Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleşen '1. Yaşlılık Şurası'nda konuştu. Beştepe'de düzenlenen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019-2023 dönemini kapsayan bir "yaşlı vizyon belgesi" hazırladıklarını söyledi.
Erdoğan, "Bir evde, büyükanne büyükbaba, anne baba ve torunlar bir arada yaşayabiliyorsa o ev günün 24 saat yaşayan bir evdir. Şimdi bu var mı? Yok. Şimdi kaçan kaçana. Aile büyükleriyle ilişkilerin neredeyse bayram ziyaretlerinin bile ihmal edildiği bir periyoda dönüşmesini asla kabul edemeyiz. Ben kimsenin özel hayatına karışamam o ayrı mesele ama doğrusu ben kabullenemiyorum" dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında satırbaşları...
"TÜRKİYE İÇİN DURUM İÇ AÇICI GÖZÜKMÜYOR":
Yaşlılık için üzülmek yerine bu dönemimizi en güzel şekilde değerlendirmenin gayreti içinde olmalıyız. Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Bir kaç asır önce 40'ı bulmayan ortalama hayat süresi bugün 70'in üzerindedir. Hatta bazı ülkelerde 90'ı zorlamaktadır. Bu durum çözüm bekleyen pek çok meseleyi de beraberinde getiriyor. Batı ülkelerinde azalan genç nüfusun yerini diğer ülkelerden gelen göçmenler kapatıyor. Asya, Afrika, Güney Amerika ortalamanın çok üzerinde büyüyen nüfuslarıyla adeta dünyanın geleceğine talipler. Türkiye'nin durumu vahim değilse de çok da iç açıcı gözükmüyor. ülkemizde 65 yaş ve üzeri oran yüzde 8,8. Yaşlı nüfus oranımızın yıllar içinde artması ve 2040 yılında iki katına ulaşmasına bekleniyor.
"BUNUN İÇİN EN AZ 3 ÇOCUK, MÜMKÜNSE DAHA FAZLASINI TAVSİYE EDİYORUM":
İşte bunun için tüm nikah töreninde gençlerimize en az 3 çocuk, mümkünse daha fazlasını tavsiye ediyorum. Onun için bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur; gerisi Allah Kerim diyorum... Mecburuz, çünkü bu yapıyı dinamik genç nüfus yapısını sağlam tutalım. Bilhassa bizim gibi ülkeler için nüfus güçtür. Ortada yeterli nüfus yoksa, diğer imkanların kendiliğinden yok olup gitmesi kaçınılmazdır. Nüfus yapımızdaki bu değişim bize diğer pek çok nüfusun, hususun yanı sıra yaşlılarımıza götürülecek hizmetlerin artırılması gerektiğine de işaret ediyor.
"ANACIĞIMIN AYAĞININ ALTINI ÖPERDİM, ANAM AYAĞINI ÇEKERDİ":
Cennet anaların ayağı altındadır hadisi şerifini herhalde bilmeyen yoktur. Ben anacığımın ayağının altını öperdim, anam ayağını çekerdi. Anacığım bana cennet kokusunu çok mu görüyorsun derdim; ağlardı. Tavsiye ediyorum analarınızın ayaklarının altını öpün. Onlar gibisi yok. Onlar olduğu için biz varız. Onlar olmasa biz yoktuk. Zaman zaman araçların arkasında gördüğüm bir yazı "Anamın duası, babamın gölgesi yeter" diyor. Gerçekten de bizim milletimiz için başka hiçbir beklentiye girmeden, sadece duası bile anaya babaya ömür boyu hizmet etmek için yeterli bir sebeptir.
"KİMSENİN ÖZEL HAYATINA KARIŞAMAM AMA BEN KABULLENEMİYORUM":
Bir evde, büyükanne büyükbaba, anne baba ve torunlar bir arada yaşayabiliyorsa o ev günün 24 saat yaşayan, içinde huzur bulunan bir yerdir. Olması gereken budur. Ama bu var mı şimdi? Yok. Şimdi kaçan kaçana… "Ben yetiştim" diyor gidiyor bir tarafa. Halbuki asıl olan bu değil. Büyükşehir hayatının böyle bir aile modelini zorlaştırdığının farkındayız. Fakat bu durumun aile büyükleriyle ilişkilerin neredeyse bayram ziyaretlerinin bile ihmal edildiği bir periyoda dönüşmesini asla kabul edemeyiz. Ben kimsenin özel hayatına karışamam o ayrı mesele ama doğrusu ben kabullenemiyorum. Aynı şehirde yaşayıp da en azından her hafta sonu anne babalarımızı torunlarımızı bir araya getirmiyorsak haksızlık yapıyor vebal altına giriyoruz demektir. Bizim en az yaşlı bakım hizmetleri kadar, aktif yaşlanma konusu kadar bu meseleye de önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Hatta gerekiyorsa bunun için teşvik mekanizmaları kurmalıyız.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...