CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu toplantısında Suriye ve Irak’ta asker bulundurma yetkisinin süresini 2 yıllığına uzatan tezkereye “hayır” diyeceklerini açıkladı. AK Parti'nin TBMM'deki grup toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP'nin tezkere kararına ilişkin şöyle konuştu:
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin özellikle terörle mücadele noktasında; devletimize, hükümetimize, geçmiş dönemlerde özellikle tezkereler söz konusu olduğunda, yurt dışı tezkerelerinde destek vermediği hepimizin malumu. Tabii bu üzüntü verici. Türkiye'nin ana muhalefetinin terörle mücadele noktasında birlik ve beraberlik olunması gerekirken birtakım gerekçeler öne sürerek, ki gerekçelerin tutarlı olmadığını hep beraber görüyoruz; tezkerelere 'hayır' oyu vereceğini açıklaması çok talihsiz.
'BİRLİK VE BERABERLİK GÖRÜNTÜSÜNÜ HEP BERABER GÖSTERELİM'
Bu anlamda her şey milletimizin gözü önünde. Eğer yurt dışına asker gönderme tezkereleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylanmasaydı ve askerimiz bu operasyonları yapamamış olsaydı, güneyimizde bir terör devleti kurulmuş olurdu. 40 yıldan bu yana 10 binlerce şehidimize mal olan bir terör örgütünün hemen yanı başımızda bir devlet kurmasını bu millet istemez. O nedenle milletin temsilcileri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu tezkereler isteriz ki oy birliğiyle geçsin ve ülke olarak terörle mücadeledeki kararlılığımızı, birlik ve beraberlik görüntüsünü hep beraber gösterelim."
Kira uyuşmazlıklarındaki arabuluculuk uygulamasına ilişkin soru üzerine Tunç, 30 binin üzerinde başvuru yapıldığını, görüşmeleri tamamlanan 7 bin başvurudan 4 binden fazlasının anlaşmayla sonuçlandığını bildirdi. Yılmaz Tunç, arabuluculuğu önemsediklerini, uygulamanın iyi gittiğini söyledi.
"ŞİDDET YAŞAM HAKKININ DÜŞMANI"
AKPM'de Gezi davası hükümlüsü Kavala'ya "2023 Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü"nün verildiğinin anımsatılması üzerine Tunç, şunları ifade etti:
"Türk delegasyonunun gerekli tepkiyi göstererek toplantıyı terk ettiğini biliyoruz. Gezi davası özellikle anayasal düzene karşı bir dava, şiddet hareketleri. Şiddet yaşam hakkının düşmanı. En önemli hak, insan hakkı, yaşam hakkıdır. Şiddeti teşvik, hiçbir uluslararası belgede, anayasamızda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde bir hak olarak görülemez. Şiddetle ilgili bir davada, Türk yargısının kesin hüküm verdiği bir noktada siz 'insan hakları mücadelesi' yaptı diye ödül töreni düzenlerseniz bunun ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle uzaktan yakından ilgisi vardır, ne de hakla, hukukla bir ilgisi vardır. Tamamen orada bizce hiç değeri olmayan bir ödüldür."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...