HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HDP'nin adayının ne zaman açıklanacağı ve kim olacağına dair açıklamalarda bulunan Beştaş, "Çıkaracağımız aday sadece HDP’nin adayı olmayacak. Türkiye’yi içinde bulunduğu kaostan kurtaracak bir adayımız olacak. Kendi adayımızla 24 Haziran’a gideceğiz ama bu aday sadece HDP’nin adayı olmayacak. Demirtaş önerilenler arasında ve önümüzdeki birkaç isimden biri. Toplantılarımız bitmeden geniş kesimlerle yaptığımız çalışma bitmeden adayımızı açıklamamız söz konusu değil, ama en kısa zamanda, önümüzdeki günlerde adayımızı açıklayacağız" dedi
Meal Danış Beştaş'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Ülkenin gündeminde seçim var. “Baskın, basanındır” mantığıyla alelacele bir tarih verildi. 24 Haziran’da Türkiye seçime gidiyor. Onlar korkularını, paniklerini, acziyetlerini aslında seçim kararıyla çok net bir şekilde ortaya koymuş bulunuyorlar.
Adı konmamış bir OHAL zaten yürürlükteydi. Türkiye en kanlı katliamlara tanıklık etti. 10 Ekim Ankara Katliamı bunların başlıcasıdır. Neydi? Halkı korkutarak oy almak. Sora 5 Temmuz yaşandı. Ve zaten kendileri yoruma mahal vermeyecek şekilde bunun Allahın bir lütfu olduğunu ifade etmişlerdi. Ardından KHK’lerle, zulümle Türkiye’yi bugünlere getirdiler.
Ama 24 Haziran’a giderken şunu söylemek isterim, artık sizin 15 Temmuz’dan yiyecek ekmeğiniz kalmadı. 15 Temmuz’u bahane ederek faşizmi, zorbalığı ve elindeki olanakları kullanmaya devam etmek istiyorsunuz ama nafile.
En önemli sözleri ne? İstikrar. Sosyal medyada çok yaratıcı sözler var. Bir tanesi, ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyen sen, iktidarda olan yine sen. Kötüyse sen yaptın zaten. İstikrar ve huzur istiyorsak niye seni seçelim?
Evet, AKP iktidarı ülkeyi bu hale getirmesine rağmen yine de devam edeyim diyor. Halk sana niye oy versin? Sorunun cevabı bu. Ellerinde OHAL silahı halen kullanılıyor. Ne gariptir ki seçim kararının alındığı gün Meclis’te OHAL konuşuluyordu. Rivayet odur ki Başbakan da milletvekilleri de erken seçimi televizyonlarda ve kulislerde öğrendi. Tek adam rejimi böyledir.
Neden böyle yapıldı? “OHAL’i uzatıyorum, aynı gün seçim tarihini veririm, kimse de karşı çıkamaz.” İşte faşizm tam olarak böyle bir şeydir.
Hem de daha ortada uyum yasaları yokken. Bir seçim yapılacak, ama YSK Genel Kurul’dan haber bekliyor. İmzalar nasıl alınacak, adayların gösterilme usulü, teknik ayrıntılar bilinmiyor.
KRİZ ÜRETEN PARTİLER OLARAK YERLERİNİ ALDILAR
Bu seçim, AKP ve MHP’nin sonu olacak. 2002’de yaşananlar bir yönüyle devam edecek, çünkü AKP ve MHP kriz ve kaos üreten partiler olarak tarihteki yerlerini almış durumdalar.
Peki 2019’u neden beklemediler? 5 vakit namaz gibi, günde 5 defa seçimlerin zamanında yapılacağını söylediler. Bir yandan, bütün il ve ilçe kongrelerine giden, bütün açılışlara giden, toplumun gözünün içine baka baka bunları yapan, Meclis’e getirdiği yasalarla, iş dünyasına umut veren, bunu yaparken seçim hazırlıkları, bütçesiyle, bürokrasisiyle, bir yeri on defa açarak seçime giderken bir yandan da gözümüzün içine baka baka erken seçim olmayacağını söyleme yalanının içinde olduk.
Peki burada gerçekten de bu seçimden AKP çıkacak mı? Tabi ki çıkmayacak. Halk bunun biletini kesecek. AKP-MHP kirli koalisyonunu sonucunu 24 Haziran’da halk gösterecek. Çünkü halk baskı ve zulüm altında. Vatandaşlar şunu sorsunlar; 16 yılık AKP iktidarında ne yaşadık ki bundan sonra oy verelim? Geleceği güvende mi? Hayır.
Adalet ve hukuk olacak mı? Olmayacak. Şu an olmadığı gibi. Eşit yurttaşlık hukuku olacak mı? Olmayacak. Şu anda zaten tekçilik üzerinde ihtisas yapıyorlar. Adil bir ülke olmayacak. Sosyal refah artmayacak. Çocuklarımızın iyi bir gelecek yaşayacağından emin miyiz? Hayır.
Gerçekten krizin bedelini şu anda tüm topluma yaşatmak istiyorlar ama toplum buna izin vermeyecek. Tek adam rejimine, 86 milyonun kaderi bir adamın iki dudağı arasına sıkışacak. Kimse özgür olamayacak ve sesini çıkaramayacak.
Peki bunlar gittiğinde ne olacak? Herkes birbirine sevgiyle yaklaşacak. Kutuplaştırma bitecek. Birlikte yaşamanın güzelliğini göreceğiz. Liste o kadar uzun ki, AKP iktidarının, bu ülkede hukuk adına, barış ve bir arada yaşama adına yarattıkları tek bir değer yoktur. İşte 24 Haziran, bunlardan kurtuluşun reçetesi olacak .Biz zaten HDP olarak Haziranları severiz.
Toplumun en çok sorduğu sorulardan biri budur, bunlar gerilimi arttırmak istiyor. Çünkü daha önceki seçimlerde de gerilimden iktidar oldu. 10 Ekim Katliamın’dan sonra şu sözü çok duydum: “Lanet olsun, oy verelim iktidara gelsinler de yakamızdan düşsünler.” Ama şimdi, 1 Kasım’dan sonra daha ağırını yaşadıkları için daha ağır bir cevap verecek toplum.
HDP İTTİFAK PARTİSİ
Vatandaş mutfağından biliyor, kadınlara yönelik şiddetten biliyor, iş cinayetlerinden biliyor. Televizyonlar istedikleri kadar refah görüntüleri versin, halk kendi yaşadıklarını bilir. Dünyanın en büyük gazetesi fısıltı gazetesidir. Biz halkın içinde olarak bu fısıltının ne kadar kolay dolaştığını görüyoruz.
Bizler aynı mahalledeniz. Aynı fabrikalarda çalışıyoruz. Komşuyuz birbirimize. Aynı sıralarda oturuyoruz okullarda. Aynı tarlalarda çapa vuruyoruz. Bizler birlikte yaşıyoruz ve birlikte yaşamanın hukukunu birlikte kurmak istiyoruz.
El ele vereceğiz, yana yana duracağız ve omuz omuza çalışacağız. Kampanyamız herkesi kapsayacak. Toplumun en geniş kesimlerini kucaklamanın önemini çok iyi biliyoruz. HDP farklı inanç ve kimliklerin yer almasıyla zaten bir ittifak partisidir.
SİZİ YOK SAYAN İKTİDARI SİZ DE YOK SAYIN
Üniversite sınavları var bir de. Gençlik ne diyecek? O kadar bir gözü dönmüşlük var ki milyonlarca gencin gelecek on yıllarını alacak bir tarih değişikliği yaptılar. Gençleri görmezden geleni, onların yaşamını umursamayanı, bu kadar önemli bir sınava karşılık kendi iktidarlarına gençleri kurban etmeye çalışıyorlar, ama gençler kurbanlık koyun değildir. Gençler kendilerini yok sayan iktidarı yok sayacak, 24 Haziran’da AKP’ye güçlü bir cevap verecektir.
İşte Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylara karşı gösterilen tepkiler ortada. Sınav tarihini değiştir, gençleri tek bir tornadan çıkmışlar gibi tarif etmeye çalış. İşte AKP’nin Türkiye tahayyülü budur. Ama gençler buna 24 Haziran’da çok güçlü bir cevap verecektir. Gençlere çağrımız, siz, yok sayan iktidarı siz de yok sayın.
Alanda çalışan devlete bağlı kurumlarda görev yapanlara bir çağrım var; sakın ola ki AKP’ye güvenmeyin. Konusu suç olan bir emri yerine getirmeyin, çünkü bu iktidar gidecek 24 Haziran’da yeni bir gün olacak, bahar gelecek, bahar!
Zulüm yaparsanız bunun hesabını hukuk ve yargı önünde vermek zorunda kalırsınız Cumhurbaşkanı’na yaslanmak sizi kurtarmayacak. Sizin uymanız gereken hukukun üstünlüğüdür, temel hak ve özgürlüklerdir.
Bizler dimdik ayaktayız ve 24 Haziran’da gümbür gümbür geliyoruz. Ufukta güneş görünüyor. Az kaldı. Moralsizliğe, umutsuzluğa kesinlikle yer yok. Çünkü biz direnenler mücadele ederek bugünlere geldik.
Soru: Selahattin Demirtaş aday olacak mı?
Cevap: Bizim yaklaşımımız tek adam rejimine karşı tek adam çıkarmak değil. Türkiye neler yapıyor, çıkış yöntemleri neler olacaktır, bunun üzerinde yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün de Parti Meclisi toplantımız var. Dün Kadın Meclisi toplantımız vardı. Bu akşam da MYK toplantısı var. Sadece parti organlarında değil, çok geniş kesimlerle temaslarımız sürüyor. Çünkü bizim çıkaracağımız aday sadece HDP’nin adayı olmayacak.
Türkiye’yi içinde bulunduğu kaostan kurtaracak bir adayımız olacak. Kendi adayımızla 24 Haziran’a gideceğiz ama bu aday sadece HDP’nin adayı olmayacak.
Demirtaş önerilenler arasında ve önümüzdeki birkaç isimden biri. Toplantılarımız bitmeden geniş kesimlerle yaptığımız çalışma bitmeden adayımızı açıklamamız söz konusu değil, ama en kısa zamanda, önümüzdeki günlerde adayımızı açıklayacağız.
Soru: Gül’ün ismi geçiyor, bununla ilgili ne söylemek istersiniz?
Cevap: Şu anda yaratılan bir gündem var. Bu tam da Erdoğan’ın ve AKP zihniyetinin tartışma yöntemi. İsimler üzerinde yapacakları gündemle gerçekleri karartmaya çalışıyorlar Türkiye ekonomik olarak ciddi bir sarsıntı geçiriyor. İşsizlikte tarihinin en büyük rakamları var. Kadınlara yönelik uygulamalar, yargının içinde bulunduğu durum İşte bütün bunların çözümünü konuşmalıyız aslında. Bizim için isimlerden ziyade bunların konuşulması önemlidir.
Soru: Meral Akşener’e HDP nasıl yaklaşır?
Cevap: Bizim partide tek Meral var, o da benim. Gündemimizde başka bir Meral yok.
Soru: Sıfır baraj ittifakı konuşuluyor. Bu konuda bir teklif geldi mi size?
Cevap: Tartışmaları biliyor ve izliyoruz. HDP şu anda bütün baskılara rağmen, ötelenmesine ve kriminalize edilmesine rağmen HDP sadece anahtar bir parti değil, aynı zamanda kilit bir partidir. Tabiki bütün tartışmalardan bizim de bilgimiz vardır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...