CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Serhan Yücel, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Uğur Poyraz ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, anayasa taslağını sunuyor.
ÇOĞULCU DEMOKRATİK ANLAYIŞI
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi hakları nasıl güvence altına alacağına dair ilk açıklama CHP'li Erkek'ten geldi. CHP'li Erkek'in açıklamaları şöyle:
“28 Şubat 2022 tarihinde yine bu salonda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni imzalayan altı siyasi parti olarak cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada yaşamak, toplumsal barışı ve huzuru sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek için bugün tarihi bir adım daha atıyoruz.”
DEVA Partili Yeneroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
TBMM giden yolları demokratikleştirecek. Seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz. 6 milyonu aşan diasporamızın doğrudan mecliste temsil edilmesini sağlayacağız. Yasama bağışıklığını güçlendireceğiz. Kanun yapma sürecini demokratikleştireceğiz. Bakanlıkların KHK'lerle kurulmasına ve kaldırılmasına son vereceğiz. Meclisin denetim yetkisini güçlendireceğiz. Hükümet, başbakan ve bakanlar hakkında Gen sorusu sorulması yetkisi sağlayacağız. Bugün Türkiye kanun devleti vasfından da ciddi anlamda uzaklaşmış bulunuyor.
DP'li Yücel'in konuşması şöyle:
Yürütmenin her kademesinden, dört senedir her gün duyduğumuz “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” klişesini artık duymayacağız. Cumhurbaşkanı'nın bir dönem seçilmesini öneriyoruz, veto yetkisini kaldırıyoruz. Usulsüzlük, yolsuzluk ve becerisizlikler iddialarının ardından 'affımı istiyorum' diyerek sorumluluktan kurtulan bir cumhurbaşkanı kabinesi yerine güçlendirilmiş bir parlamenter sistem öneriyoruz.
Gelecek Partili Serap Yazıcı'nın açıklamaların öne çıkanlar şöyle:
Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası andlaşmalar, Anayasaya uygunluk denetiminde başvurulacak ölçü normlara dâhil edilmiştir.
Böylece 2004’te Anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklik, yaptırımla desteklenerek insan hakları alanının genişlemesi ve Türkiye’nin uluslararası itibarının korunması sağlanmıştır.
Bireysel başvuruların alanı, sosyal hakları da kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Bireysel başvuruların temelindeki hak ihlâllerinin, Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tâbi bir normun hukuka aykırılığından kaynaklanması halinde Yüksek Mahkeme’ye bu normu denetleme yetkisi de tanınmıştır
Nihayet Anayasa Mahkemesi’ne yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirlerinin alanına müdahale eden işlemleri nedeniyle yapılacak başvuruları da inceleme ve karara bağlama yetkisi tanınmıştır.
Yüksek Seçim Kurulu, yerine getirdiği işleve uygun olarak Anayasamızın Yüksek Mahkemeleri düzenleyen bölümüne aktarılmış; iki daire ve bir Genel Kurul halinde çalışması öngörülmüştür.
Anayasa Değişikliği önerimiz yargıya ilişkin unsurlarıyla birlikte kabul edilerek yürürlüğe girdiği takdirde; Anayasamızın 2. maddesinde yer alan ve değiştirilmesi yasaklanan insan haklarına saygılı, demokratik, lâik, sosyal hukuk devleti kavramları, Anayasa düzenimizin asıl belirleyicisi olabilecektir.
Böylece tüm vatandaşlar, geleceğe güvenle bakabilecekleri huzurlu bir ortama kavuşacaklardır.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Uğur Poyraz'ın açıklamaları ise şöyle:
İnsan haklarına dayanan Devlet düşüncesini daha belirgin kılmak için temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması olan 13. Maddenin kenar başlığını temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğü olarak değiştiriyor; madde metnine hürriyetin esas sınırlamanın istisna olduğunu belirten düzenlemeyi ekliyoruz.
Toplumun haber alma hakkını koruma ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını sağlama amacıyla kişiler ve siyasi partilerin kamu tüzel kişilerinin elindeki kitle haberleşme ve yayım araçlarından hakkaniyet ve adalet ilkesine uygun olarak yararlanma hakkına sahip olduğunu anayasal ilke olarak düzenliyoruz.
Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma davası açabilmesini TBMM’nin iznine bağlıyoruz.
Saadet Partili Bülent Kaya'nın açıklamalarından öne çıkanlar:
Mutabakat metnindeki hedeflerimizden bir tanesi yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artırılması, yerel yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hâkim kılınması, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarının açıkça belirlenerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son verilmesi idi.
Bunu teminen Anayasa’nın 127. Maddesinde bir değişiklik teklifi öngördük. Bu değişiklik teklifimizde görevi ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma mahalli idare organlarını veya bu organın üyelerinin İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırma uygulamasına son veriyoruz.
Bu durumdaki geçici olarak görevden uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararlarının kamu yararı bulunması şartıyla İçişleri Bakanının talebi üzerine Danıştay tarafından bir ay süre ile verilebileceğini, bu kararın ayda bir Danıştay tarafından gözden geçirilmesini ve nihai olarak bu kararın 6 ayı geçmemesini öngörüyoruz.
Merkezi idarenin mahalli idareler üzerindeki idari vesayet yetkisinin amacını Anayasada sınırlı olarak sayarak mahalli idarelerin yetkisini artırıyoruz.
Mutabakat metnimizde kamu yönetimi başlığı altında mutabık kaldığımız bir diğer nokta akademik özgürlük ve üniversitelerle ilgili düzenlemelerdir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...