On sekiz kez girmiş aile bakanlığı tenekeden çatılmış o barakaya. Beş çocuk bir de anne yaşıyor evde, baba cezaevinde. Anne hurdacı, miadı dolup gözden çıkarılmış çöp kenarı ütü, set üstü ocak şansı yaver giderse elektrikli soba peşinde. Yuvada gagasını ayırıp anne yolu gözleyen karga yavrularından daha şanslı değil evde bekleyen çocuklar. Zira şartlar çetin, eskisi gibi gözden çıkarılmıyor eskiler ‘bi yıl daha idare eder, seneye yenileriz’ pek bi moda şehirde.
Dilek Özçelik diyorduk değil mi.. İbadetini eda ettikten sonra camiden çıkan bakan beye kanser ilacını bulmakta zorlandığını anlatan kardeşimiz vardı ya.
Bakan bey de eline para sıkıştırmıştı hani. ‘görüyorum ki siz çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda’ On sekiz kez girmiş aile bakanlığı tenekeden çatılmış o barakaya. On sekiz kez gözleriyle görmüş tavandan tabana akan buz gibi çaresizliği, on sekiz kez aç çocukları, on sekiz kez biçare anneyi, on sekiz kez rüzgârın aralıklardan sızarak çıkardığı o soğuk uğultuyu.
Anne, miadı dolup gözden çıkarılmış çöp kenarı ütü, set üstü ocak ya da elektrikli soba peşindeyken yanarak öldü beş kardeş o barakanın içinde.
O tenekelerin aralığından sızan uğultu bağıra bağıra söylemişti halbuki, tavandan akan damlalar, boz beton, kapı penceresini kapatan karton: ‘gitmeyin yetkili abiler, bu çocuklar burada yaşayamaz. Burada zaten herhangi bir insan yaşayamaz, gitmeyin’ demişlerdi.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Hanım ilgili bakanlığın aylık sekiz on bin lira ‘yardımından’ bahsettikten sonra ‘dönüyorsunuz dolaşıyorsunuz her şeyi bir paraya bağlıyorsunuz’ dedi. Şaka yapılacak sıra değildi, beş çocuk -parasızlıktan- bağıra bağıra yanarak can verdi!
Şerit çekildi sonra evin etrafına ‘girilmez’ yazıyordu şeritte.
Girilmemesi gerektiği zaten belliydi ve o baraka o çocuklar orada titreye titreye yaşam mücadelesi verirken olay yeriydi, artık ibret yeri.
Vicdanının yerini tavana bakmadan, düşünmeden, tek seferde tarif edebilen her kimse ya da kuruluş ‘girilir’ diyemezdi zaten o eve. Beş çocuk yaşadı, yanarak can verdi o evde.
Bundan sonra siyaset yok, çiçek böcek sanat sepet konkon kelebek yazarım diyordum.. O işlerin önüne de şerit çekilmiş
giremiyorum.