Böyle olacağı belliydi. Ama alışığız. İlla timsah gözyaşları dökeceğiz. Kendi elimizle ayağımıza kurşun sıkıp sonra da ah vah edeceğiz; “Kahrolsun başkaları” diye.
Şöyle ki;
İnternet medyası, YouTube’a can simidi olarak sarılmıştı. Copy-paste haberciği ile gazetecilik oynayan anlı şanlı haber siteleri, mal bulmuş mağribi gibi her güne bir YouTube görüntüsü sıkıştırmış, veri tabanlarını YouTube’a göre yenilemişlerdi. İşin kolayıydı çünkü. Hem hazır görüntüler kullanılıyor, hem ek bir maliyete gerek kalmadan okur daha rahat avlanıyordu.
Bir de gizli bir konsensüsle belli haberlerin üstüne gitme huyu vardı. YouTube’da binlerce görüntü arasından biri seçiliyor ve siteler o görüntüleri “Fenomen” olarak sunuyordu. Bir durum ifadesinden çok, duruma haber değeri yükleyebilmek için okura el altından verilen mesajdı aslında; “Affedin bizi. Ama fenomen! Ne yapabiliriz ki? Biz haber yapıyoruz.” Gazeteciliğin YouTube hazır görüntülerine endekslenmiş olmasının gazetecilik vicdanını sızlatmasının telafi çabasıydı yani.
Bu, bir şey. Keşke her şey burada başlasa ve bitse. Ama hayır. Öyle tek katmanlı okunamayacak kadar karmaşık bir durum karşısındasınız ama hala o karmaşık durumu o eski alışkanlığınız üzerinden anlamlandırmaya çalışıyorsanız, ipin ucunu kaçırırsınız.
Ortada bir silah varsa ve eğer siz o silahı meşrulaştırır, popülerleştirir, gözden kaçamayacak hale getirir, olur olmaz her yerde göstererek güçlü kılarsanız, o güç karşısında kontrolünüzü kaybedersiniz. Kayboldu.
Bakın, bugün birçok haber sitesi PKK’nın da YouTube’u keşfettiği ve terör eylemlerinin görüntülerini yayınlayarak reklam yaptıklarını duyurdu ve tepki gösterilmesi için okurlarına gerekli linkleri verdi.
Tamam, tepki gösterelim. PKK’ya lanetler yağdıralım. Ama bu haliyle ne işe yarar?
Medya YouTube imtihanını bu sefer de böyle kaybetmişti.
Aynı son zamanlarda fenomen olarak sunulan Maskeli Aylin geyiği gibi. Bir aklıevvelin binlerce benzer görüntü arasından seçip servise sunduğu soyunma görüntüsünü bütün “haber siteleri!” flaş flaş flaş diye vermiş, kendini pazarlamasına önce önayak olmuş, sonra da güya bu rezaleti deşifre etmeye girişmişlerdi. Her deşifre girişimine o soyunma görüntülerini ekleyerek tabii. Ne oldu? Tepkiler ne işe yaradı? Sonuçta reklam, fazlasıyla yapılmıştı.
Nasıl ki diğer görüntülerde doğacak olası sonuçlar hesap edilemediyse PKK haberinde de ölçü konamayacaktı, konamadı. Belki sadece meraklıları girip bakacaktı PKK’nın o görüntülerine. Birkaç çapulcu yani.
Ama şimdi; vatanseverliklerini zekayla terbiye edemeyen bu güruh, tutup milyonlarca insanı yönlendirdi o görüntülere. Düşünün, terör örgütü para verse yaptırabilir miydi bu reklamı? Kendi gücü o görüntülere ne kadar dikkat çekebilirdi? Ama hayır, bu ölçüsüzlük PKK’nın ekmeğine sürülen yağa dönüştü. Hem de en vatanseverler tarafından.
Evet, şimdi düşünün; o görüntülere tepki duyulmasını istemelerinin onarıcı etkisi mi daha büyük, yoksa o görüntüleri görünür kılmak için aptalca alet olmanın yıkıcılığı mı?
İşte bu yüzden, biz bu maniplasyona alet olmadık. Çünkü timsah gözyaşlarının anlamı olduğuna inanmıyoruz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...