yıl önceki kuruluş felsefesine yönelmek istediğini belirten Kahn, ekonomik istikrarsızlıkların, finansal krizlerin sosyal sorunları tetiklediğini, demokrasiyi tehlikeye düşürdüğünü, savaşlara yol açtığını kaydederek barış için ekonomik ve finansal istikrarın sağlanması gerektiğini ifade etti.
Bir gazetecinin, “Son 50 yıla baktığımızda IMF’nin hiçbir zaman en büyük üyesini disiplin altına alamadığını görüyoruz. Sizce bu konuda bir değişiklik olacak mı?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Kahn, şunları kaydetti:
Son 65 haftamıza bakın
“IMF’nin 65 yılına baktığınızda doğru haklısınız ancak, son 65 haftasına baktığınızda durum farklı. Bizden tek istenen şey doğru olmak. Biz bir ülke değiliz, bizim ordumuz yok. Hukuki yasal kurallarla başkalarına bir şey yaptırabilecek durumda değiliz. Yapabileceklerimiz sınırlı. Herhangi bir uygun bulduğumuz politikayı yürürlüğe sokacak gücümüz yok. Bizim tek bir silahımız var, bu da doğru olmak, haklı olmak ve ülkeleri bizim söylediklerimiz konusunda ikna etmek.”
‘Atatürk’ten esinlendim’
IMF’nin küresel finansal düzenleyici olmadığına dikkati çeken Strauss-Kahn, devam etmekte olan kendi finansal sektör gözetim düzenlemelerinin bu çabaya yardımcı olabileceğini kaydetti. Bugünün problemlerini çözmekte ve yarının zorluklarını aşma, birlikte çalışma konusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ülkeler çeşitlidir fakat uygarlık birdir ve ulusun ilerlemesi için bu tek olan uygarlığa katılması gerekir” sözlerinden esinlendiğini ifade eden Strauss-Kahn, istikrarlı bir küresel ekonomi inşa ederken birlikte çalışmaya devam etmek gerektiğini söyledi. Bu arada, Strauss-Kahn’ın konuşması sırasında toplantının yapıldığı salonda geniş güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü.
‘İstanbul’daki toplantı IMF’nin yeni başlangıcı’
Dünya ekonomisi için hâlâ bazı risklerin olduğunu, bunların kontrol altında tutulabileceğini söyleyen IMF Başkanı Strauss-Kahn şöyle konuştu: “Küresel krizde altı ay öncesine göre daha iyi bir durumdayız. Bu yıllık toplantımızın küresel yönetişimle ilgili çok önemli bir zamanda gerçekleştiğini söylemek istiyorum. Aynı zamanda, aynı hedeflere doğru yönlenen, aynı politikaları uygulayan ve çok taraflı kurumların tavsiyelerini bu kadar birlikte uyulduğu başka bir zaman yaşamadık geçmişte.”
Kahn, Pittsburgh’da geçen ay yapılan G20 zirvesinde ekonomik ve finansal konularda çok önemli kararlar alındığını hatırlatarak, İstanbul’da yapılacak toplantılarda alınan bu kararların uygulamaya konulması konularının görüşüleceğini söyledi. Kahn, İstanbul’daki bu toplantının da IMF’nin yeni bir başlangıç yapması için olanak sağlayacağını umduğunu kaydetti.
‘Hâlâ sosyalistim, IMF’nin itici gelmesi gayet normal’
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, NTV’de ayakkabı fırlatılması olayını değerlendirdi. Kahn şunları söyledi: “Bence o kadar ilginç değil ama ben bir üniversite profesörüyüm. Bazı öğrencilerin protesto yapmasına alışığım ve bana sorarsanız Türk öğrenci Fransız öğrencilere göre çok daha kibar, en azından toplantıyı sonuna kadar bekledi sonra davrandı, baştan değil. Bu gibi olaylar sık sık oluyor, ben gayet alışkınım. Bu kadar çok ilgi çekmesini doğru bulmuyorum. IMF’nin özellikle üniversitelerde itici gelmesi son derece olağan bir durum. Bizim yeni kurallar uyguladığımızı söylüyordum.
Elbette bunları söylemene rağmen bazen protestolarla karşılaşabilirsin. IMF’nin ne olduğunu, ne yaptığını bilmiyorlar. Bu bizim suçumuz. Ayakkabılı ya da ayakkabısız, protesto olsun ya da olmasın kim olduğumuzu anlatmamız gerekiyor. IMF’ye muhalefet özellikle Asya ve Afrika’da giderek azalıyor.”
IMF Başkanı “Hâlâ sosyalist olduğunuzu düşünüyor musunuz” sorusunu da “Evet hâlâ sosyalistim, ben burada işimi yapmaya çalışıyorum” yanıtını verdi.
‘Krizin nedeni kapitalizm değil’
IMF Başkanı, ayakkabı fırlatan Selçuk Özbek’ten neden şikâyetçi olmadığını, “İnsanların fikirlerini ortaya koyması gerektiğini düşünüyorum, bu ayakkabıyla bile olsa” sözleriyle açıkladı. IMF’nin yeni rolünü anlatan Strauss-Kahn, “Geçmişte sıkça ‘tek reçete herkese uyar’ gibi bir yaklaşım söz konusuydu. Bu yaklaşım ülkenin koşularını dikkate almıyordu. Örneğin Türkiye’de yaptığınız Ukrayna ile aynı olamaz. Artık ülkeye odaklanıyoruz” dedi.
Krizin nedeninin kapitalizm olmadığını kaydeden IMF Başkanı, “Bu, bir ev yanyorsa bundan suçlu olan ateşin kendini demek gibi bir şey. Burada senin yapman gereken yangına neden olacak koşulları engellemek. Küreselleşme karşıtları bizimle oturup tartışmalı” diye konuştu.
Strauss-Kahn kimdir?
IMF’ye 2007’de başkan olan Strauss-Kahn, Fransa’da sosyalist Lionel Jospin’in başbakanlığı sırasında, 1997-99 arasında ekonomi bakanlığı yaptı. Bu görevi sırasında Fransa’nın avroya geçişinde önemli rol oynayan Strauss-Kahn, sosyalist olmasına rağmen uyguladığı özelleştirme programıyla dikkat çekti. Fransız ekonomisi, Kahn’ın ekonomi bakanlığı döneminde hızlı bir büyüme sergilerken, işsizlik ve kamu borcu azaldı. Kahn, bu yılki cumhurbaşkanlığı seçimleri için Sosyalist Parti’de, cumhurbaşkanlığı aday adayı yarışına girmiş ancak kaybetmişti.
Sıfır faizle 17 milyar dolar kredi
IMF Başkanı Strauss-Kahn, düşük gelirli ülkelere 2009 yılında verecekleri toplam borç miktarının 2008’in dört katı olacağını söyledi. Özellikle G20’nin nisan ayındaki toplantı talebi sonrasında yeni bir kredi imkânı yarattıklarını belirten IMF Başkanı, şunları söyledi: “Sıfır faizli kredi kullandırdık. Geçmişte hiç böyle bir uygulamamız olmamıştı. Bu konuda esnek davranmamız istendi. Biz de esnek davrandık. Önümüzdeki iki yıl boyunca düşük gelirli ülkelere 8 milyar dolarlık krediyi ‘sıfır’ faizle vereceğiz. 2014’ün sonuna kadar bu miktar toplam 17 milyara çıkacak. Düşük gelirli ülkelere 2009 yılında vereceğimiz toplam borç miktarı 2008’in tam dört katı olacak.”
Afrika krizin masum mağduru
IMF-Dünya Bankası Yıllık toplantıları kapsamında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Strauss-Kahn, Liberya’dan gelen bir gazetecinin, Güney Afrika’daki işsizlik ve para birimlerinin güçlendirilmesi konusundaki sorunlara IMF’nin nasıl yardım edebileceğine ilişkin sorusuna yanıt verirken “Liberya dahil çeşitli Afrika ülkelerinin bir bakıma krizin masum mağdurları olduğunu görüyoruz. Büyümedeki azalma bu ülkeleri de etkiledi” dedi.
Strauss-Kahn, krizin Güney Afrika ülkelerinde ihracatı, etkilediğini belirterek, “Bu ülkelere yardım etmek için üç yöntem var. Birincisi bize başvuran olursa tavsiyede bulunabiliriz. İkincisi ‘özel çekme’ hakları veriyoruz. Üçüncüsü, söz konusu ülkelerin finansal durumlarını güçlendirmeye çalışıyoruz.”
“Arjantin’in dördüncü bölümü gerçekleştirmeyi reddetmiş olmasının G20’nin kendi üstüne aldığı sorumluluğu reddetmesi anlamına gelmiyor mu?” sorusuna karşılık da Strauss-Kahn, “Arjantin’in dördüncü maddeyi kullanmayacağını nereden biliyorsunuz? Maliye Bakanı’nız ve Cumhurbaşkanı’nız ile daha yeni görüştüm. Gayet olumlu adımlar atılıyor” yanıtını verdi.(RADİKAL)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...