Markulli, Kathimerini gazetesine yaptığı açıklamada, Rum yönetiminin, sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” ( MEB) içerisindeki 12. parselde petrol ve doğalgaz arama sondajlarına başlama niyeti konusunda Türkiye'nin uyarılarına karşılık, Rum yönetiminin ve Yunanistan'ın “yerinde ve zamanında tepki gösterdiğini” söyledi.
AB Dışişleri Bakanları, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerin dışişleri bakanları nezdinde girişimlerde bulunduklarını; Avrupa Birliği yetkilileri ile görüştüğünü anlatan Markulli, konunun 2-3 Eylül'de Polonya'da yapılacak AB Dışişleri Bakanları Gayrı Resmi toplantısının gündemine alınmasını da talep ettiğini belirtti.
“Rum yönetiminin BM'nin Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni 1988'de onayladığını ve bu sözleşmeden kaynaklanan egemenlik haklarını kullandığını” ifade eden Markulli, “Bütün faaliyetleri ve komşu ülkelerle yaptığı anlaşmaları bu deniz hukukuna uygundur. Türkiye BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni ihlal ediyor ve görmezden geliyor” iddiasında bulundu.
Markulli, “Sizce Türkiye sıcak olay çıkartabilir mi?” sorusuna karşılık, “Bana göre, 'Kıbrıs cumhuriyeti' ile değil, Amerikan şirketi Noble Energy (sondaj çalışmasını yapacak şirket) ile karşı karşıya geleceğini dikkate alacağından Türkiye, bölgede herhangi bir olay çıkartmaya cesaret etmeyecek” iddiasında bulundu.
Rum Dışişleri Bakanı şunları kaydetti:
“Tehditlerini hayata geçirme cüreti göstermemesi için Türkiye nezdinde bütün önleyici tedbirleri almaları konusunda başvurduğumuz gerek ABD'nin gerek diğer Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin güçlü tepkisinden eminiz. Büyük bir Amerikan şirketi olan Noble Energy'nin de Türkiye tarafından çıkarlarını zedeleyecek herhangi bir müdahale veya tacizde bulunulmasına izin vermeyeceği ortadadır. Dahası, Amerikan şirketinin arama yapacağı 12. parselin, aynı şirketin halen doğalgaz çıkarmak için çalışma yaptığı İsrail parsellerine yakın olduğu da unutulmamalıdır.”
TİCARET BAKANI: DOĞALGAZ SÜRECİ PLANLANDIĞI GİBİ DEVAM EDECEK
Bu arada, Rum yönetimi Sanayi Ticaret ve Turizm Bakanı Praksula Andoniadu Kiriaku da Haravgi gazetesine verdiği demeçte, Rum yönetiminin sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde ( MEB) başlamayı öngördüğü doğalgazı çıkarma çalışmalarının planlandığı şekilde devam edeceğini bildirdi.
Kiriaku, doğalgaz arama ve çıkarma çalışmalarının planlandığı gibi devam ettiğini, karara bağlanan sondaj çalışmasının ekim ayı başlarında başlamasının beklendiğini belirtti.
Kiriaku, hedeflerinin doğalgazın en kısa sürede Güney Kıbrıs'a ulaşması olduğunu ifade ederek, bu konuda Türkiye'nin ve özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının kabul edilemez olduğunu kaydetti.
İLK SONDAJ 1 EKİM’DE
Rumların Doğu Akdeniz'de tek yanlı ilan ettiği 12. parselde, 300 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin ediliyor. Rum yönetiminin bölgede ilk sondaja 1 Ekim'de başlayacağı açıklanmıştı.
Kıbrıs Rum yönetimi eski dışişleri bakanlarından Nikos Rolandis, dünkü açıklamasında, Rum yönetimine, sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde petrol ve doğalgaz arama çalışmalarıyla ilgili Türkiye'nin uyarılarını dikkate alması çağrısı yaparak, “ Türkiye dediğini yapar” uyarısında bulunmuştu.
YUNAN MİLLİ SAVUNMA BAKANI PANOS BEGLİTİS: TÜRKİYE'NİN TEHDİTLERİ BİZİ KORKUTMUYOR
Yunanistan Milli Savunma Bakanı Panos Beglitis, " Türkiye'nin, Rumların Doğu Akdeniz'de doğalgaz aramalarıyla ilgili açıklamalarının, uluslararası yasal düzenle ilgili anlayışını ortaya koyduğunu" söyledi.
Atina'da yayımlanan Ethnos gazetesine verdiği demecinde, " Ankara'nın bu konuda tepkilerini ne şekilde değerlendirdiğine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Beglitis, "Tehditler bizi korkutmuyor. Sadece Türkiye'nin, egemen ülkelerin barış içinde birlikte varolma ve işbirliği ile uluslararası hukuk ve uluslararası yasal düzenle ilgili anlayışını bir kez daha kanıtlanıyor. Gelişmeleri, gereken strateji, soğukkanlılık ve kararlıkla izliyoruz" dedi.
Beglitis, Türkiye'deki askeri ve siyasi konulardaki gelişmelerle ilgili bir soru üzerine de " Türkiye'deki iç gelişmelerin Türk halkını ve siyasi güçleri ilgilendiren bir konu olduğunu" belirtti.
" Yunanistan;ı ilgilendirmesi gereken şey, Türkiye'nin dışarıya karşı olan tavrı, ikili ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum) ile ilgili ilişkilerdir" diyen Beglitis, şöyle konuştu: "Ancak, ( Türkiye'nin) yeniden belirlenmiş politikası ve uluslararası hukuk ilkelerinin sürekli tanınmaması bölgemizde gerginlik yaratabilir. Bunu, uluslararası hukuk çerçevesinde sürekli inisiyatiflerle önleyebiliriz. Ancak, her şeyin üstünde bizim gücümüz, halkın ve siyasi güçlerin ezici çoğunluğuna dayanan ülkenin milli stratejisidir. Dış politikada ve savunmadaki milli cephe en büyük caydırıcı gücümüzü oluşturmaktadır."
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...