İŞAKİ, Irak - Geçmişteki şiddetin geleceği de etkilemesinden korkan İşaki'nin ileri gelenleri, Amerikalıların çekilmesini ve ulusal siyasetteki kaosu fırsat bilip bölgede kendi adaletleri dağıtmaya başladı. Direnişçi olduklarından şüphelendikleri kişileri ve onların ailelerini ölüm tehdidiyle kentten sürüyorlar. Bu insanların nereye gideceği şeyhlerin umurunda değil. Aşiret reisi Şeyh Hüseyin Saydun, "İşaki olmasın da, neresi olursa olsun" diyor. Nüfusun çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu İşaki, Bağdat ile Saddam Hüseyin'in memleketi Tikrit arasındaki otoyolun yakınlarında bulunuyor. "Eğer geri gelirlerse, anında öldürülürler. Mesele bundan ibaret" diyor Saydun. Burada ve benzeri kentlerde yeni bir Irak şekilleniyor. Demokrasinin yeni fikirlerinden destek alsa da yüzyıllarca eski gelenekler ve aşiret reislerinin hükmü hâlâ ziyadesiyle geçiyor. Bu şeyhlerin çoğu "Uyanış" savaşçılarının oluşturduğu grupları yönetiyordu. Bu Sünni savaşçıların ABD işgaline karşı mücadele etmeyi bırakıp saf değiştirmeleri sayesinde ülkenin kaderi bir anda değişmişti ve ABD militanlara karşı başarı elde etmeye başlamıştı. Bu grupların hâlâ Irak'ın kırsalında sözü geçiyor. Şimdi de aşiret reisleri, Amerikan ordusunun çekilmesi ve Bağdat'taki siyasi krizin bitmek bilmemesinin, kendilerini dizginleri ele almaya ittiğini söylüyor. Şeyh Dalf Halob, "Mezhepsel sorunların geri dönmesine izin vermeyeceğiz" diyor. Bu b ölgede b ulunan v e i çlerinde Şiilerin de bulunduğu yaklaşık 60 aşiretin reisleri geçenlerde toplanıp, terörle mücadelede aşiret liderlerine yetki veren bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, direnişçilerle onlara yardım edenler arasında hiçbir fark gözetmeyen, meseleyle ilgisi olmayan aile üyelerini bile kurbanlara büyük ödemeler yapıp bölgeyi terk etmeye zorlayan cezalar öngörüyor. Anlaşmayı yerel yetkililer ve güvenlik güçleri komutanları da imzalayıp, bölgenin güvenliğini aşiret reislerine devretti. İşaki Belediye Başkanı Taha Ahmed, "Amerikalılar gidince kaos geri döndü denmesini istemiyoruz" diyor. Irak'taki pek çok kent ve kasaba gibi, İşaki de Amerikalıların çekilmesinin ardından bir belirsizlik döneminden geçiyor. İşgal sırasında bir zamanların verimli tarlaları, kanlı savaş alanlarına dönmüştü. İnsanlar hem Amerikan askerleri hem de direnişçilerden çok çektiklerini söylüyor. İşaki, Amerikan işgalinin getirdiği nimetlerden de yararlandı. 10 okul ve bir hastane inşa edildi, su arıtma tesisleri onarıldı, yollar ve kaldırımlar döşendi. Yerel bir konseyin başkanı olan Raşid El Şathir, otomobiliyle ofisinden çiftliğine giderken bir zamanlar yakındaki Dicle Nehri'nin suladığı ama savaşın çoraklaştırdığı ve artık kimsenin bakmadığı tarlalarda inşa edilen evleri gösteriyor. 1988'den beri bölgede çiftçilik yapan Şathir, "Ben çocukken buralar hep yemyeşildi" diye anlatıyor. 2006 ila 2008 arasında çiftliğinin yasak bölge haline geldiğini ve kimsenin gidemediğini anlatıyor. Yerel yetkililerin çoğu bu bölgenin hâlâ güvenli olmadığını belirtiyor. Şathir, "Çatışmalar genelde buralarda oldu. Ağaçların arkasında saklanıyorlardı" diyor. Artık hasadın azaldığını, Suriye ve İran'dan ithal edilen meyve ve sebzenin de fiyatları düşürdüğünü söylüyor. Ekonomik sorunlar ve işsizlik her yerde hissedilirken, bu şartların gençleri yeniden militanlığa yöneltmesi ihtimali yetkilileri endişelendiriyor. Aşiretlerle yapılan güvenlik anlaşması uyarınca, yerel yönetim de daha fazla istihdam alanı yaratma sözü verdi. Şathir, "Bir insan açsa her şeyi yapar" diyor. İşaki'de olanlar başka bir Irak gerçeğini de gözler önüne seriyor. Yöresel düzeyde aşiret kimliği ve geleneklerin saltanatı geçerli. "Tarih boyunca buradan pek çok yönetim geçti ama hiçbiri bizim için bir şey yapmadı," diyor Şeyh Ali Rahim.
New York Tımes
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...