Yapılan çalışmalara göre, gelecekte siroz ve karaciğer naklinin en büyük sebebinin karaciğer yağlanması olacağı öngörülüyor.
Karaciğer yağlanmasının, karaciğer hücrelerinde aşırı yağ birikmesi sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Gastroenteroloji Uzmanı Bilal Toka, zamanla ilerleyen yağ birikiminin karaciğer yapısını bozarak siroz gibi ciddi sonuçlarla karşılaşılabileceğini kaydetti.
Karaciğer yağlanmasının alkol ve alkol dışı olarak başlıca iki ana nedenden kaynaklandığını, kamuoyunda aşırı alkol tüketiminin karaciğerde yağ birikimine neden olduğunun iyi bilindiğini söyleyen Doç. Dr. Bilal Toka, “Karaciğer yağlanması sadece alkol tüketime bağlı olarak gelişmez. Günümüzde giderek artan ve daha yaygın hale gelen alkol dışı karaciğer yağlanması (Non-Alcoholic Fatty Liver Disease - NAFLD), kilo fazlalığı, diyabet ve yüksek kolesterol gibi durumlarla da yakın ilişkilidir. Ülkemizde günden güne yaygınlaşan hareketsiz yaşam tarzı ve yüksek kalorili beslenme alışkanlıkları nedeniyle, bu hastalık gün geçtikçe daha önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkmaktadır” dedi.
"ÇOĞU ZAMAN SESSİZ VE SİNSİ BİR ŞEKİLDE İLERLİYOR"
Türkiye’de her 3 kişiden birinde karaciğer yağlanması olduğunun tahmin edildiğini, karaciğer yağlanmasının çoğu zaman sessiz ve sinsi bir şekilde ilerlediğini açıklayan Doç. Dr. Bilal Toka, “Karaciğer yağlanması erken dönemlerde belirgin bir şikayet oluşturmaz. Bu yüzden genellikle check up veya herhangi bir nedenle yapılan kan testleri, karın ultrasonografi incelemesi sırasında tesadüfen ortaya çıkar. Hastalık ilerledikçe karında dolgunluk hissi, yorgunluk ve hafif karın ağrıları gibi belirtiler görülür. Ancak bu belirtiler de genellikle göz ardı edilebilir seviyededir ve çoğunlukla hastaneye başvurmaya gerek duyulmaz. Ancak erken dönemlerde önlem alınıp tedavi edilmediği takdirde karaciğer yağlanması ilerleyerek siroz ve karaciğer yetmezliği gibi daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir’’ şeklinde konuştu.
"KİLO VERMEK KARACİĞER YAĞLANMASINI DURDURABİLİR"
Karaciğer yağlanması için yüksek riskli durumlar olduğunu kaydeden Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, yüksek riskli gruplar arasında obezite, diyabet, yüksek kolesterol ve genetik yatkınlık olduğunu açıkladı.
Diyet, kilo verme ve egzersiz içeren yaşam tarzı değişikliklerinin hastalığın ilerlemesini durdurabileceğini hatta geriletebileceğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, şöyle devam etti:
“Karaciğer yağlanması, erken dönemde tanı konulup tedavi edilmesi gereken önemli bir sağlık sorunudur. Tedavide kilo fazlalığı, diyabet ve yüksek kolesterol gibi faktörlerin kontrol altına alınması önem taşımaktadır. Ayrıca yüksek lif içeren bir diyet ve egzersiz karaciğer yağlanmasından korunmada etkinliği kanıtlanan tedavilerdir. Karaciğer yağlanması açısından risk faktörlerini taşıyan bireylerin, düzenli olarak sağlık kontrollerini ve takiplerini yaptırmaları büyük önem taşır.’’
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...