Yıl 1918… Dünyayı kasıp kavuran Birinci Dünya Savaşı bitmiş, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması hemen ertesi gün yürürlüğe girmiştir. İttihat ve Terakki'nin ileri gelenleri Enver, Talat ve Cemal paşalar, Dr. Nazım, Bahaettin Şakir bir Alman gemisine binerek 1 Kasım günü İstanbul'dan ayrılmıştır. Padişah Vahdettin 5 Kasım'da orduyu terhis eden kararnameyi imzalamış, 10 Kasım 1918'den itibaren ülke parça parça işgal edilmeye başlanmıştır. İstanbul Dolmabahçe Sarayı önlerine demir atan 22 İngiliz, 12 Fransız, 17 İtalyan ve 4 Yunan gemisinden oluşan birleşik donanmadan çıkan askerler adım adım işgale girişmiştir. Türk ordusu ve Meclis-i Mebusan 21 Aralık 1918 günü tatil edilmiştir.
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
Memlekette vaziyet böyleyken, Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması nedeniyle 11 Kasım'da İstanbul'a gitmek üzere Adana'dan trene bindi. Haydarpaşa Tren Garı'na inip karşıya geçmek için kendini bekleyen Kartal feribotuna bindi. Boğaz'da Dolmabahçe Sarayı'nın önünde demirlemiş işgal kuvvetleri donanmasının gemilerini gördü, Yaveri Cevat Abbas'a dönüp “Geldikleri gibi giderler” dedi. Şişli'deki evinde kurtuluş toplantıları yapılırken yol haritası da çizildi: Ya istiklal ya ölüm! Gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası belirlenmişti. Arkadaşlarına “Ben gidiyorum…” dedi.
ADIM ADIM CUMHURİYET
Mustafa Kemal ve arkadaşlarını taşıyan Bandırma Vapuru 16 Mayıs 1919 günü Galata rıhtımından demir aldı. 19 Mayıs'ta Samsun'a vardığında, Mustafa Kemal'in karaya attığı o ilk adım, istiklal mücadelesinin başlangıcı oldu. Mustafa Kemal, Anadolu'ya çıkar çıkmaz bir taraftan işgale karşı Kuvayı Milliye hareketini derleyip toparlayıp askeri bir direniş gerçekleştirdi, diğer taraftan Ankara'da 23 Nisan 1920'de TBMM'yi açtı, ülkeyi işgalden kurtarıp adım adım Cumhuriyet'e yürüdü. Halkına onurlu bir miras bıraktı.
ATATÜRK NUTUK'TA BÖYLE ANLATTI
1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş şöyleydi…
(…) Milleti ve ülkeyi büyük savaşa sürükleyenler, kendi hayatlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife olan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş. (…) Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta… Birliklerin savaşçı erleri terhis edilmiş… (…) Birer uydurma nedenle itilaf donanmaları ve askerleri İstanbul'da… Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep İngilizlerce işgal edilmiş durumda… Antalya ile Konya'da İtalyan birlikleri; Merzifon'la Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve görevlileri ve özel adamları çalışmakta… 15 Mayıs 1919'da itilaf devletlerinin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir'e çıkarılıyor. Bundan başka yurdun dört bir bucağında Hıristiyan azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çaba harcıyorlar…
103 YILDIR BÜYÜK BİR ONURLA KUTLUYORUZ
Atatürk ve arkadaşlarının kurtuluş yolculuğu Türkiye'yi “tam bağımsızlığa” ve “cumhuriyete” taşıdı. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet'i gençlere emanet etti. Bugün o büyük yolculuğun 103'üncü yıl dönümünü, özgürlük ve bağımsızlığı, hiç dinmeyecek bir ulusal gururla kutlayacağız.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...