Nuland’a, günlük basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun "Suriye’ye yönelik ültimatom niteliğinde açıklama yaptığı ve buna yönelik görüşünün ne olduğu" soruldu.
Davutoğlu’nun açıklamasını tam olarak görmediğini ama Türkiye’nin bugün "sert bir açıklama" yapacağından haberdar olduklarını belirten Nuland, şunları kaydetti: "Bir hafta önce Türkiye’nin bakışı, bakan Davutoğlu’nu Suriye’ye gönderme ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Essad’a sert talep listesi verme yönündeydi. Umut, Essad’ın yıllardır Suriye ile güçlü siyasi ve ticari ilişkileri olan, önemli etkisi bulunan komşusunu dinleyebileceği yönündeydi. Ama bu ziyaretten sonra hepimizin gördüğü, kan dökmenin artması oldu. Türk sabrının giderek tükeniyor olması bizim için sürpriz değil. Bu, bizim şu anda durduğumuz pozisyonla tamamen tutarlı." Nuland, "Türk askerinin sivilleri korumak için Suriye’ye yönelik askeri müdahale yapması halinde, bunu destekleyip desteklemediklerine" yönelik soru üzerine, bu tür bir konuda kararı Türkiye’nin kendisinin vereceğini, ancak kendi bilgisi dahilinde böyle bir tartışma konusunun da bulunmadığını ve hipotetik konulara girmek istemediğini söyledi.
"TÜRKİYE İLE AMAÇLARIMIZ AYNI"
Nuland, Clinton ile Davutoğlu’nun telefon görüşmesinin sorulması üzerine de konuşmanın ana konusunun Türk hükümetinin açıklamasından önce Suriye hakkındaki notların karşılaştırılmasının oluşturduğunu kaydetti.
Sözcü Nuland, başka bir soru üzerine de Türkiye ile ABD’nin Suriye’de şiddetin durması, askeri güçlerin kışlalarına geri dönmesi ve doğru demokratik dönüşümün başlatılması olmak üzere, Suriye konusundaki amaçlarının aynı olduğunu dile getirdi. Davutoğlu’nun da bu mesajları götürdüğünü ifade eden Nuland, o zamandan bu yana yakın irtibat içinde olduklarını bildirdi.
"Amaçlar aynı ama taktikler mi farklı?" sorusu üzerine Nuland, "Amaçlar aynı, taktikler de yeni ekonomik ve siyasi adımların atılmasıyla ilgili olarak her hükümetin kendi egemenliğiyle ve ulusal olarak alınacaktır" dedi.
Toplantıda, "Essad’a süre verilmesinin, kendi halkını bir süre daha öldürmesi anlamına gelip gelmediği, bu konuda bir son tarih olup olmadığı" yönündeki sıkça sorular gelirken, Nuland, bunlara kesin yanıtlar vermekten kaçındı. Nuland, BM Güvenlik Konseyi’nin yaptığından daha sert bir kınama açıklaması yapması gerektiğine inandıklarını kaydetti.
AA