Nagehan Alçı, Metin Feyzioğlu’nun geçmişteki siyasal düşüncesi ile şu anki çizgisi arasında hiçbir farkın olmadığını söyleyerek, “Bence Feyzioğlu dünya görüşü olarak tam anlamıyla tipik Kemalist ve otoriter-devletçi zihniyetin temsilcisidir” dedi.
Alçı'nın yazısından o bölüm şöyle:
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun adli yıl açılışındaki konuşmasını pazartesi akşamı Habertürk TV’de yorumladık. Benim kanaatim Burhan Kuzu’nun ve AK Parti içindeki genel eğilimin aksine tamamen olumsuzdu.
Feyzioğlu’nun geçmişteki siyasal düşüncesi ile şu anki çizgisi arasında hiçbir fark yok.
Zaten pazartesi günkü törende yaptığı konuşmada kullandığı, hiçbir hukukçuya yakışmayan totaliter cümleler de bunu ispatlıyor.
Bence Feyzioğlu dünya görüşü olarak tam anlamıyla tipik Kemalist ve otoriter-devletçi zihniyetin temsilcisidir.
Bu kafaya göre insan hakları ve özgürlükler ile hukukun üstünlüğü ilkeleri “teferruat”tan ibarettir.
O bakış açısında “Devlet” mistik kutsallık atfedilen bir olgudur. “Devlet” azman fırın gibidir. Bireyler ise bu fırının sürekli yanması için ateşe atılan odunlar kadar değersizdir.
Bu zihniyet, senelerce Türkiye’nin resmî devlet ideolojisi olmuş ve halkın büyük çoğunluğuna çeşitli derecelerde zulmetmiş bir politik anlayışa tekabül eder.
Metin Feyzioğlu 28 Şubat darbe hukukunun ve başörtüsü yasaklarının en büyük savunucularından biriydi.
Bu çizgisinden de vazgeçmiş değil. Hiç özeleştiri yapmadığı gibi aynı Kemalist ideolojik çizgide olduğunu adli yıl açılışında da açıkça ortaya koydu.
ZULÜMLERİN KILIFI
Unutmayalım, hem başörtülü hem de Kürt yurttaşlarımıza yapılan zulümler de bu “Gerisi teferruattır” kafasıyla meşrulaştırılıyordu eski Türkiye düzeninde.
O zulümleri protesto eden başörtülü kadınlara devlet “İran ajanı” diyordu ve o insanlar şeytanlaştırılarak “Gerisi teferruattır” paradigmasıyla ezildikçe eziliyordu. Çünkü Kemalizme göre hukuk da gerektiği yerde “teferruat”tı.
İKTİDAR BU ZİHNİYETLE İTTİFAK EDERSE İNTİHAR EDER
Yani o manada değişen Feyzioğlu değildir. AK Parti kendi tabanını da ezen bu zihniyeti asla meşru göremez ve görmemeli. Eğer görür de ittifaka girerse bu kendisinin intiharı olur.
Hele ki Feyzioğlu’nun Adalet Bakanlığına getirilmesi gibi bir karar bana göre bu iktidarın görevde gibi görünürken hükümetten inmesi ile eş anlamlı olacaktır.
Öte yandan Metin Feyzioğlu’na öfkeli CHP çevreleri acaba O’nun özgürlük-karşıtı otoriter zihniyetine karşı oldukları için mi yoksa TBB Başkanı’nın şu anki pozisyonundan ötürü mü bu kadar öfkeliler?
Eğer birincisiyse onları tebrik ederim, zira bu gerçek anlamda özgürlükçü muhalefet olur ve bence ülkemiz için çok önemlidir. Fakat eğer ikincisiyse yani sırf bugün iktidara yaklaşıyor diye karşı çıkıyorlar ve özünde Feyzioğlu ile aynı zihniyeti paylaşıyorlarsa o zaman sadece basit bir iktidar kavgası içindeler ve bunun hiçbir önemi yok.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...