Önceki gün ‘sıkılan kedi’ örneği ile bankaların üzerine çok gelindiğini anlatmaya çalışan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, hızını alamayıp Kuzey Irak Erbil’de, Merkez Bankası’nı eleştirmeye bu kez çok ağır ifadelerle devam etti. Özince, bankacılık sektörünün zamansız ve gereksiz bir şekilde kârlılığının tırpanlandığını belirtirken, kredilerin dış ticaret açığı ürettiği tezinin bir hayal olduğunu söyledi.
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bazı bankaların kredi hacimlerinin çok yükselmesine ilişkin alınan Merkez Bankası tedbirlerini yerden yere vurdu. Önceki gün İstanbul’dan Merkez Bankası’na eleştirilerini yıkanan ve sıkılan kedi örneği vererek yapan Özince, şube açılışı için gittiği Kuzey Irak Erbil’de ise çok ağır konuştu.
Düz mantık hareketi
Merkez Bankası’nın ekonomiyi soğutma yönünde bankalara yönelik aldığı kararlara ilişkin soruları Özince, şöyle yanıtladı:
“Ben bunu doğrusu anlayamıyorum. Ben ne ekonomistim ne Merkez Bankacıyım. Benim bütün anladığım piyasayı, ekonomiyi tüm unsurlarıyla iyi teşhis etmeye çalışmak.
Bankacılık sadece kuralla yapılmaz. Ticaret gönüllü yapılır. Ticarette alıcı ve satıcının niyetini anlarsınız ve onu yönlendirmeye çalışırsınız. Bankacılık, nihayetinde kaynak aktarma işidir. Kaynak da dış ticaret açığı yaratmak için aktarılmaz. Kaynak, üretim için istihdam için aktarılır. Bizim İş Bankası özelinde kredilerimizi üçe bölecek olursak her bir üçte bir parçası sırasıyla kurumsal, KOBİ ve bireysel segmentlere ait. Yani bugün kurumsal kredilerimizin çok büyük bölümü başta enerji olmak üzere proje finansmanına özgüleniyor. Bunun dış ticaret açığı yarattığını düşünmek hayaldir, hayal... KOBİ kesiminin yarısını en az imalatçı KOBİ’ler, büyük bölümünü ihracatçı teşkil ediyor. Bireylerin de kullandıkları kredilerin haddi yüzde 80’i, ki değil, tartışılır. Konut kredisi mesela dış ticaret açığı yaratır mı yaratmaz mı? Konut kredisinin en önemli kapattığı açık, güvenli konut açığı... Buyurun bugün engelleyin konut kredisini...
Depreme bu kadar açık bir ülkede insanların iyi standartlarda 40 yılda bir ödeyebilecekleri faiz oranıyla elde edecekleri konut finansmanını, bunun yaratacağı üretimi, istihdamı erteleyin. Bunun hiçbir mantığını anlamıyorum. Bugün düz mantık, ’Kredi artışı dış ticaret açığını etkiliyor’ derken, o kredinin cinsini açıklamaya, o ayrıntıya girmeye ihtiyaç duymadan doğru orantı kurmak benim anlayabildiğim bir konu değil.”
Niye faiz verilmiyor?
Bankacılık sektörünün çok zamansız ve çok gereksiz bir şekilde kârlılığının tırpanlandığını düşündüğünü ifade eden Ersin Özince, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hadi munzam karşılığı artırdınız, anlamıyorum ben de... Bir nedeni, mantığı var. Peki bunun faizini vermemek niye? Faizi sıfır yapmak niye? Niye sıfır? Bir değil, iki, üç değil...
Ben bu politikaların mutlaka doğru bir nedenden kaynaklandığını ama yanlış tedavi yöntemi olduğunu düşünüyorum.
Doğru tedavi yönteminin ne olabileceğine dair birtakım önermeler yaptığımızda, ‘Bunlar serbest piyasada uygulanamaz’ diye cevaplara şahit olduk. Serbest piyasa ekonomisinde hiçbir şey yapılamıyor da yapıla yapıla sadece bankalara mı yapılıyor?”
A.A
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...