31 Mart Yerel seçimlerinden önce yayınlanan KHK’lar ile 102 belediyeden 93’üne kayyum atanan HDP’nin belediyelerine 19 Ağustos itibariyle tekrar kayyum atanmaya başlandı. 31 Mart seçimlerinde, 3 büyükşehir, 5 il, 50 ilçe ve 12 beldede belediyeleri kazanan HDP’nin şuana kadar 3’ü büyükşehir, 1’i il, 11’i ilçe 15 belediyeye kayyum atandı.
Diyarbakır, Mardin, Van, Hakkari, Yüksekova, Kulp, Kayapınar, Bismil, Kocaköy, Karayazı, Nusaybin, Erciş, Cizre, Saray ve Kızıltepe belediyelerine kayyum atanmasının ardından 13 belediye başkanı da tutuklandı.
Toplam 1 milyon 368 bin 308 seçmenin oy verdiği 15 belediyenin aldığı oy oranları şöyle:
Diyarbakır: 490.571 – yüzde 62.93
Mardin: 208. 854 – yüzde 56,24
Van: 260.495 – yüzde 53.83
Hakkari: 19.199 – yüzde 59,97
Yüksekova: 30.250 – yüzde 66.18
Kulp: 8.866 – yüzde 49,97
Kayapınar: 104.690 – yüzde 66,35
Bismil: 39.366 – yüzde 71,43
Kocaköy: 5.292 – yüzde 61,67
Karayazı: 7.789 – yüzde 61,83
Nusaybin: 34.666 – Yüzde 77,42
Erciş: 35.619 – yüzde 49,71
Cizre: 38.238 – yüzde 76,99
Saray: 5.174 – yüzde 61,38
Kızıltepe: 79.239 – yüzde 70,45
İHD ‘Seçme ve Seçilme Hakkına Yönelik İhlalleri Araştırma Raporu’ hazırladı
İHD Diyarbakır Şubesi 31 Mart 2019 Yerel seçimlerinden itibaren HDP'li belediyelere yönelik kayyum atamaları ve hak ihlallerine ilişkin ‘Seçme ve Seçilme Hakkına Yönelik İhlalleri Araştırma Raporu’ hazırladı. Hazırlanan raporu açıklayan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, “31 Mart 2019 tarihinden bugüne değin, seçildiği halde KHK’lı oldukları gerekçesiyle 6 belediyenin eş başkanlarına mazbataları verilmemiş ve kendisini takip eden adaylara belediye başkanı seçilmiştir. Yine KHK’lı oldukları gerekçesiyle 43’ü Belediye Meclis üyesi ve 4’ü İl Genel Meclis Üyesi olmak üzere seçilmiş 47 kişiye mazbataları verilmedi. Mazbatalarını alarak göreve başlayan 3’ü büyükşehir 1’i il ve 11’i ilçe olmak üzere 15 belediyenin belediye eş başkanları çeşitli suçlamalarla görevden alınıp yerlerine kayyum atanmıştır. Bu süreçte 18’i resmi seçilen toplam 26 belediye eşbaşkanı gözaltına alınmış ve 9’u resmi seçilen toplam 13 belediye eşbaşkanı ise tutuklanmıştır. Ayrıca, tüm bu bilançonun içerinde kategorize edildiğinde 4 kadın eşbaşkan ile 9 kadın Belediye meclis üyesi seçildiği halde mazbatası verilmemiş, seçildikten sonra ise 9 kadın belediye eş başkanı görevden alınarak tutuklanmış ve yerlerine kayyum atanmıştır. Bu durumun aynı zamanda, siyasette ve yerel yönetimlerde kadın kimliğinin açık bir şekilde hedef alındığını göstermektedir” dedi.
‘Kayyum atama işlemiyle, belediye idaresi merkezi idareye bağlanmıştır’
“Kayyım atama işlemiyle belediyelerin idari özerkliği, merkezi idare tarafından hukuka aykırı olarak kısıtlanarak yerine mülki idare amirinin kayyım olarak atanması ile tümüyle ortadan kaldırılıp Belediye idaresi merkezi idareye bağlanmıştır” diyen Zeytun “Kayyım atanan tüm yerlerde görüleceği üzere seçilmiş yöneticinin görevden uzaklaştırıldıktan sonra o yerin en üst mülki idare amiri yasal düzenlemeye aykırı olarak kayyım olarak görevlendirilmiştir. 5393 Sayılı Kanunun 44. Maddesinde Belediye Başkanlığı sıfatının hangi hallerde sona ereceği sayıldıktan sonra 45. Maddesinde Belediye Başkanlığının boşalması durumunda yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Anayasaya ve 5393 Sayılı Kanundaki düzenlemeye aykırı olacak şekilde görevi ile ilgili bir suç nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma ve Belediye açılmamışken görevden uzaklaştırılması Meclisi işlevsiz bırakılarak yerine kayyım atanması; halkın iradesinin yok sayılması ile korunması gereken demokratik düzene zarar vermektedir” şeklinde konuştu.
‘Halkın seçime olan güvenini bitirme noktasına getirmiştir’
Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğu söyleyen Zeytun şunları söyledi: “Sorunun çözülmemesinin yarattığı tahribatlarını ve sonuçlarını maalesef ağır bir şekilde yaşamaktayız. İktidarın savaşa ve şiddete dayalı sorun çözme anlayışı ve yöntemleri ülkenin yaşadığı her türlü krizi derinleştirmektedir. Seçme ve seçilme hakkına yönelik bu ağır ihlaller demokratik hukuk devleti anlayışında ağır tahribatlar yaratmış, toplumdaki kutuplaşmayı arttırmıştır. Seçilmişlere yönelik bu hukuk dışı uygulamalar, halkın seçime olan güvenini bitirme noktasına getirmiştir. Seçimlerin anlamsız hale getirilmesi, demokrasi anlayışı için büyük bir tehlikedir. Hukuki denetimden yoksun böylesi kararların keyfi bir biçimde ve fütursuzca icra ediliyor olması, yani demokrasinin güvencesi ve temeli olan seçme ve seçilme özgürlüğünün yok sayılması telafisi mümkün olamayacak sonuçlara yol açmaktadır. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve insan hakları sorunlarını en aza indirebilmesinin yolu, seçme ve seçilme hakkının gerçek anlamda güvence altına alınması, devam eden çatışmalı sürecin sonlandırılması, Kürt sorunun barışçıl yöntemler ve diyalog yolu ile çözümünden geçtiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz.”
(sputnik)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...