Mardin Derik'te PKK'lı teröristlerin hain saldırısında şehit olan kaymakam Muhammet Fatih Safitürk'ün (35) öğretmen eşi Ayşegül Safitürk (32) Sakarya'daki babaevinde ilk kez konuştu. Saldırının ekmeklerini bölüştükleri insanlardan gelmesinin şokunu yaşayan Safitürk, bombayı patlatan yazıişleri müdürü Tahsin Erdaş'ı anımsatıp "Eşim çok büyük hainliğe kurban gitti" dedi.
Eşim yoğun bakımdayken hastanede büyük bir kalabalık ve üzüntü vardı. Tahsin Bey de (bombayı yerleştiren Yazı İşleri Müdürü) oradaydı "Tahsin Bey ne yapacağız şimdi" dedim. O ise "Onu koruyamadık yenge hanım" diyerek hıçkırıklara boğulup, ağladı. Eşimin şehit olduğu bilgisi geldi. Cenazemizi defnetmek için Sakarya'ya geldiğimizde cenaze töreninde yine Tahsin Bey vardı. Orada da "Ne oluyor Tahsin Bey" dedim. "Kendimi patlatırım onun saçının teline bir zarar gelmesini istemem" dedi. Sonra öğrendim ki patlayıcıyı koymuş. Uzaktan patlatılmasını sağlamış.
Bu büyük bir acı. Eşimin, insanlara olan güvenini, insan sevgisini, zerafetini, iyi niyetini bilen, onu yakından tanıyan birilerinin bu hain saldırıyı yapması ikinci kez içimi yaktı. İkinci acıyı bana yaşattı. Hala içim acıyarak 'Bey' diyorum. Ne diyeceğimi bile bilmiyorum.
Eşimle son görüşmemiz İçişleri Bakanlığı'nın Ankara'daki toplantısı oldu. (Konya'da öğretmenlik yaparken, eşiyle bu toplantıya katılıyor. Saldırı da toplantı dönüşü düzenlendi) Ankara'dan ayrılma vakti geldiğinde biz hızlı tren ile Konya'ya dönmek için gara gidiyorduk. Eşim "Ben gelmeyeyim, Eren çok ağlıyor benden ayrılırken, dayanamıyorum" dedi. Vedalaşıp ayrıldıktan sonra oğlum Eren "Anne bu sefer ağlamayacağım. Ben büyüdüm artık" dedi. Eşime içi rahat etsin diye Konya'ya gittikten sonra telefon açtım. "Eren büyümüş" dedim. O da bunun üzerine "Ah yavrum küçük yaşta büyüdü" dedi. Bu da son konuşmamız oldu.
Derik'ten önce Bingöl'de görev yaptı. O 'Ben burada görev yapamam' demeden, tercih bile yapmadan, bakanlık nereye atarsa oraya gideceğim' dedi. Ve gitti görev aşkıyla. Bingöl Kiğı'da 2.5 yıl görev yaptı. Gittiği bölgelerde insan ayırmadı. Halkın hep yanındaydı. Halk onun her şeyiydi.
Eşim şanıyla gitti. Şehitlik mertebesine layık bir insandı. Şanıyla gitti. Derik onun Hira'sıydı. (Hazreti Peygamber'in tefekkür için sık sık gittiği mağara) Tek başınayken, mücadele halindeyken, nöbetteyken gitti. Onunla gurur duyuyorum. Ömer Halisdemir nasıl kahraman olduysa eşim de Güneydoğu'da PKK ile mücadelenin kahramanı oldu.
Sabah, Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...