Çiçek, "Ben bu operasyonların devam edeceğini düşünüyorum çünkü bunlar toplumu etkileyen, toplumda gerginlik çıkarabilen, din adına hareket edip, farklı şeyleri öne çıkarabilen yapılar" dedi.
Çiçek'in Habertürk'ten Kübra Par'ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Adnan Hoca’ya dokunan yanar” düşüncesi vardı. AK Parti’ye yakın isimler dahi şikâyet etseler bile onun adını anmaktan imtina ediyordu. Bu kadar tehlikeli bir adamsa neden bugüne kadar dokunulmazdı?
Birincisi, örgütlü gücü vardı. İkinci olarak da bir kaset arşivi olduğu iddiası var. Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama bu iddia çok konuşuluyor. Üçüncüsü, kamuoyunu etkileme gücü çok yüksekti. Televizyondaki davranışlarını hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin en dindar gazetelerine reklam verebilen bir gruptan söz ediyoruz. Herhangi bir yazı kaleme alsanız, 30 yerde birden karşınıza dava çıkıyordu ve bu 30 yerde de avukat tutma ve davayı takip etme şansınız olmadığı için o cezalardan kurtulmaya bakıyordunuz. Kamuoyu önünde de algı operasyonu çok iyi yönetiliyordu. Ona da yenik düşme olasılığınız çok yüksekti. Bunların hepsini yan yana getirdiğinizde, örgütlü güç karşısında bireysel olarak fazla bir şey yapma şansınız olmuyordu. Dolayısıyla şimdi insanlar konuşmaya başladı ama açıkçası yine de hâlâ herkes konuşmuyor.
“Şu an bile operasyona rağmen korkanlar var” mı diyorsun?
Konuşmuyorlar, çünkü korkanlar var. Korkma nedenleri de kendi geçmişleriyle, o grupla veya “Yarın yine başımıza bela olurlar” endişeleriyle ilgili olabilir. Ama şimdi devlet meseleyi güvenlik boyutuyla ele aldığı için geçmiş operasyonlardan farklı bir operasyonla karşı karşıyayız.
İsim verebilir misin? Adnan Oktar ve FETÖ dışında devletin operasyon düzenleyeceği bildiğin örnekler var mı?
Bu noktada iki şey söyleniyor. Islah edilebilir olanları varsa ıslah edelim. Çünkü sonuç itibariyle bunların mensupları var. Bir şeyi kapatmakla, yeraltına itmekle onu bitiremiyorsunuz. Ama ajanlık faaliyeti içine girmiş olan, milli güvenliği tehdit eden, dini bozma noktasında toplumun kılcal damarlarına kadar gitmiş olup bunu ve ticareti kullananlar varsa, bunlardan bir karar verme süreci istenecek. Nedir? Büyük bir ihtimalle ya tasfiyeleri ya küçülmeleri ya da asli unsurlarına dönmeleri istenecek.
İstihbarat Teşkilatı’nın üzerinde çalıştığı kaç tane böyle yapılanma vardır?
Türkiye’deki bütün tarikat ve cemaatler masadadır.
Peki, bunların içinden kaçı tehlikeli görünüyordur?
Onu bilmiyorum ama sonuç itibariyle çok büyüdüğü zaman kontrol edilemez olduğunu hepimiz biliyoruz. “Hizmet noktası gerçekten gönüle hizmet mi yoksa devleti ele geçirme üzerine mi ya da yabancı bir faaliyetin buradaki bir şubesi gibi mi?” sorusunu sorduğunuzda aslında cevap biraz kendinden çıkıyor. Devletin sivil toplum kurumlarıyla, tarikat ve cemaatlerle ilişkisini son derece demokratik bir ortam içerisinde hazırlaması lazım. Devlet, devletliğini; tarikat, tarikatliğini; cemaat cemaatliğini bilecek.
Yeni operasyonlar da bekliyor musun?
Ben bu operasyonların devam edeceğini düşünüyorum çünkü bunlar toplumu etkileyen, toplumda gerginlik çıkarabilen, din adına hareket edip, farklı şeyleri öne çıkarabilen yapılar. Bu ülke, Çorum’u, Sivas’ı, FETÖ’yü gördü. Sistem bunlara “Dur” iradesini daha hızlı gösterecektir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...