Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'daki programlarının iptal edilmesinin sebebinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Almanya'da Türk vatandaşlarına dönük bir kampanya yapılmadığını, en son cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kendilerinin Almanya'nın birçok kentine ve Avrupa ülkelerine gittiklerini, oradaki vatandaşlarla kampanyanın bir parçası olarak temasa geçildiğini, görüşlerin aktarıldığını söyledi.
Almanların çok büyük bir çelişki içerisinde olduğunu belirten Kurtulmuş, "Siz hem Almanya'da Türk vatandaşların oy vermesi için izin vereceksiniz, önünü açacaksınız hem de demokratik bir yarışın önünü kapatacaksınız. Bu olağanüstü yüksek bir çelişkidir, demokrasiye, insan haklarına, fikir özgürlüklerine, siyasal katılıma aykırıdır, herhangi bir yüksek Avrupa değerleri adına neden bahsediyorsa hepsine aykırıdır." dedi.
Almanya'da "evet" diyenlerin kampanya yapamadığını ama "hayır" diyenlerin Almanya'nın her tarafında faaliyette bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"FETÖ'den PKK'ya kadar herkes istediği yerde, istediği şekilde faaliyette bulunacak, bu da bir çifte standart. Bu çok açıkça Almanya'nın 'hayır'a oynadığını gösteriyor. Alman siyasetçileri buradan bir kez daha uyarıyorum, bu doğru bir yol değil, sonunda mahcup olurlar. Şu anda anlaşılıyor ki Avrupa siyasetinde de, maalesef Almanya siyasetinde aşırı sağın, yükselen İslam, Müslüman karşıtlığının, yükselen Türkiye karşıtlığının, özel olarak bunlarla birlikte yükseltilen Erdoğan karşıtlığının sonucu olarak bazı Alman yetkililer bu kararları alıyorlar ama sonunda kendileri mahcup olacaklar."
Kurtulmuş, Almanya'da ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşların bu durumun farkında olduğunu vurguladı.
Avrupa'da muazzam bir ırkçılık, Türk düşmanlığı ve Erdoğan düşmanlığının körüklendiğini belirten Kurtulmuş, bu durumun yeni olmadığını, giderek dozunun arttığını, asıl dozu artan şeyin Almanya'daki faşizm olduğunu, bunun bir süre sonra Alman siyasetini boğacağını söyledi.
Almanya'nın tavrına karşı diplomatik bütün yolların kullanıldığını aktaran Kurtulmuş, Türkiye'nin bu durumun altında kalmadığını, Alman Büyükelçisinin çağrıldığını, ilerleyen günlerde Almanların bu durumu telafi edecek bir adım atacağını düşündüğünü dile getirdi.
Kurtulmuş, programlar netleştiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'ya gidip gitmeyeceğinin belli olacağını söyledi.
"Kılıçdaroğlu'nun inanarak söylediğini zannetmiyorum"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da "Hayır çıkarsa ne olur? Hiçbir şey olmaz, cumhurbaşkanı yerinde oturuyor. Başbakan mı düşecek? O da görevini yapacak, TBMM kanun yapacak ama 'evet' çıkarsa bizi büyük bir macera bekliyor." açıklamasının anımsatılması üzerine Kurtulmuş, "hayır" çıkmasının imkanı olmadığını, halkın büyük oranda "evet" oyu vereceğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Varsayalım ki Kılıçdaroğlu'nun düşündüğü gibi olsun. Aynı Kılıçdaroğlu, 'hayır' çıktığının ertesi gün kalkıp diyecek ki, o cumhurbaşkanı orada oturmasın, o başbakan orada oturmasın." değerlendirmesini yaptı.
"Evet" çıkarsa çok daha etkin, çok daha hızlı, çok daha kararlı bir şekilde yürüyen, tek elden yürüyen bir yürütme mekanizması olacağını anlatan Kurtulmuş, "Yürütme, yasama ve yargı birbirinden tamamen ayrı ve birbirlerini denetliyor olacak. Kılıçdaroğlu, bunu söylüyor da çok da inanarak söylediğini zannetmiyorum." diye konuştu.
"Kılıçdaroğlu'nun ılımlı bir kampanya yürüttüğü" belirtilerek, bu konudaki görüşleri sorulan Kurtulmuş, CHP'nin herhangi bir reform istikametinde atılacak adımına karşı klasik tavrının "rejim değiştiriyorsunuz" diye itiraz etmesi olduğunu, bu durumda da başta aynı şeyi yaptıklarını ama rejimin değişmediğini görünce üslup değiştirdiklerini, bunun seçim taktiğinin bir parçası olduğunu söyledi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |